Bu yıl ilk kez düzenlenen İzmir Oyun Festivali, Fuar İzmir’de kapılarını açtı. 24-26 Eylül arasında gerçekleştirilecek etkinlik, geleneksel oyunlardan e-spora oyun tutkunlarını biraraya getirmeyi amaçlıyor.
Festivalde çocuklardan yetişkinlere her yaştan oyun sever, mobil, VR (sanal gerçeklik), konsol ve PC oyun alanlarında birçok oyunu deneyimleme fırsatı buldu. Dünya çapında en çok oynanan Valorant, Counter-Strike (CS:GO), League of Legends, LoL: Wild Rift gibi oyunlarda iddialı olanlar düzenlenen ödüllü turnuvalarda yarıştı. Festivalin en büyük turnuvalarından Mobile Legends: Bang Bang’de dereceye girenler 17 bin TL değerinde 100 bin elmas kazanacak. Oyun severlerin yakından tanıdığı BBL Esports, Fire Flux Esports, Kafalar Esports, Futbolist, 1907 Fenerbahçe, OtherSide Esports, Şahangiller gibi e-spor takımları da hayranlarıyla buluştu. Ziyaretçiler şov maçlarında kendini gösteren takımlarla tanışma fırsatı buldu.
Klasik oyun makinelerinin yer aldığı retro oyun alanı yetişkinlerin ilgi odağı olurken, festivalde geleneksel sokak oyunları olan körebe, misket ve seksek oyunlarına da yer verildi. Günümüz teknolojilerinin sunduğu imkanlar sayesinde geliştirilen dijital oyunların yanısıra kart ve kutu oyunlarına da festivalde yer ayrıldı. Bazı ziyaretçilerse oyunlarda sevdikleri karakterlerin kostümlerine bürünerek sahnede kendini gösterdi. Festivalde oyun, film, anime karakterlerinin taklit edildiği kostüm performansı olan ‘cosplay’ dalında ödüllü yarışmalar gerçekleştirilecek.
“Oyunlar artık sosyalleşmenin yeni yolu”
Festivalde PUBG (PlayerUnknown's Battlegrounds) turnuvasına katılan üniversite öğrencisi Cem Güçlüerler, “Geldiğim ilk oyun fuarı. Çok etkilendim. Herkes çok arkadaş canlısı. Sürekli bir etkinlik olması çok heyecanlı. Oyunlar oynayabilmek çok heyecanlı. Burada olmak çok hoşuma gitti” dedi. VOA Türkçe’ye konuşan Güçlüerler, “5, 6 yaşımdan beri oyun oynuyorum. Bilgisayarla iç içeyim zaten. Onun dışında e-spor olarak ilk CS:GO ile başladım. Şu an PUBG oynuyorum. İçli dışlıyım hepsiyle. Valorant’ı çok seviyorum, takip etmeye çalışıyorum” diye konuştu.
Güçlüerler, oyunların artık sosyalleşmenin yeni yolu haline geldiğini vurguladı: “Benim bütün arkadaşlarım da oyuncu. Gün içinde ne yapıyorsak, dışarı çıkıyoruz, kahve içiyoruz, ödev yapıyoruz, çalışıyoruz, onun dışında eve geldiğimde oyun oynarken ben arkadaşlarımla yine oyun içinde sosyalleşiyorum. Bilgisayar başında oturduğumda asosyal olmuyorum ben. Yine arkadaşlarımla sosyalleşmiş oluyorum. Başka bir açıdan da olsa.” Oyunları çok sevmesine karşın bilgisayarların çok pahalı hale geldiğini kaydeden Güçlüerler, “Eskiden herhangi bir eğlence sektörüne harcadığınız paradan çok daha fazla değildi. Ama ülkemizdeki şu anki durumlarda bilgisayar toplamak bile inanılmaz pahalı” dedi.
Corona’dan büyüyerek çıkan sektör: Dijital oyun geliştirme
Festivalin ‘indie’ oyun alanındaysa oyunların yazılım ve tasarımlarını yapan bağımsız ekipler biraraya geldi. Ziyaretçiler oyun stüdyolarını ve yaptıkları oyunları tanıtma fırsatı buldular.
Oyun geliştiricilere eğitim, rehberlik ve yatırımcılarla işbirliği imkanları sağlayan kuluçka merkezi Game Factory firmasının PR uzmanı Rıfat Tellioğlu, Türkiye’nin dijital oyun sektöründe dünya sıralamasında pazar hacmi açısından 18'inci sırada yer aldığını, sektörün 880 milyon dolar seviyesine ulaştığını kaydetti. Corona virüsü salgınında sektörün ivme kazandığını da söyleyen Tellioğlu, “Oyun sektörünün Türkiye'deki büyümesi aslında 2000'li yıllardan itibaren başladı. Fakat pandemi bu büyümenin ivmelenmesi konusunda ciddi bir etkiye sahip. Pandemiyle birlikte dünyadaki oyun oynama süreleri yüzde 30 oranında yükseldi ve Türkiye'deki oyun oynayan insan sayısı da 36 milyon kişiye ulaştı. Aynı zamanda 2021 yılının yalnızca ilk altı ayı içerisinde Türkiye'deki 20 tane oyun girişimine 236 milyon dolar değerinde bir yatırım yapıldı ve bu yatırım miktarı bulunduğumuz dönem itibariyle finans sektörünü dahi geride bırakmayı başardı” dedi.
