Erişilebilirlik

Uzmanlar 'Türkiye Modeli' Konusunda Kuşkulu


Uzmanlar 'Türkiye Modeli' Konusunda Kuşkulu
Uzmanlar 'Türkiye Modeli' Konusunda Kuşkulu

Washington'da Brookings Enstitüsü'nde 'Türkiye modeli' tartışıldı

Türkiye Ortadoğu ülkelerine model olabilir mi? Bu soru Amerikan basınında geniş yer buluyor, Türkiye modeli tartışması kamuoyunda sıkça tartışılıyor. Ancak Türkiye’yi yakından tanıyan uzmanlar bu konuda biraz daha kuşkulu. Washington'da Brookings Enstitüsü'nde yapılan panelde bu konu ele alındı.

Washington’da Türkiye’nin Arap ülkelerine model olabileceği; Müslüman kimliği olan bir ülkenin demokrasiyi benimseyebildiğini gösterdiğini savunanlar az değil. Bu yeni bir konu değil, ancak Arap ülkelerinde yaşanan demokrasi yanlısı halk hareketleri bu tartışmayı yeniden gündeme getirdi. Amerikan basını bu konuyu sık sık değerlendiriyor. Örneğin, Pazar günü Washington Post gazetesinde bir makalesi yayınlanan Amerikalı gazeteci ve güvenlik uzmanı Robert Kaplan, “Türkiye’nin İslami demokrasi açısından bir örnek olduğunu ve özgürlüğünü yeni kazanan bu ülkelere örnek (role model) oluşturabileceğini” yazdı. Kaplan, “Türkiye’nin generallerle siyasetçilerin yakın zamana kadar iktidarı paylaştığı bir kırma rejimden yola çıkarak demokrasisinin geliştiğini” vurguladı.

Ancak Türkiye’yi ve Ortadoğu’yu yakından tanıyan uzmanlar, Türkiye modeli konusunda biraz daha kuşkulu. Washington’daki Brookings Enstitüsü’nde bu konuda bir toplantı düzenlendi.

Türkiye modeli denince neden söz ediliyor? Gazeteci Semih İdiz, Türk modelini şöyle tanımlıyor: “Türk modelinden söz ettiğimizde bir kalıptan bahsediyoruz. Bu bir ‘batı kalıbıdır.’ Parlamenter demokrasi ve laikliğe dayalıdır. Batıdan esinlenilmiş ve Türkiye’nin kendi realitelerine göre uygulanmıştır. Yani Türkiye’den söz ettiğimizde, nüfusunun yüzde 99’u Müslüman olan bir ülke bu batı modelini uyguluyor. Genelde birbirine zıt olduğu varsayılan unsurların aslında uyuşmaz olmadığını gösteriyor. Yani İslami bir toplum olup demokrasiyi uygulayabiliyor.”

Lehigh Üniversitesi öğretim üyesi ve Carnegie Uluslararası Barış Vakfı uzmanı Henri Barkey, Türkiye’nin Arap ülkelerine model olabileceği düşüncesini gerçekçi bulmadığını; Türkiye’nin vardığı noktanın hedeflenebileceğini ancak süreç açısından model olamayacağını söyledi: “Türkiye modeli fikri çok gerçekçi değil. Bir kere model diyerek neyi kastettiğimizi belirtmeliyiz. Türkiye’nin vardığı nokta mı model olacak, yoksa Türkiye’nin geçiş süreci mi model olacak? Şimdi, Türkiye’nin vardığı noktanın model olması konusu, olabilir. Bölgede hangi ülke Türkiye gibi olmak istemez şu an? Dünyanın en büyük 16. ekonomisi, dirençli bir toplum… Evet bazı sorunları var ama bir demokrasi – Türkiye’de kimse çalınmış seçimlerden söz etmiyor… Gelişmelerin seyrini etkileyebilen bir ülke… Yani bunların hedeflenmesi açısından Türkiye’den esinlenilebilir. Ama süreç bakımından değerlendirmek farklı olur. Yani siz Mısır’sanız, Türkiye’nin mevcut konumuna nasıl gelebilirsiniz? Yeni süreç bakımından Türkiye’nin model olması daha sorunlu bir düşünce.”

Barkey, Mısır’ın örneğin, Türkiye’nin 1980’li yıllarda yapmaya başladıklarını şimdi yapsa 30 yıl sonra Türkiye’nin mevcut konumuna gelebileceğini söylüyor: “Eğer Ortadoğu’ya model aranıyorsa, Endonezya’ya veya Latin Amerika ülkelerine bakmakta fayda var. Özellikle Arjantin’e… Bu ülkelerde çok daha hızlı bir değişim oldu. Nihai amaç yine Türkiye gibi olmak olabilir, ancak geçiş sürecini doğru değerlendirmek gerekir.”

Dış İlişkiler Konseyi uzmanı Steven Cook, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sistemdeki rolüne atıfta bulunarak Türkiye’nin Mısır’a model olamayacağını söyledi. Mısır konusunda yeni bir kitap yazan Cook, Mısır’da ordunun Mübarek rejimiyle doğrudan bağlantılı olduğunu hatırlattı: “Mısır’da demokrasiyi teşvik edeceksek, demokrasiyi teşvik etmeliyiz; istikrarsızlığa otoriter bir çözümü değil. Yani subayların - kendilerine rağmen - demokratik bir şekilde davranmalarını beklememeliyiz.”

Brookings Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü Ömer Taşpınar da Türkiye’nin bir model değil ancak bir esin kaynağı olabileceğini, Arap ülkeleri için şablon oluşturamayacağını belirtti: “Türkiye reform için bir şablon oluşturamaz ama Türkiye bir esin kaynağı olmaya başlamıştı. Arap toplumları tarafından takdir ediliyordu.”

Arap ülkeleri konusunda genelleme yapılamayacağını söyleyen Taşpınar, Türkiye’yi Arap ülkelerinden farklı kılan beş unsur olduğunu anlattı: devlet/imparatorluk geleneği; demokratikleşme normu; kapitalizm; Sufi geleneği ve Avrupa Birliği hedefi.

Amerikan basınında bu konu geniş yer buluyor, ancak uzmanlar Türkiye’nin ne derece model olabileceği konusunda biraz daha itidalli.

STÜDYO VOA

Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Zirvesi’ne kalabalık bir heyetle katılacak – 19 Eylül
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:58 0:00
XS
SM
MD
LG