Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir yıl önceki darbe girişimine karşı koyarken yaşamını yitiren 250 kişinin anısına inşa edilen bir anıtın açılışını yaptı.
Erdoğan’ın devasa cumhurbaşkanlığı sarayının karşısında yer alan anıt, Türkiye’nin ulusal sembolü olan hilal ve yıldızı tasvir ediyor.
Erdoğan’ın Saray’daki camide sabah namazının kılmasının ardından düzenlenen açılış törenine on binlerce kişi katıldı.
Erdoğan törendeki konuşmasında kalabalığa hitaben, “Emin olun, ülkemize, milletimize, özgürlüğümüze ve geleceğimize silah doğrultan hainlerin hiçbiri, bir daha asla gün yüzü görmeyecek. (Darbeyi hayata geçirenler) Zindanlarda çürürken her gün tekrar tekrar ölecekler” dedi.
İki günlük anma törenlerinin ana etkinliği, Cumartesi gecesi İstanbul’daki 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde yapıldı. Köprü, darbe girişimi gecesi sırasında, askerlerin kalabalığın üzerine ateş açmasıyla en kötü şiddet olaylarına sahne olan mekanlardan biriydi.
Erdoğan, köprüde toplanan yüzbinlerce kişiye hitaben, “Darbeye kalkışanların kafalarını koparacağız” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, meclise, ölüm cezasını yeniden tartışmaya açma çağrısında bulunurken, bu yönde bir yasal düzenlemeyi hemen imzalayacağını belirtti. Erdoğan, başarısız darbe girişimi sırasında hayatlarını kaybedenlerin hissiyatları ve hassasiyetlerine saygı gösterilmesi gerektiğini kaydetti.
15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişimi sırasında 250 kişi yaşamını yitirmiş, 2 binin üzerinde kişi de yaralanmıştı.
O gece tanklar darbeye direnen insanları çiğnemiş, askerler Erdoğan’ın ‘direnin’ çağrısı üzerine sokaklara dökülen kalabalıkların üzerine ateş açmıştı. Başkent Ankara’da savaş uçakları ve helikopterler, meclisin yanısıra polis ve güvenlik binalarını bombalamıştı.
Cumartesi günkü törenler Pazar’ın ilk saatlerine kadar uzadı. Geceyarısı civarında cep telefonlarıyla arama yapanlar, hattın öbür ucunda sinyal sesleri yerine Erdoğan’ın bir konuşmasını duydu.
Siyasi bölünmeler
Erdoğan Pazar sabaha karşı 02.23’te, yani uçakların bir yıl önce meclis binasını bombaladığı saatte meclis bahçesinde düzenlenen törende konuştu.
Erdoğan, ellerinde Türk bayraklarıyla alanı dolduran kalabalığa, “Darbeciler Meclis'i bombalarken ne kadar alçaldılarsa, milletvekillerimiz de o Meclis'in çatısı altında istiklalimize ve istikbalimize sahip çıkarak o derece yüceldiler” diye seslendi. Ana muhalefet partisi CHP, konuşma listesinden çıkarıldıkları gerekçesiyle töreni boykot etti.
Boykot, törenlerin etrafını saran kutuplaşmalı atmosferin bir göstergesiydi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün, darbe girişimi sonrasındaki devam eden sert uygulamaları eleştirerek, bunların daha ziyade meşru eleştirileri susturma niyeti taşıdığını öne sürdü. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbe girişimine dair önceden bilgisinin olup olmadığı sorularını gündeme getirerek, bunun bir ‘kontrollü darbe’ olduğunu iddia etti.
Erdoğan konuşmasında bu iddialara sert yanıt verdi. “Hala kontrollü darbe diyenler var.Ulusumuzun şanlı direnişini lekelemeye çalışıyorlar. Bu olaya kontrollü darbe demek nasipsizliktir” diyen Erdoğan, konuşmasının önemli bir bölümünü muhalefet liderini hedef almaya ayırarak, onu ‘korkak’ olarak niteledi ve hatta ‘darbe planlayıcılarının ajandasına’ yardımcı olmakla suçladı.
Muhalefet lideri geçen hafta Pazar günü İstanbul’da yüzbinlerce kişinin katıldığı ‘Adalet Mitingi’ düzenlemişti.
Erdoğan konuşmalarında, sert tedbirlerin gevşetilmeyeceğini ilan etti, hatta daha da şiddetinin artırılabileceğinin sinyalini verdi. Darbe girişimi sonrasında 150 bini aşkın kişi görevlerinden alınmış, geçen Cuma günü buna 7 bin kişi daha eklenmişti. Resmi rakamlara göre 50 binin üzerinde kişi de hapse atıldı.
AB’den insan hakları vurgusu
AB bir kez daha kaygı ifade etti. AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker Alman Bild gazetesinde yayımlanan yazısında, “AB’ye katılmak isteyenler bir değerler birliğine katılıyor” dedi. Brüksel, idam cezasının yeniden yürürlüğe konması halinde, Türkiye’nin on yıllardır sürdürdüğü üyelik çabasının sona ereceği yönünde defalarca uyarıda bulunuyor.
Erdoğan çoşkulu kalabalığa konuşmasında AB’yi kastederek, “Hans’ın, George’un ne dediğine bakmam” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin üyelik sürecinin donmuş vaziyette bulunması ve başarı beklentisinin de düşük olmasıyla, Brüksel’in elinde pek bir baskı gücünün olmadığı görülüyor.
Ancak gözlemciler, insan hakları konularının, özellikle de idam cezasının, Ankara ve ABD arasında gümrük birliğinin genişletilmesi çabalarını karmaşıklaştırabileceği görüşünü dile getiriyor. Erdoğan geçmişte de idam cezasının yeniden yürürlüğe konması çağrısında bulunmuş ve daha sonra sessizce rafa kaldırmıştı.