Erişilebilirlik

Yasalaşan vergi paketine eleştiriler sürüyor: “Vergi yükü kimin omuzlarında?” 


Uzmanlar, halkın günlük yaşamlarında ödediği dolaylı vergilerin vergi adaletsizliğine neden olduğu görüşünde.
Uzmanlar, halkın günlük yaşamlarında ödediği dolaylı vergilerin vergi adaletsizliğine neden olduğu görüşünde.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “az kazanandan az, çok kazanandan çok alınması” hedefiyle savunduğu vergi paketi yasalaştı. Ancak kamuoyunda işçi ücretlerinde gerekli ayarlama yapılmadığı sürece adaletli bir vergilendirme sağlanamayacağı paylaşılan görüşlerden biri.

TBMM Genel Kurulu’nda haftasonundaki müzakereler sonucunda AK Parti ve MHP’nin oyçokluğuyla “Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” yasalaştı. Bu vergi paketiyle Türkiye’deki sekiz ayrı vergi kaleminde artışlar öngörüldü. Bunun yanısıra çok uluslu şirketler için “küresel asgari kurumlar vergisi” ile diğer şirketler için “asgari kurumlar vergisi” başlıkları altında iki yeni vergilendirme kalemi de tanımlandı.

TBMM’deki görüşmelerde ve yazılı muhalefet şerhleriyle CHP, DEM Parti, İYİ Parti, Saadet-Gelecek Partisi grupları söz konusu yasal düzenleme kapsamında herhangi bir şekilde kamuoyu beklentisini karşılayacak vergi adaleti için adım atılmadığı görüşünde birleşti. Muhalefet, özellikle sendikaların talep ettiği şekliyle işçi ücretlerinden doğrudan kesinti yapılan gelir vergisiyle, günlük hayatta alışverişte, cep telefonu kullanımında alınan KDV, ÖTV gibi dolaylı vergi kalemlerinde de değişiklikler yapılmadığını işaret etti.

CHP'nin paylaştığı dolaylı vergiler tablosunda vergi gelirlerinin dağılımı ve yüzde artış oranına göre 2024'te toplam artış yüzde 64,6.
CHP'nin paylaştığı dolaylı vergiler tablosunda vergi gelirlerinin dağılımı ve yüzde artış oranına göre 2024'te toplam artış yüzde 64,6.

CHP, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı aldığı düzenlemelere de yeniden yer verilmesi nedeniyle vergi paketine “Anayasa’ya aykırılık” yönünden itiraz edileceğini de duyurdu. CHP yazılı şerhinde, Türkiye’de vergi gelirlerinden 65’inin halktan tahsil edilmekte olan KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerden sağlandığını belirterek, servet üzerinden ise beyanname yöntemiyle yüzde 13 civarında vergi toplanmaya çalışıldığını ve bunun yetersiz olduğunu açıkladı.

DEM Parti ise, yıllık maaş gelirleriyle ilgili ücretli çalışanlara ilişkin vergi dilimini yeniden düzenleyen herhangi bir hüküm bulunmaması nedeniyle paketle ilgili “Aynı hamam aynı tas, derin vergi adaletsizliğine pansuman bile değil” tepkisini gösterdi.

Muhalefet cephesi, vergi paketiyle mevcutta 150 lira olan yurtdışı çıkış harcını 500 lira olarak belirleyen ve yılbaşında bu harçta yeniden artış yapılması öngören düzenlemeye de karşı çıktı.

Şimşek: “Vergi paketi düzenlemesi vatandaşlarımıza yük getirmiyor”

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek ise yeni yasaya ilişkin dünkü (28 Temmuz) paylaşımıyla, “Vergilemede adaleti ve etkinliği arttırmayı, kayıtdışı ekonomiyle mücadeleyi hedefleyen bu yasa vatandaşlarımıza yük getirmiyor. Amacımız çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almaktır. Vergi gelirlerinde sağlanan iyileşmeyi vatandaşlarımızın refahı ve ülkemizin istikrarı için verimli alanlara yönlendireceğiz” ifadelerini kullandı.

Ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından kamuoyunda eleştirilere karşılık kritik bir düzenleme yapıldığı bildirildi. Açıklamada, “Paketle birlikte, istisnalar nedeniyle ödenecek vergisi çıkmayan mükelleflere yurtiçi asgari kurumlar vergisi getirilmektedir. Buna göre, kazançlarından istisna ve indirimler düşüldüğünde ödenecek vergisi çıkmayan mükellefler, bu indirimler düşülmeden önceki kurum kazançları üzerinden artık yüzde 10 oranında asgari vergi ödeyeceklerdir” denildi.

