112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle birlikte hareket ederek, bebekleri anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan servislerine sevk etmek, bebekleri gereğinden fazla serviste yatırmak, yanlış ve eksik müdahalelerle bebeklerin ölmelerine neden olmakla suçlanan ‘Yenidoğan Çetesi’ olarak adlandırılan 22’si tutuklu 47 kişinin yargılanmasına başlandı.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma öncesi CHP bir basın açıklaması yaptı.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz’ın katıldığı basın açıklamasında, bu davanın 47 sanıkla sınırlandırılmaması gerektiği belirtildi.
Açıklamada başta Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu olmak üzere tüm yetkililerin yargılanması gerektiği vurgulandı. Memişoğlu’nun dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü olduğu hatırlatılarak "Bakan Memişoğlu birinci derecede sorumludur” denildi.
CHP’li Şahbaz ve Emir’in yanısıra Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, Türkiye İşçi Partisi Sözcüsü Sera Kadıgil ve baro başkanları da duruşmayı takip etti.
Duruşma, haklarında kasten öldürme, nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçlarından yüzlerce yıl hapis cezası istenen sanıkların kimlik tespitleriyle başladı.
Davanın bir numaralı sanığı Fırat Sarı kimlik tespiti sırasında aylık gelirinin 400 bin lira olduğunu söyledi. Bu ifade salondakiler tarafından tepki çekti.
Salonda gerginlik
Mahkeme başkanı, kendisine usulen itiraz eden iki avukatı duruşma disiplinini bozdukları gerekçesiyle salondan çıkarttı.
Bazı mağdur ailelerin ve bazı avukatların salona girememesi nedeniyle, adliye koridorunda gerginlik yaşandı.
SEGBİS sistemindeki arıza sonrası yarım saat ara verilen duruşma, katılma talebinde bulunanların ifadeleriyle devam etti.
Katılma talepleri reddedildi
Sanık avukatları müvekkillerinin medya tarafından hedef gösterildiğini, tüm bilgilerin paylaşılmasının hukuka aykırı olduğunu öne sürdü. Bu sırada katılma talebinde bulunan mağdur avukatlarıyla sanık avukatları arasında tartışma çıktı.
Savcı, başka mağdurların ve baroların katılma taleplerinin reddedilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, katılma talebinde bulunan Türkiye Barolar Birliği, İstanbul başta olmak üzere diğer il baroları, siyasi partiler, kadın hakları örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve bebeklerini kaybeden, engelli kalan başka mağdur ailelerin taleplerini reddetti.
“Her hastanede evrakta oynama yapılır”
İlk savunmayı yapan hemşire Hakan Doğukan Taşçı, “Bazı konuları kabul etmiyorum, mesela ihmalden adam öldürme suçu. Bir ilacı uyguladığıma dair bir rapor yazılmış. Sadece telefon konuşmalarına bakılarak. Kabul etmiyorum” dedi.
“Usulsüzlükler sadece bu hastanelerde yapılmıyor” diyen Taşçı, “2015’te çalışmaya başladığımda da hastanelerde evrakta oynama yapılıyordu. Her zaman yapıldı bu. Binlerce şikayet vardı, hiçbiri ciddiye alınmadı. Ben bir kuruş fazla para kazanmadım. Hasta sayısı fazla tutulsun dediler bana. Her hastane sahibi para kazanmak ister” ifadelerini kullandı.
İddianamede yer alan bilgilere göre, çeteye mensup olduğu düşünülen bu kişiler, bebeklerin epikriz raporlarını değiştirdi, hastalıklarını farklı yazdı. Taşçı’nın “hep yapılıyordu” diye bahsettiği bu sahtecilik sonrası olayların merkezinde yer alan 10 hastanenin ruhsatları iptal edildi.
“İlacı ne kadar kullanırsanız o kadar fazla kazanıyordunuz”
Taşçı, “Hastanın kaç gün yatacağı konusuna doktor karar verir. Bizim bir yetkimiz yok. Fırat Sarı yatan hastanın ailesinden 30 bin alıyordu, hastaneye 20 bin veriyordu. 10 bini komisyon olarak alıyordu. SGK’dan fazla para kazanmak için bu yapılıyordu” dedi.
