29. Türk Amerikan Konseyi toplantılarında katılımcılar Türkiye’yle Amerika’nın işbirliği yaptığı alanlara vurgu yapsa da ister istemez ilişkilerde sorunlu olarak görülen noktalar da gündeme geldi. Burada özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde İran’a ek yaptırım uygulanmasını öngören tasarıya Türkiye’nin ret oyu vermesi ve Ankara hükümetinin İsrail’e yaklaşımı konuları öne çıktı. Katılımcılar, “Türkiye batıdan uzaklaşıyor” değerlendirmelerini reddetti, ancak böyle bir algı sorunu yaşandığını da kabul ettiler.
Amerika Dışişleri Bakanı’nın Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu yardımcısı Phil Gordon, Obama yönetiminin Türk Amerikan ilişkilerine bağlılığını vurguladı: “Amerika’nın Türkiye’yle olan irtibatı dünyadaki hiçbir ülkeyle kıyaslanamayacak bir düzeydedir. Amerika’nın önemli dış politika konularında Türkiye’yle sürdürdüğü irtibatımız en yüksek seviyededir.”
Gordon işbirliği alanlarını şöyle sıraladı: PKK terör örgütüne karşı mücadele, Afganistan, Pakistan, Irak, enerji sevkiyatı, Balkanlar, Avrupa Birliği ve NATO. Gordon, NATO’nun gelecekte misyonunun tanımlanması ve füze savunma sistemi gibi konularda işbirliğinin sürdüğünü kaydetti.
Ancak Gordon Amerika’yla Türkiye’nin ayrıştığı konularda da görüşlerini açık bir şekilde birbirlerine ilettiğini vurguladı.
Gordon, Amerika’yla Türkiye’nin İran’a yönelik “diplomatik girişimlerin bir unsurunde anlaşmazlık yaşadığını,” ancak Türkiye’nin İran’ın nükleer silah edinmemesi gerektiği konusunda Amerika’yla hemfikir olduğunu bildiklerini kaydetti. Gordon, ayrıca Türk İsrail ilişkilerinde yaşanan sorunlardan dolayı üzüntü duyduklarını söyledi.
Türk Amerikan ilişkilerinin ele alındığı panelde konuşan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğu İran’ın nükleer programının silahlandırılmasına kesinlikle karşı olduklarını vurguladı. Sinirlioğlu, Amerika’yla İran konusundaki görüş ayrılıklarının içerik açısından değil, yöntem bakımından oluştuğunu kaydetti.
Sinirlioğlu şöyle konuştu: “Başkan Barack Obama’nın dış politika stratejisi, ilişkileri geliştirerek istikrarın yayılmasını hedefliyor. Bu stratejinin başarıya ulaşması için Amerika’nın güvenilir ortakların yardımıyla yeni dostlara açılması gerekiyor. Daha güzel bir dünya için Türkiye bu hedef uğrunda Amerika’nın yanındadır ve yanında olmaya devam edecektir.”
Washington’daki Türk Amerikan Konseyi’ne katılanların çoğu Türkiye’nin batıdan uzaklaştığı yorumlarını kesinlikle reddederken bu şekilde bir algı sorunu olduğunu da kabul ettiler. Amerika Dışişleri Bakanlığı müsteşarlarından Phil Gordon, algı sorunun küçümsenmemesi gerektiğini söyledi: “Neticede Türkiye’nin gerçekten doğuya dönüp dönmediği o açıdan önemli değil. Eğer Washington’da insanlar böyle düşünüyorsa bu bir sorun oluşturuyor. Ne tür imaj verildiği önemlidir. Eğer Amerika’da insanlar Türkiye’nin Amerika’yla ortaklığını güçlendirmekten ziyade İran’la yakın ilişkilere hevesli olduğu kanısına varıyorsa bu gerçek bir sorun oluşturur.”
Algı meselesine eski Demokrat Partili Florida Milletvekili Robert Wexler da katıldı. Türkiye’nin doğudan uzaklaştığı yönündeki değerlendirmeleri reddeden Wexler, “bu düşüncede olanların Türkiye’yi en ufak bir şekilde anlamadığını” söyledi. Wexler, özellikle Türkiye İsrail ilişkilerinde yaşanan sorunlara dikkati çekti. Orta Doğu Barışı ve Ekonomik İşbirliği Merkezi’nin başkanı Robert Wexler, “Türkiye'nin Ortadoğu barış sürecinde aynı hedefleri paylaştığına güvenim tam. Farklı görüşlere sahip olmak doğal, ama bazı zamanlarda, Hizbullah, Hamas, İran'la ilgili olarak inkar edilemez gerçekleri aklamak ya da ballandırmak, bu gerçeklerin Türkiye'de gündeme getirilmemesi kabul edilemez," diye konuştu.
Wexler ayrıca Obama yönetiminin sunduğu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini vurguladı: “Türkiye’ye veya İslam dünyasına bu kadar açılımda bulunan, vey Türkiye tarafından takdir edilmesi gereken bir dış politika yürüten bir başkan daha olmayacaktır.”
Wexler, “Eğer bu başkanla bu işi yürütemiyorsak, tanrı bizi korusun” dedi.