Türkiye’nin en büyük kenti İstanbul’da taksilere kameralar yerleştiriliyor. Yetkililer bu uygulamanın hem yolcu hem de sürücü güvenliğini sağlayacağını söylüyor. Ancak geçtiğimiz yılki başarısız darbe girişiminin ardından 60 binden fazla kişinin hapse atılması ve yaklaşık 200 bin kişinin işten çıkarılmasıyla başlayan sürecin devamında, bunun, halk üzerindeki gözetim ve denetimi genişletmek için en son çaba olduğu yönündeki endişeler artıyor.
İstanbul'da ‘Itaxi’ olarak olarak adlandırılan bu uygulamanın yararları bir ilanla halka duyurulmuş. Yeni taksiler, sürücülerin en hızlı ve en ucuz güzergahı bulmaları için GPS ve ayrıca kredi kartıyla ödeme yapılmasını sağlayan donanıma sahip. Yetkililere göre, bu önlemler, yolcuların daha iyi yolculuk yapabilmesini sağlamak için.
Yeni taksiler görkemli bir törenle tanıtıldı. Ancak yetkililerin hem sürücüleri, hem de yolcuları koruyacağını açıkladığı büyük bir dijital kameranın her araca yerleştirilmesi, tartışmalara yol açıyor.
Taksiye bindiğinizde, kamera açık biçimde görülüyor. Belirsiz olansa, sesin yanısıra görüntülerin kaydedilip kaydedilmeyeceği ve görüntülerin nereye gittiği. Bu sürücü, kimin izlediğini bilmediğini itiraf etmesine rağmen, cihazdan çok memnun.
Bir taksi şöforü, ‘’Yeni sistem ihtiyacım olan şeydi. Pazar gecesi bir olay yaşadım. Bir müşterinin saldırısına uğradım. Bu sistem aktif olsaydı, hemen kurtarılırdım ya da saldırgan saldırmaya cesaret edemezdi. Artık bir kamera sistemi ve panik düğmesi var,’’ şeklinde konuşuyor.
İstanbul'daki herkes çok ikna olmuş gibi görünmüyor. Bu kişi de bu girişimin arkasındaki sebepleri sorguluyor: ‘’Bazı kötü niyetli kişiler taksi şoförlerinden para çalıyor veya taksi şoförleri taksilerin içinde kadınlara karşı şiddet uyguluyor, bu gibi şeyler için yapıldığını düşünüyorum. Eğer gerçek suçlular için yapılıyorsa, bu kötü bir fikir değil. Ancak hükümetimizin veya polis memurlarının gerçek suçlularla ilgili olarak yaptıklarından şüphe ediyoruz. Türkiye'de şu sıralara cadı avı yapılıyor. Eğer öyleyse ve bu, böyle şeyler için kullanılıyorsa, tabii ki taksilerde böyle bir uygulama iyi bir fikir değil."
Geçen yıl neredeyse her hafta başarısız darbe girişimine karışmakla suçlananlara yönelik davalar görüldü. Şu anda 60 binin üzerinde kişi, darbeye karıştığı iddiasıyla hapis yatıyor. Geçen yıl, 4000 kişi Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla yargılandı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Profesörü Yaman Akdeniz'e göre, yeni bir ‘elektronik gözetim’ başlatıldı. Profesör Akdeniz, gözetim kültürünün yükselişi üzerine çalışıyor ve yeni taksilerle ilgili endişelerin köklü olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor:
‘’Bugünlerde bu verilerin nereye gönderildiği ya da yüz ya da ses tanıma teknolojisine sahip olup olmadığı bilinmediğinden bazı şüpheler var. Bir çok kişi cumhurbaşkanına hakaret ettiği iddiasıyla soruşturuluyor ve yargılanıyor. Çünkü herkes giderek daha fazla gözetim altında tutuluyor ve kimse hükümet tarafından ne tür bir teknoloji kullanıldığını ya da ne tür bir düzen kurulduğunu bilmediği için durum daha da kötüleşecek.’’
Güvenlik kameraları konusunda Türk toplumunda giderek artan bir kaygı var. Hükümet baskısı ve cumhurbaşkanına hakaretten dolayı kovuşturmalar sürerken, ‘gözetim teknolojisi’ içeren yenilikler şüpheyle izlenecek gibi görünüyor.