Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Türkiye’nin F-35 askeri uçak projesi için yaklaşık 1,4 milyar dolarlık yatırımı nedeniyle ya para iadesi ya projeye geri dönüş talep ettiğini, veya F-16 filosunu modernize etmek üzere ABD’den yanıt beklediğini söyledi.
Sözcü Bilgiç, bugün düzenlediği basını bilgilendirme toplantısı kapsamında Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgili soruları yanıtladı. Bilgiç, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price’ın Amerika’nın F-16 filosu modernizasyonu konusunda Türkiye’ye finansman teklifinde bulunulmadığı yönündeki açıklamasına karşılık, F-35 projesi kaynaklı alacağı itibariyle Ankara’nın ABD’yle müzakereler yürüttüğü mesajı verdi.
“Türkiye Cumhuriyeti olarak biz her ülkeyle iyi ilişkiler tesis etmek istiyoruz” diyen Bilgiç, ABD’yle NATO başta olmak üzere müttefiklik ilişkisine sahip olduğunu belirterek, özellikle Suriye, Ukrayna, Libya, Afganistan ve Afrika gibi konularda benzer çıkarlar ve hedefler bulunduğu görüşünü aktardı. Ancak ABD’yle ilişkiler için “mükemmel olduğunu söylemek zor” diyen Bilgiç, Suriye başta olmak üzere anlaşmazlık konularını işaret etti. Bilgiç, “Özellikle PKK, YPG, FETÖ’ye destek, tek taraflı yaptırımlar gibi konularda bir dizi tutum nedeniyle ABD ile ilişkilerimizde bazı sorunlar var. Bizim temel beklentimiz ilişkilerimizi etkin yönetelim, bir yandan sorunlarımızı çözelim. ABD’den özellikle kendilerine sıklıkla dile getirdiğimiz konularda benzer pozitif bir karşılık bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız da bunları açıkça ortaya koyuyor. ABD’li yetkililerle önümüzdeki dönemde temasımız sürecek” ifadesini kullandı.
Bilgiç, Price’ın teyit etmemesine karşın ABD’den F-35 için yapılan ödeme karşılığında F-16 tedarik edileceğiyle ilgili Türkiye’nin açıklamasına ilişkinse “F-16 filomuzun iyileştirilmesine yönelik çalışmalar, modernizasyon faaliyetleri ihtiyaca binaen yılladır yapılmakta, yapılıyor. F-35 programından ayrılmamız sadece bizim değil NATO’nun caydırıcılığına darbe vuran bir adım. Biz program boyunca yükümlülüklerimizi yerine getirdik. Bu çerçevede de, F-35 projesi çerçevesinde de ABD’ye yaklaşık 1,4 milyarlık bir ödeme yaptık. Bizim için aslında seçenekler basit: Ya programa geri döneceğiz ya bize vaat edilen uçakları alacağız ya da paramızı iade edecekler. Bu çerçevede F-35 için ödediğimiz meblağın F-16 filomuzun modernleştirilmesi için kullanılması bir seçenek olarak gündemde. Bu konuyu tabii ABD’li paydaşlarımızla tartışıyoruz. Bunun sonucuna göre de tabii ki hareket edeceğiz” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington’un Türkiye’nin F-35 uçak projesi nedeniyle yatırdığı 1, 4 milyar dolarlık bütçeye karşılık F-16 savaş uçakları satışı önerdiği açıklamasından sonra finansman sürecini doğrulamamıştı.
Suriye’ye operasyon düzenlenecek mi?
Bilgiç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın YPG/PKK saldırıları nedeniyle Suriye’de olası operasyona yönelik açıklamasıyla ilgili “Cumhurbaşkanımız çok açık bir şekilde ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğini tehdit edecek herhangi bir tehdit nereden gelirse gelsin Türkiye Cumhuriyeti’nin tepkisiyle karşılaşacaktır. Türkiye gerekli adımları kararlı şekilde alacaktır. Bu, Suriye için de geçerli. Ne zaman şartlar uygun olursa, olgunlaşırsa gerekli operasyonu, harekatı yapar” dedi.
Suriye’de rejim güçlerinin İdlib’e saldırılarda bulunduğunu kaydeden Bilgiç, “Rejimin İdlib'in Eriha ilçesine yönelik topçu saldırıları neticesinde aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda kişinin yaşamını yitirdiğini biz üzüntüyle öğrendik. Çok sayıda da yaralı olduğunu biliyoruz. Ağustos ayı başından bu yana yaşanan saldırılarda da 50 civarında sivil hayatını kaybetti. Cenevre’de 6’ncı turu devam eden Anayasa Komitesi toplantıları sırasında sivilleri bu şekilde doğrudan hedef alan saldırıları rejimin askeri çözüme yönelik tavrını hala maalesef koruduğunu gösteriyor. Tabii bizim temel hedefimiz İdlib’te kalıcı istikrarın sağlanması ve temel beklentimiz de kalıcı istikrarın önündeki bu saldırıların bir an evvel son bulması. Tabiatıyla siyasi çözümü önceliyoruz. Siyasi çözüm çerçevesinde önemli somut adımların atılmasını bekliyoruz. Bu çerçevede rejim destekçileri Rusya ve İran’a gerekli mesajları vermekteyiz” açıklamasında bulundu.