“Hyper casual mobil oyunlar yatırımcıların ilgi odağı”
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Tellioğlu, “Bu başarının sırrı, aslında oyun sektörünün mobil tarafında çok ciddi yatırım avantajları mevcut. Çünkü mobil oyunlar çok hızlı bir şekilde geliştirilebiliyor ve bundan dolayı çok düşük yatırım meblağlarıyla çok yüksek yatırım geri dönüşleri almak mümkün. Tam olarak aslında bu sebepten dolayı yatırımcıların ilgi odağı haline geldi” dedi.
Türkiye’de en çok üretilen ve oynanan oyun türünün ‘hyper casual’ yani minimal arayüze sahip, oynaması kolay ve genelde ücretsiz mobil oyunlar olduğunu kaydeden Tellioğlu, “Bunun rağbet görmesinin sebebiyse, çok hızlı bir şekilde, yani bir hafta, iki hafta gibi bir sürede birkaç kişilik ekiplerin oyun prototipi çıkartabildiği bir oyun türü olması. Geliştirme süreçleri bu kadar hızlı olduğundan dolayı yatırımların geri dönüş süresi de o kadar kısa. Dolayısıyla yatırımcılar tarafından rağbet gördüğünden dolayı pazar bu yönde gelişmeye devam ediyor” diye konuştu. Tellioğlu, Türkiye’de oyun sektöründeki ekiplerin büyük çoğunluğunu gençlerin oluşturduğunu da vurguladı.
“PC oyunlarını 1-2 senede anca yapabiliyorsunuz”
PC, konsol ve mobil oyunları yapan Vendigo Games’in kurucu ortağı ve oyun yazılımcısı Ataberk Palacıoğlu da üniversitede ‘Dijital Oyun Tasarımı’ bölümünden geçen yıl mezun olur olmaz sektöre atıldığını söyledi. Palacıoğlu, “Ben kendimi bildim bileli oyun oynuyorum. Hayatım boyunca oyun oynadım. İleride de değişeceğimi açıkçası düşünmüyorum. Bu kadar oyun sektörünün içindeyken, oyunları oynarken hep bir şeylerin nasıl yapıldığını merak ediyordum. Bazı mekanikler hep gözüme ilginç gelmiştir ve bunlar hep benim ilgimi çekmiştir. O sebeple kendim başladım bir şeyleri değiştirmeye. Bazı oyunların kodlarına erişip bir şeyleri değiştirmeyi çok seviyordum. Gerçekten eğlenceli bir sektör olduğunu söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.
Dijital oyun sektöründe yüksek kazançlar elde edilebildiğini kaydeden Palacıoğlu, “Eğer mesela bizimki gibi PC oyunlarıyla uğraşıyorsanız ve eğer arkanızda büyük isimler, büyük yatırımlar yoksa ilk başlarda kazanmak gerçekten çok zor. Kendinizi göstermeniz, yatırım bulmanız lazım. Para kazanmanız biraz sürebiliyor. Çünkü bir bilgisayar oyununu bir senede, iki senede anca yapabiliyorsunuz. Ama bir mobil oyun yapıyorsanız kendinizi bir yayıncıya bağlayarak da kısa sürede yüksek paralar da kazanabiliyorsunuz. Fakat biz kendi oyun stüdyomuzda güzel, kaliteli bilgisayar oyunları yapmak istiyoruz. O yüzden biraz daha yavaş ilerliyoruz bu konuda” dedi.
“Yatırımcılar PC oyunlarıyla mobil oyunlar kadar ilgilenmiyor”
Festivale yatırımcılar ve oyun yayıncılarıyla tanışmak için geldiklerini söyleyen Palacıoğlu, mobil oyunlar dışında PC ve konsol oyunlarına da destek beklediklerini sözlerine ekledi: “Oyunun üretimini yapan ekip biziz ama aynı zamanda dağıtımını, reklamını, hepsini yapamayız. Böyle bir dünya maalesef yok. Zaten o yüzden farklı farklı şirketler var ve hepsi beraber birleşerek tam bir oyun sunuyorlar. Ama ‘indie’ oyun sektöründe şirketler ve yayıncılar, bilgisayar ve konsol oyunlarıyla maalesef mobil oyunlardaki kadar ilgilenmiyor. Türkiye'de o kadar büyük bir sektör yok bu konuda. O yüzden onları yapmak isteyen insanlar desteği çok fazla bulamıyor. Mobil oyunlar çok daha rahat bulabiliyor ama bilgisayar, konsol oyunları çok rahat bulamıyor.”