“İlacı ne kadar kullanırsanız o kadar fazla kazanıyordunuz” diyen Taşçı “Bir de zaiyat oluyordu kullanılmayınca. Fırat Sarı ile satılması için konuştuk. Hasan Basri Gök, ilaçları topluyordu ben de Hüseyin Gündüz’e satıyordum. 600 liraya satıyorduk ilacı. Üç kere yaptık bunu, 60 civarı ilaç sattık” ifadelerini kullandı.
İlaç konusu tapelere yansıdı
İlaçları kullanılmış gibi göstererek satmak, tapelere yansıyan konuşmaların ana konularından biri.
İddianameye de giren telefon kayıtlarına göre Taşçı ile Hasan Basri Gök arasında geçen konuşmalarda “Hasan bak basit geliyor sana, beni tutuklarlar. Bizim sattığımız fiyata bakma kardeşim sen. 20 tane, 10 tane, 30 tane çıkarttın. Şu an güncel fiyatı 7 bin lira. O ilacın SUT’tan (Sağlık Uygulama Tebliği) sonra 210 bin lira para yapar" şeklinde ifadeler kullanılmıştı.
Yine Taşçı ve Gök’ün, ilaçların yüzdelik payını ve kazanacakları miktarı hesapladıkları bir konuşma daha fezlekede yer aldı. Orada da "Kutu diyorum bak sana, 10 bin lira yapıyor Doğukan hesapla", "10 bin güzel para kanka" gibi konuşmalar dosyaya dahil edildi.
Sahte rapor itirafı
Taşçı ayrıca bazı ilaçları iki bebeğe kullandıklarını, kalan ilacı sattıklarını duruşmada itiraf etti.
“Yoğun bakım ne kadar doluysa hastane o kadar para kazanıyor. A hastanesine gitmesi gereken hastayı sürekli B hastanesine sevk ediyorlar” diyen Taşçı, bir bebeğin ölüm saatini değiştirdiğini söyledi.
Ayrıca Taşçı sahte raporla ilgili şöyle konuştu: “Hastaların durumuyla ilgili epikriz yazdığım oldu. Şablon yazıyordum. Ama maksimum 5-6 tanedir. Buradaki bilgiler doğru yazılmıyordu, basamaklar değiştiriyorduk. Basamak demek bebeğin hastalık derecesini gösteriyor. Bebekler örneğin entübe olarak gösteriliyordu.”
Ruhsatları iptal edilen hastanelerle, yenidoğan ünitesinin işletmesi arasındaki ilişki en çok merak edilen konulardan biri.
Türkiye’de sağlıkta özelleştirmeye yapılan eleştirilerin başında da bu konu geliyor. İddianamede adı geçen hastaneler ise şunlar, Özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar, Özel Silivri Kolan Hospital Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi.
Ekim ayında bu hastanelerin ruhsatları iptal edildi ve kapılarına kilit vuruldu.
Yenidoğan üniteleri işletmesiyle hastaneler arasındaki ilişkiyi “Hastane diyor ki, benim yoğun bakım servisimden ne kadar kazandırabilirsin? Mesela 1 milyonu 1,5 yapabilir misin diyor. Alan kişi de yatakları dolduruyor ve para kazandırıyor” diye anlatan Taşçı, “Neden sadece biz hemşireler tutukluyuz? Neden hastane sahipleri tutuklanmıyor?” diye sordu.
Duruşma hafta boyunca sürecek
Fezleke ve raporda bu olaylarla bağlantılı oldukları belirtilen hastane sahipleri ve başhekimler ise dava aşamasına dahil edilmedi.
Hakkında ihmalle kasten öldürme suçundan 437 yıla kadar hapis cezası talep edilen 18 kişiden biri olan Doğukan Taşçı’nın ifadesi 3 saatten fazla sürdü.
Duruşma bu hafta boyunca devam edecek ve 22 Kasım Cuma günü bir ara karar açıklanması bekleniyor.
Forum