Taleban görüşmesi değerlendirmesi yapılmadı
Sözcü Bilgiç, Taleban rejimiyle yapılan görüşmeye değinmedi ancak Afganistan’da kız çocukları için eğitim süreci belirsizliğini korurken, Türkiye’nin bir Afgan kızına burs olanağı tanıdığını açıkladı.
Bilgiç, “Afganistan’da üniversite aşaması için yapılan sınav sonucunda ülke genelinde birinci olan ve bugüne değin tüm eğitimi boyunca birinciliklere sahip Selgey İsmailhil artık eğitimine Türkiye’de devam edecek. Üstün başarı bursuyla Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Bölümü’ne kayıt yaptırdı” dedi.
Mısır’a sıcak mesaj, Doğu Akdeniz’de Yunanistan’a tepki
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Ankara’nın uluslararası ilişkilerdeki tutumuyla ilgili sorulara verdiği yanıtlarda şu başlıklar dikkat çekti:
Rusya – NATO gerilimi: Bizim temel hedefimiz NATO ile Rusya arasındaki diyalog kanallarının açık tutulması. NATO – Rusya Komitesi dahil olmak üzere mevcut diyalog araçlarının kullanılması gerektiğini hem Rusya’ya hem de NATO’ya iletiyoruz.
Mısır ile ilişkiler ve Etiyopya’ya SİHA satışı: “Biz Mısır ile hem ikili hem bölgesel meselelerde karşılıklı yarar ve saygı temelinde ilişkileri yürütmek istiyoruz. Bunun her iki ülke halkının yararına hem de bölge açısından önem taşıdığını düşünüyoruz. 5-6 Mayıs tarihlerinde Kahire’de ilk görüşme ve ardından 7-8 Eylül tarihlerinde Ankara’da ikinci tur istişare görüşme yapılmıştı. İlişkilerin geliştirilmesine ilişkin Mısır tarafıyla görüşmelere devam edeceğiz. Mısır'ın bizim Etiyopya’ya SİHA (Silahlı İnsansız Hava Aracı) satmamız nedeniyle rahatsız olduğuna ilişkin yorumlar uluslararası basında çıkabilir. Bize konuya ilişkin gelmiş resmi bir şey yok. Zaten Türkiye ve Etiyopya egemen bir devlet. Etiyopya da istediği yerden bu drone satın alabilir.”
AB’nin Türkiye’ye “Suriye’de işgalci” suçlaması: “AB Genişleme Strateji Belgesi Ülkeler Raporu zaten çok çifte standartla yazılmış bir rapor. Rapor için tepkimizi dün geniş şekilde ortaya koyduk. AB Başkanlığı da zaten raporun tüm maddelerine ilişkin Türkiye’nin görüşlerini kayda geçirdi. Bizim açımızdan AB’nin ne söylediği çok önemli değil. Çünkü rapor baştan aşağı çifte standartla yazılmış ve pek çok iddia var. Biz bunların hiçbirisini kabul etmiyoruz.”
Doğu Akdeniz: “Hem Yunanistan hem Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Doğu Akdeniz'de gerginliği artıracak adımlar atıyor. Akdeniz'de kıta sahanlığımıza araştırma gemileri gönderme çabaları devam ediyor. Biz bu tahriklere hem sahada hem masada yanıtlarını veriyoruz. Haklarımızın ihlaline de asla müsaade etmiyoruz. GKRY Kasım ayında yeni sondaj yapılacağını duyurdu. Bu gerçekleşirse tabii biz de Kıbrıs Türkleri’nin de haklarını korumak için buna mukabele edeceğiz. Bunu açıkça buradan ifade ediyorum. Türkiye olarak bu tür meydan okumalara gerekli cevapları vermeye devam edeceğiz. Öte yandan Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon rezervlerinin daha hakça paylaşımı için Sayın Cumhurbaşkanımızın önerdiği Doğu Akdeniz Konferansı yapılabildiği takdirde bölge ülkeleri arasındaki işbirliği zemini bulunabilir, kaynaklar da hakça paylaşılabilir. Egemen bir devlet olarak Türkiye yeri geldiğinde alabilir. Bu haklarımız her zaman mevcut. Türkiye yeri geldiğinde kullanabilir.”