Doğu ve Güneydoğu’daki Süryani ve Keldaniler’e ait onlarca el yazması eser, iki yıllık bir çalışmayla dijital ortama taşındı. Her biri yüzlerce yıllık olan eserler yok olma riskinden kurtarıldı.
Süryaniler’e göre eserlerin kurtarılması, kültürlerinin asimile olmasının da önüne geçti.
Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği (DKVD) tarafından hayata geçirilen “Belgesel Kültürel Mirası: Süryani ve Keldani El Yazmalarının Korunması” projesi ile bölgenin en eski halklarından olan Süryani ve Keldaniler’e ait onlarca el yazması eser koruma altına alındı. Yaklaşık iki yıl süren çalışmaya DKVD ile Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi ve Mar Petyun Keldani Kilisesi Vakıfları da katıldı.
Projenin hedefi, Diyarbakır’ın iki önemli kiliselerinden olan Meryem Ana Süryani Kadim ve Mar Petyun Keldani kiliselerinin kütüphanelerindeki yüzlerce yıllık el yazması eserlerin korunması ve tanınmalarının sağlanmasıydı.
Üç aşamadan oluşan projede ilk olarak Süryanice ve Arapça bilen uzmanlar tarafından tüm eserlerin künyeleri çıkarıldı. İkinci aşamada eserlerin kilise müştemilatı içinde kurulan laboratuvarda basit konservasyonları (koruma) yapıldı. Üçüncü aşamada ise tüm eserler dijitalleştirildikten sonra katalog haline dönüştürülerek, DKVD Diyarbakır Kent Arşivi’ne kaydedildi.
Ancak proje bununla da kalmadı. Eserlerin fiziksel olarak korunabilmesi için her iki kilise kütüphanesi nadir eserleri koruyacak biçimde yeniden düzenlendi. Kütüphanelere özel kompakt dolaplar ve iklimlendirme cihazları yerleştirilirken, eserler özel koruyucu kâğıtla kaplanıp ve kutulara konularak kütüphanelere yerleştirildi.
Keldani Katolik Kilisesi Başpiskopos vekili Remzi Diril, çalışmanın çok önemli ve değerli olduğunu söyledi. Diril, "Bunlar sadece bizim doğu veya batı Süryanileri’nin eserleri değil, aynı zamanda da Diyarbakır'da yaşayan bütün halkın eseridir. Bu çalışmanın gelecek nesillere taşınması konusunda hem kitapların fiziki bakımı ve dijitalleştirilme konusunda herkese teşekkür etmek istiyorum. Kültürel mirasta, bir insanlık değerini korumak çok önemlidir" dedi.
“Eserlerin muhafaza edilmesi, yaygınlaştırılması asimilasyonun önüne geçer”
Süryani Dernekler Federasyonu (SÜDEF) Başkanı Evgil Türker ise çalışmayı “kutsal bir görev” olarak değerlendirdi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Türker, koruma altına alınan kitapların Süryaniler için çok önemli olduğuna dikkat çekti. Süryaniler’in tarih boyunca çok sayıda eserini kaybettiğine vurgu yaptı. Eserlerin sadece Süryani ve Keldaniler’in değil tüm insanlığın olduğunu ifade eden Türker, “Tarih boyunca meydana gelen birçok savaştan dolayı tahrip edilen kiliseler olmuştur. Bu kiliselerin kütüphanelerindeki birçok değerli kitap geçmişte kaybolmuştur. Göçlerden dolayı birçok eser kaybolmuştur. Bu nedenle böyle çalışmalar önemlidir. Bunların korunması, dijitalleştirilmesi, başka birçok insanın bunlardan yararlanabilmesi hem Süryaniler için önemlidir hem de buradaki toplumlar için de önemlidir. Süryaniler’in, Keldaniler’in, Asuriler’in bu bölgede gerçekten önemli tarihi geçmişleri vardır. Bunların muhafaza edilmesi, insanlığın hizmetine sunulmasını tabii ki çok önemli buluyoruz” dedi.
Süryaniler’in dilinin birçok yerde yok olduğuna dikkat çeken Türker, eserlerin korunmasıyla asimilasyonun da engellenebileceğini savundu. Süryani dilinin çok eski olduğunu dile getiren Türker, “Bunların muhafaza edilmesi, yaygınlaştırılması asimilasyonun önüne de geçmiş olur. Süryani dili gerçekten Mezopotamya'nın birçok bölgesinde asimilasyona uğradı. Musul'da olsun, Urfa'da olsun, Diyarbakır'da olsun. Süryanice’yi bugüne kadar kullanan tek bölge Turabdin bölgesidir, Midyat ve çevresidir. Buralarda halen Süryanice kullanmaktadır. Asimilasyon Süryaniler için önemli bir tehlikedir” şeklinde konuştu.
“Kitapların çoğu yüzyıllar önce Diyarbakır’da yazıldı”
DKVD Genel Koordinatörü Nevin Soyukaya, el yazması eserlerin ender bulunan kitaplar olduğuna vurgu yaparak, kitapların çoğunun Diyarbakır’da yazıldığını ve yüzyıllardır Diyarbakır'da korunduğunu söyledi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Soyukaya, eserlerin Diyarbakır'ın kültürel mirasının parçaları olduğunu belirtti.
Kitapların kentin yazım geleneği hakkında da bilgi verdiğini ifade eden Soyukaya, “Diyarbakır'ın zengin, derinlikli, çeşitli kültürel mirasının korunması adına bunlar önemli. Ayrıca tarihi niteliğe sahip olmaları, yine Diyarbakır'ın özgün kültürlerinden Süryanice yazılmış olmaları ve çoğunluğunun Diyarbakır'da yazılmış olması da Diyarbakır'ın kültürel zenginliğine katkı sunan unsurlar olması nedeniyle de önemli” dedi.
Çalışmanın Süryanice’nin korunması adına önemli olduğuna dikkat çeken Soyukaya, şöyle devam etti: “Bunlar kültürel çeşitlilikleri, dinsel derinliklerini anlatan kitaplar. Dolayısıyla Süryanice’nin korunması açısından da çok önemli. Katalog kitabı dört dilde yayınladık. Tam da bu nedenle dört dilde yayınladık. Süryanice olarak da yayınladık bu kitabı. Süryanice biliyorsunuz tehlike altındaki dillerden biri. Bizim bu çalışmamız Süryanice’ye de bir katkı. Hem o dilde yazılmış tarihi kitapları, kültürel değerleri korumak ama hem de katalog kitabına Süryanice’yi de katarak bu kültürün kendi dilinde de yaygınlaşmasını sağlamaktır.”
Koruyucu önlem alarak bu kitapların daha fazla tahrip olmasını önlediklerini dile getiren Soyukaya, katalog sayesinde kitapların akademik dünyaya tanıtıldığını söyledi.
Proje kapsamında Süryani ve Keldaniler’den 20 gence koruma eğitimi verildi. Eğitim alanlar kütüphaneleri takip edecek. Gençler kitaplarda herhangi bir tahribat olduğunda, ilgililere bilgi verecek ve müdahale edilmesini sağlayacak.
Forum