Bakan Şimşek bugün ayrıca, “Kayıtdışılıkla mücadelemiz hız kesmiyor. Gelir beyan etmediği halde yüksek harcaması olan mükelleflere yönelik denetimleri yoğunlaştırıyoruz. Vergide adaleti arttırmaya yönelik uygulamalarımız devam edecek” mesajıyla birlikte lüks araç sahiplerine yönelik vergi incelemesi başlatıldığını açıkladı.

Anadolu Ajansı’nın (AA) haberine göre Mehmet Şimşek, “Aralarında Porsche, Bentley, Ferrari, Lotus ve Maserati'nin de bulunduğu 7 bin 885 aracın tespit edildiği ve 500 araç sahibinin vergi incelemesine sevkedildiği” bilgisini doğruladı.

“Sermaye kesimine vergi istisnaları kaldırılsaydı Türkiye’nin bütçe açığı azalırdı”

Ekonomist Prof. Dr. Aziz Konukman ise, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıklamasına karşın vergi istisnası ve vergi affı niteliğindeki vergi kayıplarını önleyecek gerçekçi önlemler alınmadığı görüşünde.

Servet beyannamesi ve nominal servet vergilendirmesi çalışması yapılmadan Türkiye’de vergi adaletinden söz edilemeyeceğini belirten Konukman, “Bakan Şimşek’in iddia ettiği gibi aslında vergi paketine de değil, tek maddelik düzenlemeyle sermaye kesimine tanınmış mevcut vergi istisnaları kaldırılırsa Türkiye’nin 2024 yılı bütçe açığını dahi azaltmak mümkündü. Sermaye kesimiyle ilgili yaklaşık 1,6 trilyon vergi istisnası kalemi olduğu görüyoruz. Oysa Türkiye’nin 2024 yılı için öngörülen bütçe açığı ise 2,6 trilyon civarında. Hesap aşikâr. Bu paket ölü doğmuştur” dedi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Konukman, yasalaşan vergi paketiyle adalet sağlanamayacağını vurgulayarak, nasıl bir yasal düzenleme yapılabileceğine ilişkin görüşlerini aktardı.

Konukman, “AKP’nin ‘Orta Vadeli Program’ (OVP) metninde maliye politikası tedbirleri arasında ‘Etkinliğini yitirmiş vergi muafiyeti ve istisnaları tasfiye edilecek’ denilmişti. Bunun için böylesi vergi paketi düzenlemesi yapılmasına ihtiyaç da yok, tek maddelik yasal düzenlemeyle çözüm sağlayabiliriz” dedi.

Prof. Dr. Aziz Konukman, “Türkiye’de 2024 yılı bütçesi kapsamında vergiden muafiyet ve istisna tutarı 2,2 trilyon olarak öngörüldü. Dolayısıyla OVP’deki maliye politika tedbirine rağmen 2024 yılında da halen devletin toplayacağı vergilerden bazı gerekçelerle vazgeçtiğini görüyoruz. 2024 için 7,4 trilyon vergi toplanması öngörülürken, devlet neredeyse üçte biri oranında vergi gelirinden vazgeçiyor. Bunun 1,6 trilyonu ise doğrudan sermaye kesimine ait ve öncelikle bunun toplanmasına karar verilmeli. Devletin emekçi kesimler lehine de öngördüğü vergi istisnaları ise elbette korunmalı” değerlendirmesinde bulundu.

Konukman, “Örneğin; asgari ücreti vergilendirme dışı bırakmak, engelliler için otomobillerde vergi muafiyeti öngörmek gibi düzenlemeler elbette kalmalı. Bunlar sosyal devlet gereği. Ancak sermayeye yönelik istinaslarda sözde ihracata katkı verilmesi, istihdam edilecek nüfusu arttırması gibi şartlar olmasına rağmen bu 1,6 trilyonluk vergi muafiyeti karşılığında gerçekten ülke ekonomisine sermaye bu katkıyı sağlıyor mu? Makro ekonomik veriler bize buralarda ciddi bir gelişme olmadığını göstermiyor” diyor.

Şeffaf şekilde veriler paylaşılmadığı için sermayeye dönük vergi istisnaları sonucunda devletin ne elde ettiğinin açıklanmadığı görüşünü paylaşan Konukman, “Oysa bizim Türkiye olarak 2024 yılı sonunda 2,6 trilyon bütçe açığımız olacak iken bunu 1,6 trilyon vergi geliriyle azaltacak yöntem ortada. Ne kadar büyük rakam olduğu aşikâr. Buna var mısınız? Hayır yoklar” diyen Konukman, “AKP’nin sınıfsal karakteri böylesi gerçek anlamda vergi adaletini sağlamaya hazır değil. Bu nedenle ölü doğmuş bir paketten söz ediyoruz” dedi.

