31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerden birinci parti çıkan Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) lideri Özgür Özel, “Seçimi kazandıktan sonra 'bu güvensizlik oyudur, erken seçime gir' dersem bana itimat eden AK Partili ve MHP’lilere haksızlık yapmış olurum. Erken seçim çağrısı yapmıyorum” sözleriyle ana muhalefet partisinin gündeminde olmadığını ortaya koymuştu.
Bu açıklamasından sonra iktidar partisi ile siyasette “yumuşama ve normalleşme” dönemini başlatan CHP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’la bu kapsamda iki görüşme yaptıktan sonra, erken seçim ile ilgili tutumunu değiştirmiş görünüyor.
Ankara’da partisinin genel merkezinde dün gazetecilerin soruları üzerine Özgür Özel, “Erdoğan 5 yıllığına seçildi ama bence seçildikten 2,5 yıl sonra, bugünden 1,5 yıl sonra erken seçim olur. Ben erken seçimden kaçmam, bunun için koşarım” açıklamasını yaparak ilk kez bir tarih verdi.
Özgür Özel’in hesabına göre erken seçim 2026 sonbaharında olmalı
Bugün de Halk TV’de gazeteci İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtlayan CHP lideri kafasındaki seçim senaryosunu dile getirdi.
Özel, “Erken seçim için 360 rey gerekiyor. AKP'nin ‘evet’ diyemediği bir erken seçim yapılamıyor. O yüzden de teknik olarak mümkün değil. Erken seçimi millet isterse kaçınılmaz olur. Tarih olarak da şunu söylüyorum. Sayın Erdoğan eğer Meclis seçimleri yenileme kararı almazsa bir daha aday olamıyor. 2,5. yılda şöyle bir noktaya geleceğiz. Biz, ‘Gel seçimleri yenileyelim’ deriz, gelip aday olursa 2,5 yıl o koyar 2,5 yıl biz koyarız ortaya. Erdoğan kendine güveniyorsa bir kere daha gelir, yarışırız. Yok güvenmiyorsa her gün onun seçimden kaçtığı gündür” diye konuştu.
Anayasa’ya göre erken seçim nasıl olabilir?
Özgür Özel, erken seçim için 360 oyun gerektiği sözleriyle Anayasa’nın 116. maddesine atıfta bulundu.
Seçimlerin nasıl yenileneceğini düzenleyen maddede, “TBMM üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde TBMM genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanı’nın seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, TBMM genel seçimi ile cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanı’nın ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir” deniyor.
TBMM’de bugün itibariyle 594 milletvekili bulunuyor. AK Parti ve MHP’nin toplam milletvekili sayısı 318. Parlamentodaki diğer tüm vekiller erken seçim için oy verseler dahi erken seçim için gereken 2/3 çoğunluğa erişmek mümkün değil.
Ertan Aksoy: “Şu anda toplumda erken seçim talebi yok ama erken seçim talebi sürerse halkın çoğunluğu da isteyecektir”
Son yerel seçimlerde CHP’nin Manisa, Bursa ve Balıkesir gibi iktidarın elinde bulunan şehirlerde kazanacağını tahmin eden Aksoy Araştırma’nın kurucusu Ertan Aksoy, toplumda erken seçim talebinin henüz baskın hale gelmediğini ancak ana muhalefetin politikaları ile bunun gelişebileceğini söylüyor.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Aksoy, “Bugün itibariyle toplumda büyük çoğunluğun erken seçim istemesi gibi bir durum yok. Her ölçümde başa baş çıkıyor talep. Adeta halk erken seçim hakkında ‘karpuz gibi ikiye bölünmüş’ benzetmesi yapabiliriz durumda. CHP de bunu görüyor. Ama yoksulluk büyüyor, hükümet asgari ücrete zam yapmıyor. Bu yoksullaşmanın sözcülüğünü ana muhalefet üstleniyor. Zaten yönetme iddiasını ortaya koyması da gerekiyor. Bu talep sürerse toplumun çoğunluğu da erken seçim ister hale gelecektir. Şunu da söyleyeyim Özgür Özel’in Erdoğan’la görüşmelerini kamuoyu yapıcılar eleştiriyor. Ama halk bunu uzlaşma değil de diyalog olarak görüyor ve destekliyor” dedi.
Dr. Görkem Doğan: “Erken seçim muhtemelen 2026 sonbaharında en geç 2027 ilkbaharında olacak gibi görünüyor”
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Görkem Doğan ise yerel seçim sonuçlarının ardından Türkiye’nin en erken 2026 sonbaharından en geç ise 2027 sonbaharında olacağı görüşünü dile getirmişti.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Dr. Doğan görüşünün sürdüğünü söylerken, bu durumun yerine “veliaht” bulmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da işine geleceğini vurguladı.
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi, “Bence seçimin 2028’e kalmasına kalmasını Cumhurbaşkanı Erdoğan da istemez. Çünkü yerini bırakacağı bir veliahtı yok. Bir bürokratın ne kadar siyaset yapabildiğini Murat Kurum örneğinde gördük. Bu bağlamda aday olarak lanse edilen Hakan Fidan’ın performansının nasıl olacağını öngörebiliyoruz. Bir başka dillendirilen isim Selçuk Bayraktar’ın da aday olabilmesi için misal bir dönem cumhurbaşkanı yardımcısı olması ve siyaseti görmesi gerek. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı’nın güvenebileceği bir potansiyel aday yok. Onun da bir kez daha aday olması için tarihi tartışma yaratmayacak bir erken seçime gitmesi gerek. Bu da muhtemelen 2026 sonbaharı olabilir. En geç 2027 ilkbaharında seçim kaçınılmaz bir şekilde olacak gibi görünüyor” diye konuştu.
“CHP’nin geleneğinde sokakları harekete geçirme yok”
Dr. Görkem Doğan, seçimin daha erken olması için toplumsal talebin taşıyıcısı bir aktör olmadığına işaret ediyor.
Boğaziçi Üniversitesi’nde yazdığı doktora tezini “Neoliberalizm İşçiler ve Direniş” adlı kitaba dönüştüren siyaset bilimci, “Türkiye’de yoksulluk yaygınlaşıyor. Hele de asgari ücret zammının Temmuz ayında yapılmaması bunu durumu da büyütecek. Ancak bu yoksulluğu ya da ekonomik sıkıntıları sırtlayacak bir aktör, 15-16 Haziran direnişini (1970 Büyük İşçi Direnişi) örgütleyen bir DİSK ya da 1989 Bahar Eylemleri’ni inşa eden bir TÜRK-İŞ yok. Herkesin gözü CHP’de. Ama CHP’nin geleneğinde sokakları harekete geçirme yok. Bugünkü liderlik de böyle bir niyete sahip değil. Mitinglerle toplumun gazını almayı tercih ediyorlar; ama sonbaharda kriz derinleşirse o zaman yeniden konuşmak gerekir” ifadelerini kullandı.
Forum