İSTANBUL —
Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, 27 Haziran’dan beri Silivri Cezaevi’nde tutuklu.
Yanardağ, yöneticiliğini yaptığı televizyonda yayınlanan 18 Dakika programındaki sözleri nedeniyle “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla yargılanıyor.
Muhalif görüşleriyle bilinen Yanardağ’ın yargılandığı davanın ilk duruşması 4 Ekim’de İstanbul Adalet Sarayı’nda görülecek.
“Hem Yanardağ’ın susması hem Tele 1’in zayıflaması beklentisi vardı, susmadık”
Dün akşam Emekçi Hareket Partisi’nin Şişli’deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde yapılan “Merdan Yanardağ’a Özgürlük” paneline katılan Tele 1 Haber Koordinatörü Murat Taylan, bu tutuklamayla kanalın susturulmayı çalışıldığını ancak bunun başarılamadığını söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Taylan, “Bu süreçte hem Yanardağ’ın susması hem Tele 1’in zayıflaması beklentisi vardı. Ancak Merdan Yanardağ’ı susturmaya çalışanlar için bu 91 günlük sürenin hiç de başarılı olamadığını dolayısıyla arzu ettiklerini gerçekleştiremediklerini söyleyebilirim. Çünkü izleyicilerimizin desteğiyle susmadık. Biz ilk duruşmada bugüne kadarki haksız tutukluluğunun artık sonlanacağını ve ilk duruşmada da tahliye edileceğini düşünüyoruz, umut ediyoruz. Tabii Türkiye’de yargılamalar hukuk çerçevesinde yapılmadığı için dolayısıyla tereddütlerimiz yok mu, elbette var. Ama dosya içeriği itibarıyla Merdan Yanardağ’ın tutuklanabileceği herhangi bir veri içermeyen bir dosya” dedi.
“Hükümet ve kontrol ettiği yargı sistemi gazetecileri düşman olarak görüyor”
Panele katılan Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu ise hükümetin yaz aylarında hayata geçirdiği infaz düzenlemesi ile kadına ve çocuğa karşı suç işleyenlerle uyuşturucu suçlularının serbest kaldığını ama gazetecilerin bu düzenlemeden yararlandırılmadığını söyledi.
VOA Türkçe’ye kısa bir değerlendirmede bulunan Terkoğlu, “Hükümet ve bu hükümetin kontrol ettiği yargı sistemi bazı gazetecileri ya da bir şekilde gazetecilik yapanları düşman olarak görüyor. Çünkü Türkiye’de son dönemde neredeyse iktidarın eleştirisinin bütün yükünü hele hele seçim sonrasında yaşanan demoralizasyon ve dağınıklıkla birlikte bazı gazeteciler üstlenmiş durumda. Çeşitli hukuk davalarını takip ediyorlar, yolsuzlukları yazıyorlar çeşitli yargı davalarının arka planını olan biten pazarlıkları anlatıyorlar. Siyasi iktidarın zaman zaman çizdiği zikzakları topluma gösteriyorlar. Bu açıdan görülüyor ki siyasi iktidar bazı gazetecileri ortadan kaldırarak, hapishane de onu, fikrini yok etmek baskılamak demek, bunu yaparak bu konuların konuşulmasını tartışılmasını kendisine yönelik eleştirileri engellemeye çalışıyor” diye konuştu.
Sınır Tanımayan Gazeteciler’in 2023 yılı “Dünya Basın Özgürlüğü Listesi”nde 165. sırada yer alan Türkiye’de 21 gazeteci tutuklu, yüzlerce gazeteci hakkında binlerce dava devam ediyor.
“İktidar kendi istediği gibi habercilik yapılsın diye gazeteciliği, baskı altında tutmaya çalışıyor”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, Yanardağ’ın gazetecilik faaliyetinde bulunduğunu, sözlerinin tutuklamaya gerekçe yapılmasının kabul edilmez olduğunu söyledi.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Güneş, “Türkiye’de tutukluluk artık gazeteciler için ağır ama olağan bir problem haline geldi. Şu an Merdan Yanardağ‘ın da içinde bulunduğu 21 meslektaşımız maalesef tutuklu. Gazeteciler hakkında 10 bini aşkın dava var. Gazeteciler ya adliyedeler ya da haber yapma peşindeler. Maalesef süreç çok sıkıntılı ve ağır bir şekilde ilerliyor. İktidar kendi istediği gibi habercilik yapılsın diye gazeteciliği, gazetecileri ve tüm medya kuruluşlarını baskı altında tutmaya çalışıyor. Bunun demokrasi ile basın özgürlüğü ile tarif edilebilir bir tarafı yok. Çünkü bunlar bir hak ihlali. Yanardağ, kişisel bir değerlendirme yapmış olabilir; basın ve düşünce özgürlüğü kapsamında basın, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkını kullanmıştır. Başta Merdan Yanardağ olmak üzere tüm gazetecilerin tutuksuz yargılanması gerektiğini düşünüyoruz. Gazetecilik suç değildir ve gazetecilik de tutukluluk nedeni olmamalıdır” dedi.
Forum