Erişilebilirlik

Ankara ve İstanbul’da ‘Kazan Kazan’ Geleneği Bozulacak mı?


Rekabetin ve gerilimin her geçen gün arttığı 31 Mart yerel seçimleri yarışında sonucu en fazla merak edilen iki il Ankara ve İstanbul. Yarışın kıyasıya devam ettiği ülkenin başkenti ve en büyük kentinin ilginç bir yerel seçim geleneği ya da istatistiği var.

1963 yılından beri yapılan 11 mahalli seçimde İstanbul’da hangi partinin adayı sandıktan çıkmışsa, Ankara’da aynı partinin adayı belediye başkanlığı seçilerek mazbatasını aldı. Bir şehirde kazanan parti diğer şehirde de kazanınca bir nevi “kazan kazan” geleneği oluştu.

Her seçim sonrası İstanbul ve Ankara’yı aynı partinin başkanları yönetti

İlk seçimde Cumhuriyet Halk Partisi, 1968’de Adalet Partisi, 1973 ve 1977’de Cumhuriyet Halk Partisi, 1984’te Anavatan Partisi, 1989’da Sosyal Demokrat Halkçı Parti, 1994’te Refah Partisi, 1999’da Fazilet Partisi, son üç seçimde de Adalet ve Kalkınma Partisi adayları her iki ildeki seçimlerden sonra başkanlığa seçildi.

1963 seçimlerindeyse tek bir istisna yaşandı. Türkiye’de yapılan ilk mahalli seçimlerde Adalet Partisi adayı Avukat Nuri Eroğan, bir devlet kurumu niteliği taşıyan Denizcilik Bankası Türk Anonim Ortaklığı’ndaki hukuk müşavirliği görevinden yasal sürede istifa etmediği için (seçimlerden bir gün sonra 18 Kasım 1963’te istifa etti) Yüksek Seçim Kurulu tarafından seçilmemiş sayıldı. Bu görev seçimlerden ikinci çıkan CHP adayı Haşim İşcan’a verildi.

Ondan sonraki tüm seçimlerde böyle bir olay yaşanmaksızın, Ankara’yı hangi partinin adayı kazanmışsa İstanbul’da da o partinin adayı kazanmış oldu.

Peki üç yıldır bu geleneği bozmayan Adalet ve Kalkınma Partisi, bu şekilde devam edebilecek mi? Yoksa geçmişte üç kez aynı seçimde bu iki şehri kazanan Cumhuriyet Halk Partisi geleneği bozacak mı? Ve hatta İstanbul ve Ankara’da da kazanarak bu geleneği devralabilecek mi?

Murat Sarı: “Ankara’da Yavaş önde, İstanbul’da sonuç fotofinişe kalabilir”

Dün Ankara anketini açıklayan Konsensus Araştırma şirketinin başkanı Murat Sarı, CHP adayı Mansur Yavaş’ın, AKP adayı Mehmet Özhaseki’nin 2,6 puan önünde olduğunu söyledi.

VOA Türkçe’ye konuşan Sarı, “1500 kişiyle yaptığım çalışmada Mansur Yavaş’ın %50,4 destek aldığı sonucuna ulaştım. Yavaş’a yalnız İyi Parti ve CHP’nin seçmenleri değil, MHP’nin Ankara seçmeninin dörtte bir nispetinde destek verdiği görülüyor. İstanbul’a gelince Binali Yıldırım hala önde. Ama sonucu fotofiniş belirleyebilir. Bu geleneğin bozulma ihtimali olsa da kesinlikle devam etmeyecek demek şimdiden mümkün değil” dedi.

MAK Araştırma şirketinin sonuçlarındaysa CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Mansur Yavaş, AKP adayı Mehmet Özhaseki’nin beş puan kadar önünde giderken yarış başladığında AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Binali Yıldırım’ın on beş puan gerisinde olan CHP İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu’nun farkı beş puana indirdiği görülüyor.

Ertan Aksoy: “İstanbul’da sonucu partisine kızgın AKP’li seçmenle, 24 Haziran travması yaşayan CHP’li seçmen belirleyecek”

Geçen günlerde “Ekonomik Krizin Boyutu ve Yerel Seçimlerde Seçmen Davranışlarına Etkisi Raporu” yayınlayan Sosyal Demokrasi Vakfı SODEV’in başkanı Ertan Aksoy seçmenlerin %53’ünün son bir yılda ekonomik durumlarının kötüye gittiğini düşündüklerini bunun da sandığa yansıyacağı kanaatinde.

VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Aksoy, “Seçim yarışı başladığında Ankara’daki fark daha fazla Mansur Yavaş lehineydi, bu fark bir nebze azaltılsa da hala CHP adayı hala önde. Son 10 günde bir büyük anormallik, vahim hata olmazsa seçimi kazanacaktır. İstanbul’daysa araştırmalar, hata payları içinde kalan farklarla bir adayı ya da diğer adayı önde buluyor. Bazı araştırmalarda iki puan Binali Yıldırım bazılarında iki puan Ekrem İmamoğlu önde. Seçim sonucunu iki faktör belirleyecek. Birincisi, partisine kızgın seçmen sandığa gidecek mi? İkincisi, 24 Haziran’da travma yaşayan CHP seçmeni adayına oy verecek mi? Eğer CHP’li seçmende bu travma olmasa İmamoğlu araştırmalarda hata payları içinde kalmayacak şekilde önde çıkabilirdi. AKP üst üste seçimler kazanarak birçok istatistiği bozdu, bu istatistik de bozulabilir. Ama muhalefetin bu istatistiği devam ettirme ihtimali de bulunduğu gerçek” dedi.

Kemal Can: “Yalnız İstanbul ve Ankara’da değil, 1 milyonun üzerindeki metropollerde AKP oylarındaki gerileme sürecek”

Gazeteci Kemal Can ise yalnız İstanbul ve Ankara’da değil 1 milyon nüfusun üzerinde seçmen barındıran tüm metropollerdeki seçmen davranışlarında iktidarla mesafe koyan bir eğilim olduğu görüşünde.

VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Can, “24 Haziran’da Erdoğan cumhurbaşkanlığını kazansa da AKP oylarındaki gerileme belirgindi. MHP ile ittifak kurulduğundan bu pek görülmedi. Ancak AKP oylarında referandumda başlayan ve 24 Haziran’da devam eden gerileme, anket sonuçlarına göre 31 Mart’ta da devam edecek gibi. Bu nedenle iki büyük şehirdeki seçmenin davranışlarının da benzer bir trend göstermesi şaşırtıcı olmaz. Ben yalnız buralarda değil 1 milyondan fazla oyu barındıran tüm seçim çevrelerinde bu eğilimin görüleceğini düşünüyorum. Ekonomi kriz koşulları, gündelik hayatın etkilenmesi, özgürlük demokrasi ve hayat tarzı tartışmaları çalışan nüfusun çok olduğunu metropollerde rasyonel oy davranışı reflekslerinde belirleyici olacak. Bütün araştırmalarda ekonomik statü, eğitim, şehirleşme düştükçe kimlik taassubu arttığı görülüyor” dedi.

STÜDYO VOA

Adams soruşturmasında sorgulanacak yeni Türk işadamları var mı? – 30 Eylül
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG