Erişilebilirlik

Fincancı'nın Tutukluk Halinin Devamına Karar Verildi


İSTANBUL - “Terör örgütü propagandası yaptığı” iddiasıyla 27 Ekim’den bu yana tutuklu bulunan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.

"Basın yayın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen Fincancı'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Tahliye talebi reddedilen Fincancı'nın davası 29 Aralık'a ertelendi.

Fincancı: “Benim gibi bir insan hakları savunucusu için hapishane bulunmaz bir nimet, yazmaya devam ederim”

Mahkemenin tutukluluk halinin devamı kararı vermeden önce savcının mütalaası hakkında beyanda bulunan Şebnem Korur Fincancı, bu topraklara ve bu toprağın insanlarına borcu olduğunu, cezaevinde yazmaya devam edeceğini söyledi.

Fincancı, “Tutuklu olmak elbette zor ama benim gibi bir insan hakları savunucusu için hapishane bulunmaz bir nimet. Gazeteye hapishanedeki mahpusların, çalışanların sorunlarını yazıyorum. Biraz daha uzun süre yazmaya devam ederim. Ben Almanya'dan dönmeyebilirdim. Dünyanın her yerinden adlı tıp uzmanı olarak çalışmaya devam edebilirdim. Ben bu toprakların insanıyım. Bu topraklara, bu toprakların insanlarına borcum var. Sayın Savcı dedi ki, devletin verdiği görev. Ben devletin verdiği görevi değil, ben aklımın yettiğince görevimi yaptım. Türk Tabipleri Birliği bir devlet organı değil, bir denetim organıdır” dedi.

Duruşmada neler oldu?

Türk Tabipleri Başkanı Prof. Şebnem Korur Fincancı, yaklaşık 2 aydır tutuklu olduğu Ankara Sincan Kadın Cezaevi’nde İstanbul Çağlayan Adliyesi’ne ring aracında kelepçeli olarak getirildi. TTB Başkanı çok sayıda jandarmanın bulunduğu duruşma salonunda ilk savunmasında, bu durumun insanlık onuru ihlali olduğunu belirtti. Mahkeme başkanının kendisine “sen” diye hitap etmesini reddettiği kayda geçirilen Fincancı, tutuklanmasına konu olan televizyon yayınında bir suç işlemediğini, mesleki deneyimi doğrultusunda TTB Başkanı olarak değil, adli tıp uzmanı olarak değerlendirmede bulunduğunu belirtti.

Şebnem Korur Fincancı, “Videodaki belirtiler üzerine yaptığım ‘belli ki bir toksik/ zehirli gaz kullanılmış durumda’ makul sonucuna ulaştığım tıbbi değerlendirme, bir “ön tanı”dır. Çünkü olay yerinde yapılacak inceleme, alınacak örneklerden yapılacak laboratuvar tetkikleri ve cenazelerin Minnesota Protokolü ışığında gerçekleştirilecek otopsileri ile etkili bir belgeleme ve olay yerinin iddia edilen olayla ilişkisi, bir kimyasal etken saptandığı koşulda bunun yasak silah olup olmadığı saptanabilir, dolayısıyla etkili bir soruşturma kılavuzlarda da belirtildiği şekilde bağımsız uzmanlar tarafından araştırılmadan, ‘tanı’ bileşenleri olarak bu zararlı (sağlık üzerinde olumsuz etkileri görülen) etkenin türü, hangi yolla kim veya kimler tarafından bu olay yerine ulaştığı yani sorumluların saptanması olanaklı değildir. O nedenle yayında belirttiğim tıbbi görüş, bir ön tanıdır. Tanıya erişebilmek için de etkili ve bağımsız bir soruşturma ve belgeleme gerekmektedir” dedi.

“Duruşumuzu suça dönüştürme çabaları ise beyhudedir”

TTB Başkanı, sık sık atıfta bulunduğu Etienne Balibar’dan Bertrand Russell’a, Jean Jacques Rousseau’dan Hannah Arrendt’e birçok filozoftan alıntı yaptığı savunmasına şöyle son verdi:

“ Hekimlik insana dair, insanı tüm zararlı etkenlerden koruma ve bu etkilerden arındırma çabası olarak insanlığa karşı suçların karşısında durmaktan, insanlık onuruna yönelik ihlallerle örselenmekten korumaya, zehir akıtan fabrikaları durdurmaktan, zeytinimize, arımıza, börtü böceğimize sahip çıkmaya, savaşların iklim değişikliğine etkisini bugünlerde sıkça gördüğümüz, duyduğumuz ve basit yöntemlerle önlenebilecek kolera salgınlarıyla karşımıza diken her türden halk sağlığına zararlı duruma karşı duruşa, bu yaşam biçimine verilen addır. Bu yaşam biçimini, duruşumuzu suça dönüştürme çabaları ise beyhudedir. Nazım Hikmet’in dediği gibi, yaşamak ciddi bir iştir.”

