Eski bir güzellik kraliçesi, ya da bir gazetenin genel yayın yönetmeni, Türkiye’de muhalif açıklamalarda bulunanlar gittikçe daha fazla hapis tehdidi altında yaşıyor. İnsan hakları örgütleri bu tehlikeli duruma giderek artan bir şekilde dikkat çekerken, savcılar Haziran ayındaki seçimlere kadar muhalif görüşlerini ifade edenlere karşı cezai önlemleri yoğunlaştırmaya başladı.
Son olarak Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu’nun kapısı bir sabah polisler tarafından çalındı. Baransu, gizli belgeleri elde etmek ve açıklamakla suçlanıyor. Gerek Amerika Dışişleri Bakanlığı, gerekse Avrupa Birliği, Baransu’nun tutuklanmasının medya özgürlüğü açısından kaygı verici olduğunu bildirdi. Merkezi New York’ta bulunan Gazetecileri Koruma Komitesi de tutuklama kararının saçma olduğunu savunuyor.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye araştırmacısı Andrew Gardner, son olarak Baransu’yla devam eden bu tutuklama furyasının gittikçe kaygı verici bir eğilim olduğuna dikkati çekiyor. Garner, Türkiye’de yasaları muhalif gazeteciler aleyhine yorumlama eğilimindeki artışa dikkati çekiyor.
Zaman gazetesi genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı, Aralık ayında terör suçlamasından tutuklanmıştı.
Mehmet Baransu’nun tutuklanması özellikle dikkate değer, çünkü kendisi Balyoz davasını başlatan delilleri sunduğu için geçmişte Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinden övgü almıştı. Taraf gazetesi, son birkaç yıldır hükümet içindeki yolsuzluk iddialarına ağırlık veren yazılarıyla öne çıkıyor.
Milliyet gazetesi yazarı Kadri Gürsel, Haziran ayındaki seçimler öncesinde hükümetin önceliğini rüşvet iddialarına verdiğine dikkati çekiyor. Ancak Gürsel, hükümetin yolsuzluk iddialarına yanıtını “Anayasa’yı askıya alarak” verdiğini söylüyor. Kadri Gürsel’e göre bu yönde gazeteci tutuklamaları olumsuz bir adım ve genel seçimler yaklaştıkça da tutuklamalar artabilir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve partisi, rüşvet iddialarının eski müttefikleri Fethullah Gülen’in darbe girişimi olduğunu öne sürüyor. Gülen Amerika’da kendi isteğiyle sürgün hayatı yaşıyor. Türk hükümeti gazetecilerin tutuklanma gerekçesi olarak da bu kişilerin hükümete karşı komplo kurduğunu savunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen ay dünyada en özgür basının Türkiye’de olduğunu iddia etti. Yakın bir zamana kadar Türkiye “en çok gazeteci hapseden” ülke olarak anılıyordu, ancak hükümetin çıkardığı son hukuki reformlar sayesinde süresiz gözaltında tutulan gazeteciler serbest bırakıldı.
Uluslararası Af Örgütü’nden Andrew Gardner, Türkiye’de hukuki anlamda olumlu adımlar atıldığını söylemekle birlikte, yeniden gerileme eğilimi bulunduğu uyarısında bulunuyor. İki yıl önce süresiz gözaltında tutulan gazetecilerin serbest bırakılması açısından olumlu gelişmeler yaşandığına işaret eden Gardner, şimdiyse insanların Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaretten hukuki soruşturmalara hedef olduğunu belirtiyor. Bu durumu Erdoğan geçen yıl cumhurbaşkanı oluncaya kadar “son derece olağan dışı” diye niteleyen Uluslararası Af Örgütü yetkilisi, hükümet aleyhinde yazı yazan gazetecilerin potansiyel hedef olabileceğini söylüyor.
Hapis cezasıyla tehdit edilen son kişiler siyasi hiciv nitelikli bir şiiri Instagram hesabında paylaşan eski Türkiye güzeli Merve Büyüksaraç ve Erdoğan’ı hırsızlıkla suçlayan 16 yaşındaki bir lise öğrencisi oldu. Öte yandan savcılar, rüşvet iddialarını gündeme getirme cesaretini gösterenlere soruşturma açıyor. Uzmanlar da Haziran ayındaki seçimlere kadar Türkiye’de muhalefet yapanlara yönelik baskının artacağı görüşünde.
