CHP İstanbul milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlattığı adalet yürüyüşü dün sona eren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün Maltepe Meydanı’nda yüz binlerce kişiye hitap etti.
Bugüne kadar toplumsal muhalefete liderlik edemediği ve sokaktan korktuğu eleştirilerine muhatap olan CHP lideri, konuşmasında ana muhalefet partisinin sokakla ilişkisini koparmayacağının işaretini verdi.
“Yürüyüşe başlayınca eleştiriler geldi, ‘Adalet sokakta aranmaz’ diye. Bir ülkede büyük eşitsizlikler varsa, o ülkenin mahkemeleri bağımsız değil, siyasi otoriteden talimat alıyorsa, siyasi otoritenin beklentilerine göre karar veriyorlarsa, milli iradenin tecelligahı olan TBMM’nin yetkileri gasp edilmişse, TBMM dumura uğratılmışsa, basın susturulmuş veya iktidar tarafından teslim alınmışsa, o zaman adalet arayışımızın tek yeri var, o da sokaktır. Darbeyi de önleyeceğiz, adaleti getireceğiz. Sokaksa sonuna kadar sokak.”
Adalet Yürüyüşü’nde kimler için yüründü?
9 Temmuz bir yürüyüşün sonu değil, bir birlikte yaşama iradesinin ortaya konmasının başlangıcı olduğunu söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, herkesin sık sık sorduğu “adalet yürüyüşü kimler için yapıldı?” sorusuna da ayrıntılı bir yanıt verdi.
“Üniversiteden atılan hocalar için yürüdük, KHK ile üniversite hocalarının kapının önüne konması tam bir demokrasi ayıbıdır. Geçmişte bunu 1402’leri hatırlarsınız sıkıyönetim döneminde paşalar yapıyordu, Hitler Almanya’da yapıyordu. Tek adam rejimine, FETÖ'ye karşı olduğumuz için yürüdük. Haksız yere kamudan atılanlar için yürüdük, çocuklar için yürüdük, taşeron işçiler için yürüdük, mevsimlik işçiler için, orman köylüleri için, linç edilen askerler için, yürüdük. IŞİD, PKK, El Nusra’ya karşı olduğumuz için yürüdük. Devlette liyakat sistemi kalmadığı için yürüdük. Mavi Marmara şehitleri için yürüdük. Terörist ilan edilen, hapis edilen, hak aramak için açlık grevindeki kardeşlerimiz Nuriye ve Semih için yürüdük. Korku iklimi içinde konuşamayan iş dünyası için yürüdük. Siyasi ayak ortaya çıksın diye yürüdük. 249 şehidimiz ve gazilerimiz için yürüdük.”
“OHAL kaldırılmalı, yargıyı siyasetin emrine vermek demokrasiye ihanettir”
15 Temmuz Darbe Girişimi’nden dokuz gün sonra Taksim Meydanı’nda yaptığı konuşmada 10 maddelik manifesto açıklayan Kılıçdaroğlu, Maltepe Mitingi’nde de yine 10 maddelik bir deklarasyon açıkladı.
Deklarasyonda, “15 Temmuz darbe girişimini açık bir şekilde lanetliyoruz. 249 şehidimizin aziz hatırası ve 2301 gazimiz için FETÖ terör örgütünün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı ve gerçek darbecilerden hesap sorulmalıdır. İktidar tarafından 20 Temmuz’da getirilen OHAL ile biz buna sivil darbe diyoruz. Yasama yürütme ve yargı tek elde toplanmıştır. OHAL bir an önce kaldırılmalıdır. Yargıyı siyasetin emrine vermek demokrasiye ihanettir. Demokratik parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayet kaldırılmalıdır. Eğitimde laiklik ilkesinin aşındırılmasına son verilmelidir” dendi.
16 Nisan referandumunun gayrımeşru olduğu iddiasını yineleyen Kılıçdaroğlu, FETÖ ile ilişkisi olmayan muhalif akademisyenlerin görevlerine dönmesini, tutuklu milletvekilleri ile tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını, dış politikada dönüş yapılmasını istedi.
24 Temmuz’da cılız ve coşkusuz bir kalabalık önünde konuşan CHP liderinin sözleri iktidar tarafından dikkate alınmamıştı. Şimdiyse uzun ve etkili bir yürüyüş ve görkemli bir miting sonrası yaptığı konuşmanın nasıl karşılık bulacağı merak ediliyor.
