Pekin hükümetinin Müslüman Uygur azınlığa yönelik baskıcı muamelesi nedeniyle giderek artan uluslararası kınama mesajları ve eleştirilere rağmen Türkiye'nin Çin'le olan ekonomik bağlarının derinleştiği gözleniyor. Uzmanlar, Çin Dışişleri Bakanı'nın haftasonuna doğru Türkiye'ye yapacağı resmi ziyaret çerçevesinde Uygur meselesinin gündeme gelme olasılığının düşük olduğu görüşünde.
Türk-Çin ortaklığının hızla geliştiğine ilişkin son örnek, Çin teknoloji firması Xiaomi'nin Mart ayı başında İstanbul'da bir mobil telefon fabrikası açması olmuştu. Çin'in Türkiye'deki son yatırımının açılışına Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da katılmıştı.
Marmara Üniversitesi'nden siyaset bilimi profesörü Çağdaş Üngör Sunar, Çin ve Türkiye arasındaki ikili ticari ilişkilerin 2000 yılından bu yana katsayısal olarak arttığına dikkat çekiyor. İki ülke arasındaki ticari ilişkilerin son 4-5 yıl içinde çok daha yakınlaştığını kaydeden Sunar'a göre bu yakınlaşma sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasi ve ideolojik anlamda da yaşandı.
Çin Türkiye'deki en büyük yatırımcılardan biri
Çinli firmalar, kısa süre önce İstanbul Boğazı üzerindeki üçüncü köprü olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün bir İtalyan firmasına ait olan hisselerini satın almıştı. Türkiye'nin geleneksel yatırımcıları arasında sayılan Avrupa ülkelerinin Ankara'yı insan hakları ihlalleri nedeniyle eleştirerek ülkeden çekilmeye başlaması kimilerine göre Türkiye'yi Batı'dan uzaklaştırıyor.
Emekli Amiral Cem Gürdeniz, Türkiye'ye yönelik “düşmanca adımların”, sonunda Ankara’nın Rusya ve Çin gibi Asya güçlerinin safında hizalanmasına yol açacağı öngörüsünde bulunuyor ve “Asya yüzyılının başladığını” kaydediyor.
Pekin ise bir yandan değer kaybeden Türk Lirası’nı güçlendirmek için Ankara'ya mali destek sağlarken diğer yandan Türkiye'nin başlıca Corona virüsü aşısı tedarikçisi haline geldi.
Çin'le ilişkiler derinleştikçe Ankara'da Pekin hükümetinin Uygurlar'a uyguladığı baskıya karşı sessizlik artıyor. Ancak Türk hükümeti içindeki bazı kesimlerde Çin'in giderek genişleyen nüfuz alanına karşı huzursuzluğun da arttığı gözleniyor. Örneğin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanı Mesut Caşın, Çin’i ciddi bir tehdit olarak görüyor ve Pekin’in insan hakları sicilini ve Uygurlar’a uyguladığı baskıyı eleştiriyor.
Muhalif Uygurlar'ın iadesi konusundaki baskı artıyor
Çin, aralarında çok sayıda muhalifin de bulunduğu Uygur mültecilere ev sahipliği yapan ülkelerden biri olan Türkiye'ye, Uygurlar'ın Çin'e dönmesiyle sonuçlanabilecek iade anlaşmasını kabul etmesi için baskı uyguluyor. Çin Dışişleri Bakanı Wang Li'nin Ankara ziyareti sırasında da bu meseleyi gündeme getirmesi ve baskıyı sürdürmesi bekleniyor.
Çin'in doğusundaki Suzhou kentinde bulunan Xi’an Jiaotong-Liverpool Üniversitesi'nden Çin uzmanı Ceren Ergenç, Türkiye'de hala güçlü bir Uygur yanlısı lobi olduğunu söylüyor. Ergenç’e göre bu lobi, mevcut hükümetin seçmen tabanını da oluşturuyor ve Hükümet bu nedenle Çin'i memnun etmekle ülke içindeki seçmen tabanını memnun etmek arasında git-gel yaşıyor. Ergenç, belirsizlik yaratan bu durum nedeniyle, Çin'in Türkiye'yle tam olarak bağ kuramadığını da kaydediyor.
Çin Dışişleri Bakanı Wang Li'nin ziyareti öncesinde Ankara'ya Çin'e iade edilmesini istedikleri muhalif Uygurlar'ın bir listesini sunduğu söyleniyor. Türk Lirası’nın giderek daha fazla baskı altında kaldığı bu ortamda Çin'den gelecek desteğin hayati önem taşıması, Ankara'yı zor bir seçim yapmak durumunda bırakabilir.