Harvard Üniversitesi’nden araştırmacılar, Zika’nın kısa sürede teşhisine olanak sağlayan bir yöntem geliştirdiklerini ve bu yöntemin dünyanın her yerine kullanılabileceğini açıkladı. Zika’ya ilk kez bir yıl önce Brezilya’da rastlandı.
Zika virüsü ilk kez Brezilya’da ortaya çıktı daha sonra Batı yarıküreye yayıldı. Halen en az 57 ülke ve bölgede zika virüsüne rastlanmış durumda. Hastalığın büyük ölçüde Zika virüsü taşıyan sivrisinekler tarafından bulaştırıldığı biliniyor. Bazı ülkeler, cinsel yolla buluşan vakaları da bildiriyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Zika’nın hem doğum bozukluğu olan mikrosefaliye hem de Guillain-Barre Sendromu’na yol açtığı konusunda bilim dünyasında fikir birliği olduğunu açıkladı. Hastalıktan etkilenen ülkelerin çoğu Latin Amerika ve Karayipler’de. WHO, eğilimin sürmesi durumunda tüm dünyada ciddi bir kamu sağlığı krizi yaşanacağını söylüyor.
Ebola’nın teşhisi için kullanılan bir yöntemi temel alan araştırmacıların başında sentetik biyoloji uzmanı James Collins var. Collins, kan, idrar ve tükürük kullanarak Zika’yı teşhis etmenin bir yöntemini geliştirdi.
Cell dergisinde yayınlanan makalede araştırmacılar, vücut sıvılarındaki antikorları inceleyen eski yöntemlerin sınırlı olduğunu çünkü insanların dang humması gibi benzer virüslere karşı da antikor oluşturduğunu söylüyor. Diğer bazı yöntemler ise birçok bölgede olmayan, pahalı aletlerin kullanımını gerektiriyor.
Araştırmacıların yeni yöntemi insan eli büyüklüğünde kağıttan kartlar kullanıyor. Bu kartlarda dondurularak kurutulmuş biyomoleküler parçalar var. Zika virüsü kanda seyrek olduğu için araştırmacılar önce virüsün sayısını arttıran bir yöntem kullanıyor. Virüs artırımından geçmiş örnekler karta aktarılıyor ve eğer Zika mevcutsa kart renk değiştiriyor.
Pozitif örnekler bundan sonra bir diğer karta alınarak, virüsün, Zika’nın hangi türüne ait olduğu görülebiliyor.
Testin sonucu 30 dakika içinde alınabiliyor ve karttaki renk değişimi çıplak gözle görülebiliyor. Araştırmacılar, kartın özel bir okuyucuya yerleştirilmesi durumunda daha da hızlı sonuç alınabildiğini söylüyor.
Makalede dondurulmuş moleküler parçaların oda sıcaklığında stabil kaldığı, böylece tüm dünyada kolaylıkla depolama ve dağıtıma uygun olduğu belirtiliyor.
Farklı ortamlarda kullanılmaya uygunluğu dışında, araştırmacılar geliştirdikleri yöntemin Zika teşhisindeki diğer yöntemlerden daha ucuz olduğuna da dikkati çekiyor.
Collins, farklı kamusal ve özel finansman olanaklarını araştırarak, teşhis yöntemini ticarileştirerek dünyanın tüm sağlık çalışanlarının kullanımına açmayı hedeflediklerini söyledi.
Zika’nın aşısı yok. Dünya Sağlık Örgütü, Amerika, Fransa, Brezilya, Hindistan ve Avusturya’nın şu anda farklı 23 proje üzerinde çalışarak bir aşı üretmeye çalıştığını bildirdi. Kurum, bazı projelerin gelecek yıl içinde klinik deney aşamasına ulaşmasını bekliyor. Ancak işlevsel bir aşıya ulaşılması birkaç sene sürebilir.
Bu süre içinde virüsü engelleme çalışmaları, hastalığı taşıyan sivrisinekleri engellemeye yoğunlaşmış durumda. WHO, dünya nüfusunun yarısının hastalığı taşıyan Aedes aegypti sivrisineği ile ortak yaşam alanını paylaştığını söylüyor.