Aziz Konukman, Türkiye’de adına “servet vergisi” yerine örneğin; “dayanışma vergisi” denilerek, Şimşek’in iddia ettiği gibi çok kazananları, zenginleri vergilendirmek üzere de ilave yasal düzenleme yapılabileceği görüşünde.

Konukman, “Servet sahipleriyle ilgili reel değil nominal vergilendirme yapılması mümkün. Nominal vergilendirme kastımız da şu servetleri sıfırlama, azaltma amaçlı değil servet sahipliğiyle kazanılmış ilave gelirleri vergilendirmek. Örneğin; bankalardaki faizlendirilmiş gelirlere ilişkin vergilendirme kalemi getirilebilecektir. Adına ‘Dayanışma Vergisi’ de diyebiliriz. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin iddia ettiği yoksullardan yana olma iddiasıyla ilgili de bir samimiyet göstergesi olacaktır. Ama çok kazanandan çok vergi alınması konusunda samimiyet göremiyoruz” diye ekledi.

DİSK Başkanı: “Taleplerimiz dinlenmedi”

TBMM’deki vergi paketi üzerine görüşmeler devam ettiği süreçte, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ile HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Ankara’da 9 Temmuz’da düzenlenen basın açıklamasıyla 10 madde halinde ortak taleplerini kamuoyuyla paylaşmıştı.

Bu taleplerden birincisi, “Vergide Adalet İstiyoruz: Vergi matrahı -eskiden olduğu gibi- ücretli çalışanların lehine farklılaşmalı asgari ücret sonrası ilk vergi basamağı için uygulanacak oran da yüzde 10 olmalıdır. İşçiler hem kaynaktan kesilen doğrudan vergiler hem de harcamalar yoluyla dolaylı vergi ödemeleri nedeniyle çifte vergilendirmeye tabi tutulmaktadır” şeklinde dile getirilmişti.

Peki vergi paketi işçi sendikaları konfederasyonları açısından vergide adalet sağlayabildi mi? VOA Türkçe’nin bu soruyu yönelttiği DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu, TBMM’de yasalaşan vergi düzenlemesiyle herhangi bir şekilde işçiler lehine adım atılmadığı görüşünde.

Bakan Şimşek’in kendisinden defalarca randevu talep edilmiş olmasına rağmen halen DİSK’le görüşmediğini de vurgulayan Çerkezoğlu, “Vergide adalet sağlamaya yönelik beş maddelik kanun teklifimiz Ocak ayında muhalefet tarafından TBMM’ye sunuldu. Tüm taleplerimizi, önerilerimizi Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yazılı sunduk ancak defalarca da Şimşek’ten randevu taleplerimize geri dönüş yapılmadı. Vergi paketi düzenlemesine baktığımızda ise hiçbir talebimiz, önerimiz dikkate alınmadı. Biz 1 Ekim’de TBMM’nin yeni yasama dönemi başladığında gelirde adalet, vergide adalet talebimizin yeniden gündem olması için de mücadele edeceğiz” dedi.

Türkiye’nin sosyal adaleti ve milli gelirden hakkaniyetli pay alınmasını sağlayacak vergi sistemine sahip olmadığını kaydeden Çerkezoğlu, “Vergi sistemi tümüyle adaletsiz halen. Şirketler ve sermayedarlara yönelik ciddi oranlarda vergi afları yapıldığını görüyoruz. Bu vergi paketine baktığımızda, vergi yükünü ağırlıklı olarak halkın üzerinde bırakan düzenlemeler içerdiğini görüyoruz” diye konuştu.

Örneğin gıda tüketiminde KDV gibi vergilendirmelerin yüzde 1’e düşürülmesi gerektiğini savunan Çerkezoğlu, “İşçiler, ücretli çalışanlarla ilgili gelir vergisi gözden geçirilmeli. Vergi tarife dilimleri en az yeniden değerleme oranı veya asgari ücret artış oranı kadar artmalı. Asgari ücret vergi istisnası vergiden indirim yoluyla değil matrahtan indirim yöntemiyle uygulanmalı. İşverenlere sağlanan 5 puan SGK prim desteği işçilere de sağlanmalı. Damga vergisi tümüyle kaldırılmalı. Ancak bu pakette bu taleplerimizden hiçbiri yer almıyor. Bu vergi paketiyle adalet sağlanabileceği söylenemez. Oysa Anayasa’nın 173’üncü maddesi çok açık; ‘Herkes gelirine göre vergi vermeli’. Ama dolaylı vergilerle birlikte vergi yükü emekçilerin omuzlarında” ifadelerini kullandı.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

Forum

XS
SM
MD
LG