Eskişehir merkezli soruşturma kapsamında düzenlenen operasyonlara ilk tepki Diyarbakır’daki basın örgütlerinden geldi. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFGD), Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKGD), DİSK Basın-İş ile Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) tarafından yapılan açıklamada gazetecilerin serbest bırakılması çağrısı yapıldı. DFGD binasının önünde yapılan açıklamaya katılanlar “Özgür Basın susturulamaz” pankartı açtı.
Açıklamada ilk sözü alan DİSK Basın-İş Temsilcisi Hakkı Boltan, gazetecilerin yaptıkları haberler nedeniyle suçlandıklarını söyledi. Boltan, “Biz bu gözaltıları basına bir saldırı olarak görüyoruz ve hiçbir şekilde kabul etmiyor, kınıyoruz. Altını çizmek isteriz, işlerini yaptıkları için tutuklanan bu gazeteciler, hemen serbest bırakılmalı. Arkadaşlarımızın yaptığı haberler suç gibi gösteriliyor. Bunları asla kabul etmiyoruz” dedi.
Daha sonra söz alan MKGD Temsilcisi Dilan Babat da, "Özgür Basın sürekli yaptıkları haberlerle suçlanıyor. Gazeteci arkadaşlarımızın yaptığı haberler suç değildir. Bizleri meclis kürsülerinde, televizyonlarda tehdit edenler bilsin ki bizler korkmuyoruz, gücümüzü hakikatten alıyoruz. Gazeteci arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz” diye konuştu.
DFGD Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu ise gazetecilere yönelik yargı kıskacının bir kez daha devreye girdiğini savundu. Müftüoğlu, “Tutuklanan, gözaltına alınan her bir meslektaşımız için onların haberlerini tekrardan yaparak bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Bugüne kadar geri adım atmadık. Bugünden sonra da geri adım atmayacağız. Gözaltındaki arkadaşlarımızın da serbest bırakılmasını bir kez daha talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
Açıklamaya katılanlar bir süre slogan attıktan sonra dağıldı.
DEM Parti’den operasyonlara tepki
Operasyonlarda DEM Partili Kayapınar Belediyesi Eş Başkanı Cengiz Dündar ile birlikte bazı partililer de gözaltına alındı. DEM Parti Diyarbakır İl Örgütü ve belediye eş başkanları da operasyonlara tepki gösterdi.
DEM Parti İl Binası önünde düzenlenen basın açıklamasında ilk sözü alan Kayapınar Belediye Eş Başkanı Berivan Gülşen Sincar, gizlilik kararı nedeniyle suçlamalar hakkında bilgi alamadıklarını dile getirdi.
Gülşen Sincar, son günlerde tartışılan çözüm sürecine dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Mevcut durumda baktığımızda, iktidarın ortaya koymuş olduğu, son süreçte gündemi meşgul eden barışa dair çağrılar yapılırken, dost elini ve selamını uzatmak isterken, kronikleşmiş Türkiye'de yaşanan Kürt meselesi, kadın hakları, toplumsal haklar ve özgürlükler noktasında yaşanan tüm tıkanmışlıkların merkezinde var olan sorunların çözümü için söylem geliştirirken, bir yanda da tezatlık oluşturan anti demokratik yöntemlere de ne yazık ki tanık oluyoruz. Mevcut duruma baktığımızda aslında bunu, toplumun bir şekilde sindirilmeye çalışılmasına dönük bir adım olarak görüyoruz. Toplumsal barış ve onurlu barış için müzakere sürecinin geliştirilebilmesi gerekiyor ve gözaltına alan arkadaşlarımızın her ne olursa olsun bir şekilde serbest kalmasına dair umudumuzu da korumak istiyoruz.”
Daha sonra konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Doğan Hatun, gözaltı kararlarını eleştirdi.
