Tarihinin en ağır krizini yaşayan Venezuela’da yargısız infaz vakalarından gıdaya, eğitime ve sağlığa erişime, seçme ve seçilme hakkından ifade özgürlüğü ve kadın haklarına kadar yaşamın birçok alanında temel hak ve özgürlükler noktasında ciddi hak ihlalleri yaşanmaya devam ediyor.
Geçen hafta BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin (OHCHR) sunduğu Venezuela raporu, keyfi gözaltı, işkence, yerli halklara yönelik taciz ve cinsel şiddet, sendikacılara ve işçilere yönelik baskı ve hapis cezaları, ifade özgürlüğü ve adil yargılama olmadan hapis cezası gibi vakaların devam ettiğini gösteriyor. Bunlar arasında cezasız kalan 91 işkence vakası, mağdurlar tarafından yapılan 22 yeni şikayet, 16 radyo istasyonunun kapatılması, insan hakları aktivistlerinin hapise atılması gibi vakalar yer alıyor.
Ülkedeki insan hakları örgütleri, siyasi gücün merkezileştirilmesinin sonuçlarından birinin devlet organları ve kurumlarının erozyona uğrayarak işlevlerini yerine getirememesi olduğunu, sivil toplum örgütleri üzerinde oluşturulan baskıların da mevcut ihlallerle mücadele etmeyi zorlaştırdığını belirtiyor.
“Kuvvetler ayrılığı hayati önemde”
Venezuela’daki en etkin insan hakları örgütlerinden biri olan Provea’nın koordinatörlerinden Marino Alvarado, yetkililerin ellerindeki gücü nasıl kullandığını denetleyebilmek ve görevi kötüye kullanımı önleyebilmek için kuvvetler ayrılığının önemine değiniyor.
VOA Türkçe’ye konuşan Alvarado “Hükümet yetkilileri ya da devlet kurumlarındaki otoriter eğilimler, yolsuzluk araştırmaları, yetkinin kötüye kullanılması gibi faaliyetleri denetleyebilmek; yasama, yürütme ve yargının işlevlerini yerine getirerek sistemin sağlıklı bir şekilde işlemesi ve olası yolsuzluk, rüşvet, görevi kötüye kullanma gibi vakaların önlenmesi bakımından kuvvetler ayrılığı hayati önemde” diye konuştu.
Devletin yurttaşların güvenliğini sağlamak; işe, eğitim ve sağlığa; ulaşım, elektrik ve su gibi temel hizmetlere, temel hak ve özgürlüklere erişimini sağlamak, gelir adaletsizliğini asgari seviyeye indirmek gibi temel ödevleri olduğunu belirten Alvaro, istikrarsızlık ve kriz dönemlerinde de kamu politikalarının merkezinde insan hakları olması gerektiğini kaydediyor.
Alvarado, “Hükümetler kamu politikalarını oluştururken her zaman insan hakları perspektifinde, bütün sektörlerin temel hak ve özgürlüklerini kapsayan ve azınlıkları korumaya yönelik pozitif ayrımcılık içeren özel politikalar oluşturmalı” diye konuştu.
Ülkedeki ekonomik, sosyal, siyasi ve insani krizden dolayı son 8 yılda her dört kişiden birinin ülkesini terk etmek zorunda kaldığı Venezuela’da, sivil toplum örgütlerine göre temel hak ve özgürlüklerin yaşama geçirilebilmesi için işlevselliğini yitiren devlet kurumlarının yeniden inşası ve halkın siyasete katılımı gerektiği değerlendirmesi yapılıyor.
Forum