“Gezi nasıl bir dönüm noktasıyla adalet yürüyüşü de bir dönüm noktası”
Miting alanı ve çevresinde, daha önceki CHP mitingleriyle karşılaştırılmayacak bir coşku ve heyecan vardı. Ablasıyla birlikte mitinge gelen Azer Çoban, adalet yürüyüşü’nün büyük ümit verdiği insanlardan biriydi.
Elinde Balyoz sanığı iken intihar eden “Ali Tatar için adalet” ve “gazeteciler Ahmet Şık ve Kadri Gürsel için adalet” yazılı dövizler taşıyan Çoban, “16 Nisan Referandumu’ndan sonra hiçbir şeyin bir daha değişmeyeceğini düşünmüyordum. Doğrusu Kemal Kılıçdaroğlu’na inancımı büyük ölçüde kaybetmiştim. Ama Adalet Yürüyüşü ile gerçekten bir akım başlattı. Bu kadar cevap geleceğini de tahmin etmiyordum. Gerçekten bir lider olarak ortaya çıktı. İlk defa bu mitingde farklı kesimlerden insanlar görüyoruz. Gezi nasıl bir dönüşüm noktasıysa, adalet yürüyüşü de böyle” dedi.
Mitinge katılım Çoban’ı doğrular nitelikte. Yaklaşık bin kişilik HDP’li bir grup, “adalet adalet Demirtaş için adalet”, “adalet adalet Yüksekdağ için adalet” sloganlarıyla meydana yaklaşıyor, ardından da “hak hukuk adalet” sloganı atıyor ve ellerinde Türk bayraklarıyla mitinge katılanların alkışını alıyordu.
Ardından mitingin en kalabalık kortejlerinden Birleşik Haziran Hareketi göründü. Önce “adalet bittiyse, haziran başlar”, “Nuriye ve Semih için adalet” sloganı attıktan sonra onlar da “hak hukuk adalet” sloganını ihmal etmiyorlardı.
Mitinge gelen tüm grupların çok büyük ölçüde Kemal Kılıçdaroğlu’nun “elimizde adalet yazılı dövizler, Türk bayrakları ve Atatürk resimlerinden başka bir şey olmasın” isteğine uymuş olduğunu görünüyordu.
Balyoz mağduru Emekli Amiral Baykal: Bu gerçek bir adalet yürüyüşü
Yaklaşık 200 Bahriyeli de hep birlikte miting alanına yürüdü. Emekli deniz subayları arasında Balyoz soruşturmasında yaklaşık 3,5 yıl hapis yatmış olan emekli Tümamiral Engin Baykal da vardı.
Emekli tümamiral, ulusalcı milliyetçi çevrelerden Adalet Yürüyüşü’ne getirilen eleştirilerin hakkaniyetle bağdaşmadığını görüşünde.
Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmede bulunan Baykal, “Bu eleştirilere asla katılmıyorum, bu gerçek bir adalet yürüyüşü. Bu ülkede yaşayan herkesten katılsın katılmasın destek fikri geçtiğine inanıyorum. Toplumun büyük kesimlerde duyarlılık oldu. Biz de haksızlığa uğramış olduğumuzda haklı olduğumuzun verdiği güçle o günlerde dimdik ayakta kalmıştık. O zaman da bütün duamız uğradığımız haksızlığın Türkiye’nin demokratikleşmesine katkıda bulunmasıydı. Bu mücadeleye devam ediyoruz. Burada tema hak hukuk adalet. Tabii yargıyla sınırlı değil. Tüm kesimlerde adaletsizlik gerçek. Böyle bir etkinliğe katılmak bizim için görevdir” dedi.
“Kılıçdaroğlu’nun daha cesur olması lazım”
Mitinge katıldığı halde CHP’ye ve Kemal Kılıçdaroğlu’na hale mesafeli duranlar da yok değildi. Şeref Özkan o kişilerden biriydi.
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Özkan, “ Ben bugünden yarına bir şeyin değişmeyeceğini düşünüyorum. Umarım bu yürüyüş CHP’de bir kültürel birikim üretir. Bugüne kadar sokaktan kaçan CHP’nin yeniden sokağa alışmasında rol oynayacağını düşünüyorum. O eylemlilik sürecinin CHP’lileri dönüştürme potansiyeli var. Ancak Kılıçdaroğlu’nun daha cesur olması lazım” dedi.