Hatun, belediye eş başkanlarının evinin basılmasına karşı olduklarını ifade ederek, “Bizim kim olduğumuz bellidir. Belediye başkanlarıyız, gazeteciyiz, şairiz. Belediye eşbaşkanımızın evinin basılmasına karşıyız. Bir sorun varsa, ki biz olmadığını biliyoruz, bir yazı yazıp belediyeye ya da evine gönderebilirsiniz. ‘Bir ifadeniz var aranıyorsunuz, lütfen gelip ifade verin’ diyebilirsiniz. Meclis’te Kürt meselesinin çözümü için 'beraber çözelim' diyorlar. Eğer cumhuriyetin ikinci yüzyılında çözüm bizim yok oluşumuz ise, biz bu çözümde yokuz. Biz de barışı, dilimizi, kültürümüzü istiyoruz. Ne oldu da birden yüzlerce insanı gözaltına aldınız?” dedi.
DEM Parti İl Eş Başkanı Abbas Şahin ise yüzyıldır uygulanan politikaların alışkanlık haline geldiğini ifade etti.
Şahin de çözüm süreci tartışmalarına değinerek, “Bir taraftan el uzatacağız, bir taraftan tecridi uzatacağız. Böyle bir şey olmaz. Eğer biz barış diyorsak, muhataplar oturacak, masada bunu tartışacak, hep birlikte, bu halka anlatacak. Ki halklarımız arasında da hiçbir problem yok bu arada. Sadece yönetenlerin kendi beka sorunlarından kaynaklı olarak, halkları karşı karşıya getirip, ırkçılık politikalarını ön plana çıkarıyor, bunu da desteklemek için evrensel hukuk, herkes için hukuku siyasi anlayışlarının bir aracı haline getirip, halklar üzerinde baskı kuruyorlar” şeklinde konuştu.
Uluslararası ve ulusal basın örgütlerinden tepki
Bu arada aralarında Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), ARTICLE 19, Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF), Freedom House gibi kurumların da bulunduğu 15 ulusal ve uluslararası basın örgütü ortak bir açıklama yayınlayarak, gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
Açıklamada gazetecilerin gözaltına alınmasının endişe verici olduğuna vurgu yapılarak, şu görüşlere yer verildi:
“İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 26 Kasım'da sosyal medyada yaptığı açıklamada gözaltına alınan kişileri ‘şüpheli terör örgütü mensubu’ olarak niteledi. Gazetecilerin avukatlarıyla görüştürülmelerine izin verilmedi; avukatların soruşturma hakkında bilgi alması ‘kısıtlılık kararı’ gerekçesi ile engellendi. Gözaltılar ve operasyon hakkında bilgi vermemek, basın özgürlüğüne ve gazetecilik mesleğinin özgürce icra edilmesine yönelik devam eden tehditlerin yükseldiğini göstermektedir. Türkiye, Basın Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden (AİHS) doğan yükümlülüklerini yerine getirmeli ve gazeteciler üzerindeki baskılara son vermelidir. Gazetecilere yönelik süregelen sistematik taciz ve gözdağı verme politikalarına derhal son verilmesi gerekmektedir.”
Ne olmuştu?
30 ilde dün sabah eş zamanlı düzenlenen operasyonlarda 231 kişi gözaltına alındı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından operasyonlarla ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Adana, Adıyaman, Amasya, Ankara, Antalya, Ardahan, Bitlis, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hakkâri, İstanbul, İzmir, Kars, Karaman, Kocaeli, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ ve Van Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Emniyet Genel Müdürlüğü TEM ve İstihbarat Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlükleri TEM Şube Müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucu ‘GÜRZ-27’ operasyonları düzenlendi. Yakalanan şüphelilerin; İfade ve teşhislerinde adlarının geçtiği ve PKK/KCK terör örgütünün siyasi alan ve basın yayın alanı yapılanmaları içerisinde terör örgütü adına faaliyet yürütmek, terör örgütüne finans sağlamak, Sosyal medya hesapları üzerinden PKK/KCK terör örgütü propagandası yapmak, Yasa dışı sokak olaylarına katılmak, kamu mallarına zarar vermek suçlarından Savcılıklarımızca haklarında soruşturma başlatıldı. Operasyonlar sonucunda; Ruhsatsız tabancalar, ruhsatsız av tüfekleri, kurusıkı tabancalar ve çok sayıda dijital materyal ele geçirildi.”
Forum