Avukat Eyüboğlu: “En ufak itirazın tutuklamayla karşılandığı bir zamanda yaşıyoruz”

Fincancı’nın avukatlarından Meriç Eyüboğlu ise tutuklamanın çok haksız olduğunu savundu.

Avukat Eyüboğlu, “En ufak itirazın, en ufak muhalefetin kabul görmediği ve tutuklamayla karşılandığı bir zamanda yaşıyoruz. İnsan hakları savunuculuğunun ne olduğunu anlatmaya ihtiyacımız var. İnsan hakları savunucuları devletten bağımsız, devletlerin yaptığı ihlallere ilişkin itirazları olan ve ortaya çıkaran kişilerdir. Müvekkilin atıf yaptığı kimyasal silahların yasaklanması konusundaki Cenevre Sözleşmesi, Türkiye'nin de taraf olduğu bir sözleşme. Müvekkil, ‘Sözleşme gereğince yerinde inceleme yapılması gerekir’ diyor. Yapılması gerekeni söylüyor. Alanının uzmanı olarak bunu söylemesinde hukuka aykırı bir durum yok. Hangi yayına çıktığı bir yargılama konusu olamaz. Bu tutuklama çok haksız” dedi.

Bu arada polisin güvenlik koridoruna aldığı İstanbul Çağlayan Adliyesi’ndeki duruşma öncesi, TTB İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten bir açıklama yaptı.

TTB Başkanı Fincancı Çağlayan Adliyesi'nde Hakim Karşısında
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:01:04 0:00

Ökten, “Bugün Çağlayan Adliyesi’nin önünde 2 aya yakın bir süredir ülkemiz demokrasisi ve hukuk açısından yaşadığımız utanç verici bir dönemin bir nebze olsun sonlanması için toplandık" dedi.

Ökten: "İnanıyoruz ki, hocamızı bugün karanlığa karşı, beyaz önlüklerimizle karşılayacağız"

Ali İhsan Ökten duruşma öncesi, "Hukuki hiçbir dayanağı olmayan bir kararla, halen tutuklu bulunan merkez konseyi başkanımız Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın tamamen siyasi hedeflerle ve açık bir hukuksuzlukla sürdürülen bu sürecin bugün sonlandırılmasını umut ediyoruz. İnanıyoruz ki, hocamızı bugün karanlığa karşı, beyaz önlüklerimizle karşılayacağız. Hekimlik değerleri, bilimsel düşünce özgürlüğü, mesleki bağımsızlık, meslek örgütü özerkliği ve toplumun sağlık hakkı için mücadelemizi hep beraber sürdüreceğiz" diye konuştu.

Bu arada Fincancı'ya destek vermek için CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, muhalefet partilerinden bazı milletvekilleri ile DİSK, Eğitim-Sen gibi sendika ve meslek örgütleri davanın görüldüğü Çağlayan Adliyesi'nin önüne geldi.

Prof. Fincancı neden yargılanıyor?

TTB Başkanı, PKK’nın Türk Silahlı Kuvvetleri’ni “kimyasal silah kullanmakla” suçladığı video hakkında 19 Ekim’de Medya Haber TV adlı televizyonda katıldığı bir programda, “Görüntüleri daha önce izlemiştim belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik, zehirli, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Bu bölgelerde inceleme yapılması bir zorunluluk kapsamında. Bu kapsamda bağımsız heyetlerin oraya girişinin engellenmemesi mutlaka gerekir ama ne yazık ki bu konuda bir engelle karşılaşmışlar” demişti.

Fincancı’nın açıklamalarının Türk medyasında yer almasından sonra 20 Ekim’de, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmış, Cumhurbaşkanı Erdoğan da, “Türk Tabipler Birliği Başkanı ile ilgili yargı harekete geçmiştir. Hem bu kişiyle, hem bu kurumla ilgili adımlar atılacak. Bakanlarımıza, Tabipler Birliği başta olmak üzere meslek örgütlerinde yeni yapıya geçilmesine yönelik mevzuat çalışmalarının hızlandırılması talimatı verdik. Gerekirse yasal düzenlemeyle bu ismin değişmesini sağlayacağız” diye konuşmuştu.

MHP lideri Devlet Bahçeli de Türk Tabipleri Birliği’nin adından “Türk” ifadesinin çıkarılması için çağrıda bulunmuştu.

Fincancı ise verdiği bir röportajda, “kimyasal silah” ifadesini kullanmadığını söylemişti.

STÜDYO VOA

Adams soruşturmasında sorgulanacak yeni Türk işadamları var mı? – 30 Eylül
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG