Erişilebilirlik

Yeniden Görülen Gezi Davası’nda Osman Kavala Kararı


Gezi Parkı eylemleri ve Çarşı davasının birleştirilmesinin ardından yapılan ilk duruşmada Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

17 sanıklı Gezi Parkı eylemleri davasıyla 35 sanıklı Çarşı taraftar grubu davalarının birleştirilmesinin ardından ilk duruşma Cuma günü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

Duruşmada Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı işadamı Osman Kavala’nın tutukluluğunun devam etmesine ve davaya ilişkin bir sonraki duruşmanın 26 Kasım 2021’de yapılmasına karar verildi.

Gezi Parkı protestoları davası, Çarşı taraftar grubuna ilişkin davayla geçtiğimiz Ocak ayında birleştirilmişti. Çarşı davasında yargılanan sanıklar 2015 yılında beraat etmiş; ancak bu karar bu yıl içinde geri çevrilmişti.

Osman Kavala, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden serbest kalması yönünde gelen çağrılara rağmen 4 yıldır cezaevinde tutuluyor. Avrupa Konseyi geçtiğimiz ay davaya ilişkin yaptığı açıklamada, Osman Kavala’nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda serbest kalmaması halinde Türkiye aleyhinde ihlal işlemlerini başlatacağını belirtmişti.

AP Raportörü: “Kaçırılmış bir fırsat”

Cuma günü yapılan duruşmaya sanıkların yanı sıra bazı diplomatlar, muhalefet milletvekilleri ve gözlemciler de katıldı.

Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raportörü Nacho Sanchez duruşmaya dayanışma göstermek amacıyla katıldığını belirtti. Twitter hesabından açıklama yapan Sanchez, “Ne yazık ki duruşma Türk yetkililerin uluslararası taahhütlerine saygı gösterme konusunda kaçırılan bir başka fırsattı” ifadelerini kullandı.

Duruşmaya video konferans üzerinden katılarak savunmasını yapan Osman Kavala, davaların birleştirilmesi adımını “tutukluluğunu sürdürmeyi amaçlayan siyasi olarak lekeli bir yargı süreci” olarak niteledi, iddiaların komplo teorilerine dayandığını savundu.

Osman Kavala savunmasında, “Daha önce aralarında fiili ve hukuki bağlantı olmadığına karar verilen suçlamalar hiçbir yeni delil olmadan birleştirildi. Benimle ilgili suçlamaların çarpıcı yanı sadece herhangi bir delile dayanmıyor olmaları değildir. Bunlar mantık sınırlarını aşan, komplo teorilerine dayandırılan fantastik nitelikte iddialardır” ifadelerini kullandı.

Davayı eleştirenler, Türkiye’de yargının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rakiplerini cezalandırmak amacıyla kötüye kullanıldığını; Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti ise mahkemelerin bağımsız kararlar aldıklarını savunuyor.

İnsan hakları örgütleri, Gezi Parkı eylemleri davasını Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetiminde muhalif seslerin susturulması çabalarının bir sembolü olarak tanımlıyor.

XS
SM
MD
LG