Cerattepe’ye de adalet istendi
Mitingte, kadınlar, taşeron işçiler, sendikacılar, toplumun birçok kesiminden insan ve grup vardı. Geçen yılın bahar aylarında toplumsal duyarlılığın en üst seviyede olduğu Artvin Cerattepe’deki altın madeni konusu, geçtiğimiz günlerde çevrecilerin aleyhine dönse de bu kez medyada fazla yer kaplamadı.
Mitinge “Cerattepe’ye adalet” döviziyle katılan Abdullah Bayram, kamuoyunun dikkatini Cerattepe’ye çevirmeye uğraşıyordu.
“Biz Artvinliler olarak artık bir şeylerin değişmesini istiyoruz. Geçtiğimiz günlerde Danıştay kararı iptal edildi ve Cerattepe ranta açıldı. Şu anda maden arması olayını tekrar başlattılar. Türkiye’nin buna duyarsız kalmaması gerekir. Artvin, Türkiye’nin akciğerleridir.”
"Türkiye'de ve dünyada adalet istiyoruz"
Miting alanında bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu da, hiçbir kamu teşviği olmadan milyonlarca insanın "Adalet Mitingi" için bir araya geldiğini belirtti. Türkiye’de ve dünyada adalet istediklerini kaydeden Erdoğdu, isteklerini barış yoluyla, şiddet içermeden ve herkese örnek olacak şekilde dile getirdiklerini söyledi.
Adalet Mitingi'ne katılan vatandaşlardan Ahmet Erdem, Türkiye’de birçok alanda adalete ihtiyaç duyulduğunu ve insanların herhangi bir siyasi görüşle burada bulunmadıklarını belirtti.
Emekli memur Günay Fırat, 15 yıldır adaletin olmadığı bir ortamda yaşadıklarını, çocukları ve henüz doğmamış torunları için adalet arayışıyla miting alanında bulunduğunu söyledi.
Emekli öğretmen Ümmühan Çakıcı, adalet ve aydınlık günler için Tuzla’dan Maltepe’ye kadar yürüdüğünü söyledi. Çakıcı, Türkiye’de hukuk ve adaletin üstün olduğunu görmek istediğini, bu sebeple Adalet Yürüyüşü'ne katıldığını belirtti.
Eğitimci Yasin Çatar, haksızlıklara karşı direnmek, toplumla birlikte hareket etmek ve adaleti, demokrasiyi, insan haklarını sağlamak için 3 gündür yürüdüğünü belirtti. Çatar, gelecek aydınlık günler için, Atatürk devrimleri için ve içeride "hukuksuzca" yargılanan binlerce kişi için yürüdüğünü sözlerine ekledi.
Özel sektörde yönetici olan Seçkiner Kaplan, mesajların yerine ulaşması için bu eylemin burada sona ermesini istemediğini belirtti.
Adalet Yürüyüşü'ne katılan emekli İsmail Horoz, şu an Türkiye’de demokrasinin, insan haklarının, özgürlüklerin olmadığını, toplumun ayrıştırıldığını, bunlara karşı gelmek için yürüdüklerini dile getirdi.
Uluslararası basının da ilgi gösterdiği Adalet Mitingi'nde çok sayıda basın mensubu görev aldı. Dev Türk bayrakları ve “Adalet” yazılı dövizlerle donatılan miting alanında toplanan kalabalık, "adalet" yazılı tişört ve şapkalarla seslerini duyurmaya çalıştı. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı Adalet Mitingi’nde 15 bin polis görev aldı. Miting program bitiminde olaysız bir şekilde sona erdi
Maltepe Mitingi’ne kaç kişi katıldı?
CHP’nin takdimcisi Barış Bozkurt, kürsüden yaptığı açıklamada alanda iki milyon kişi olduğunu belirtti.
Ancak miting alanının 130 bin metrekare olduğu hesaba katıldığında alandaki toplamın 500 binin biraz üstü ya da biraz altı olduğunu söylemek mümkün.
Mitingin alanına giremediği için yollarda biriken, çevredeki çimenliklere ya da kafelere oturanlar, gelip gidenler de eklendiğinde bir milyon kişinin Maltepe’ye geldiği söylenebilir