Erişilebilirlik

'Türkiye Hala Güvenilir Bir Ortak mı Bilmiyorum’


Eski CENTCOM Komutanı Joseph Votel
Eski CENTCOM Komutanı Joseph Votel

Eski ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı emekli general Joseph Votel, Türkiye’nin özellikle son yıllarda NATO’yu birarada tutan değer ve çıkarlardan uzaklaştığını savunarak, “Türkiye’ye hala güvenilir bir ortak gibi bakabilir miyiz bilmiyorum” ifadesini kullandı.

Washington’daki düşünce kuruluşlarından Ortadoğu Enstitüsü’nün (Middle East Institute) yıllık Türkiye konferansında konuşan Votel, Türkiye’nin Rusya’yla yakınlaşması ve bu ülkeden S-400 füze savunma sistemi satın alması gibi gelişmelere işaret ederek, “Bunlar bir NATO üyesinden bekleyeceğimiz davranışlar değil. Türkiye dahil NATO’nun tüm üyelerini bir araya getiren evrensel değerler ve çıkarların, özellikle Türkiye açısından ne kadar ayrışmaya başladığının bir örneği,” dedi.

Türkiye’nin NATO’ya ilk katılan ülkeler arasında yer aldığına işaret eden ve Soğuk Savaş’tan günümüze kadar uzanan süreçte ittifakın misyonlarına önemli katkılarda bulunduğuna değinen Votel, ancak son birkaç yıldır böyle bir ayrışmanın yaşandığı görüşünü dile getirerek, “Bu durum, Türkiye’nin ileriki süreçte güvenilir bir ortak olup-olamayacağı sorusuna yol açıyor. Onlara hala güvenilir bir ortak olarak bakabilir miyiz bilmiyorum,” diye konuştu.

Votel, hatta kimi çevrelerce Türkiye’nin, “ne dost ne düşman” kategorisine girmeye başladığı yönünde yorumlar yapıldığına işaret etti: “Dolayısıyla bence bu durum sadece ABD değil NATO açısından da ilişkilerde büyük bir zorluk yaratacak” değerlendirmesinde bulundu.

NATO ve Amerikan sistemlerine entegre edilmesi mümkün olmayan bir sistemin nasıl bir vazife görebileceği noktasında da kafa karışıklığı olduğuna dikkati çeken Votel, Türkiye’nin böyle bir karar almasında, askeri gereksinimin yanında, Rusya’da da aynı şekilde var olan Batı’ya karşı güvensizlik duygusu ve “ne istiyorsak onu yaparız” yaklaşımının da rol oynamış olabileceğini söyledi.

Votel, bu meselenin çözümünü en nihayetinde NATO’nun üstlenmesi gerektiği görüşünü de dile getirdi. Emekli general, “En nihayetinde eğer S-400 sorunu çözülecekse, bunun için NATO’nun, şu anki yönetim kadrosuyla birlikte, bir araya gelmesi ve bu meselenin nasıl ele alınacağı, nasıl bir politika izleneceği konusunda bir tartışma yürütmesinin gerekeceğini” belirtti. Şu anki politikanın aynen devam mı ettirileceği, ya da Türkiye’ye “bazı hedeflerini yerine getirmek için sergilediği davranışların NATO açısından kabul edilemez olduğu” mesajının mı verileceği noktasında bir muhasebenin yapılmasına ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Votel, Rusya’nın buradaki amacının NATO içerisine “çomak sokmak” ve ittifaka zarar vermek olduğu yorumunu da yaptı. Amerikalı emekli generale göre Rusya, Türkiye’nin askeri gereksinimlerini karşılamasından ziyade, Türkiye’yi ve S-400 satışını NATO’ya zarar vermede bir araç olarak kullanmaya çalışıyor. Votel, S-400 meselesinde ne yapılacağı noktasında belirsizlik yaşandığına işaret ederek, bu anlamda Rus lider Vladimir Putin’in politikasında etkili olduğu görüşünü dile getirdi.

Alman milletvekili Nils Schmid: ‘S-400 konusu NATO çerçevesi içinde ele alınmalı’

Konferansın konuşmacılarından biri de Alman parlamentosunda Dışişleri Komisyonu üyesi, Sosyal Demokrat Parti’den Nils Schmid’di. Konuşmasının ardından VOA Türkçe muhabirinin sorularını yanıtlayan Schmid, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 alımının yarattığı rahatsızlıkla ilgili olarak, bu konuda NATO içerisinde birleşik bir tavır ortaya konması gerektiğini söyledi.

Schmid, “Çünkü bu türden bir Rus silah sisteminin Türk topraklarına konuşlandırılması tüm NATO'yu ilgilendiriyor ve güvenliğimizi risk altına sokuyor. Türkiye’ye kurallara uymadığında güçlü bir yanıt verilmesi gerektiğine inanıyorum. Suriye'ye askeri müdahale de tek taraflı bir eylemdi ve NATO müttefikleriyle istişare edilmedi. İttifakımız bu şekilde işlememeli” diye konuştu.

Alman milletvekili, S-400 konusunun sadece Türkiye ile ABD arasında ikili bir mesele değil daha ziyade bir NATO meselesi olması gerektiğini vurgulayarak, “Bunun tüm NATO içerisinde etkileri olacak ve bu nedenle de NATO çerçevesi içinde ele alınmalı” ifadesini kullandı.

Türkiye'nin Baltık savunma planını veto etmemesini, NATO'ya bağlılığını gösteren çok olumlu bir adım olarak niteleyen Schmid, “Bu, ittifakımız bünyesinde nasıl bir işbirliğimizin olması gerektiğinin bir örneği” dedi.

Nils Schmid, Türkiye, Rusya’ya yakınlaşması konusunu da şu an itibariyle daha ziyade taktiksel bir hareket olarak gördüğünü belirtti, Türkiye'yi NATO içerisinde tutmak için ellerinden gelen her şeyi yapmaları gerektiğini belirtti.

XS
SM
MD
LG