Amerikalı İmam Rauf: 'Dinimle Ülkem Arasında Kaldım'

New York’ta bir İslam Merkezi inşa etmeyi planlayan İmam Faysal Rauf, konuyla ilgili tartışmalar nedeniyle çok sevdiği dini ve çok sevdiği ülkesi arasında kaldığını söyledi. 45 yıl önce Amerika'ya göç eden İmam Abdül Rauf, kısa sure önce Başkan Barack Obama’nın özel temsilcisi olarak Ortadoğu ülkelerini ziyaret etmişti. Rauf, ziyaretlerinde Amerika'nın İslam’la ilişkisini anlatmaya çalışmıştı.

Geçtiğimiz günlerde New York’taki Dış İlişkiler Konseyi’nde konuşan İmam Faysal Abdül Rauf, Manhattan’da yeni bir İslam Merkezi’ne ihtiyaç olduğunu söyleyerek planını savundu:

“Bu merkez bütün dinlere mensup kişilerin karşılıklı saygı çerçevesinde bir araya gelebileceği bir yer olacak. New York kentini, Amerikalı Müslüman toplumunu ve tüm Amerikan vatandaşlarını onurlandıracak.”

Rauf, 11 Eylül saldırılarında yıkılan ikiz kulelere iki blok mesafedeki eski bir giyim mağazasını modern çağın Cordoba’sına dönüştürmek istiyor. İspanya’nın Cordoba kenti Ortaçağ’da Hristiyan, Yahudi ve Müslümanlar’ın birarada barış içinde yaşadığı bir yer olarak biliniyordu. Rauf projenin üç büyük dinin iki temel öğretisinden esinlendiğini belirtti.

Rauf, “Birincisi Tanrı’yı bütün kalbimiz, yüreğimiz ve gücümüzle sevmek; ikincisi de Hz İsa’nın da deyişiyle Tanrı’yı sevdiğimiz gibi komşularımızı ve kendimizi de sevebilmek” diye konuştu.

Ancak bazı Amerikalı Müslümanlar da bu projeye karşı çıkan Hıristiyan ve Yahudiler’e katıldı. Bazı Amerikalılar merkezi 11 Eylül kurbanlarına saygısızlık olarak görüyor. Binanın Amerikan anayasasını Şeriat kanunlarıyla değiştirmek isteyen aşırı dincilerin yuvası haline gelmesinden de korkuluyor. İmam Rauf İslam yasalarının Amerikan yasalarıyla uyumlu olduğunu söyledi:

“İslam hukukçuları en başından beri Müslümanların azınlıkta olduğu yerlerde içinde bulundukları ülkenin yasalarına uymaları gerektiğini söylemiştir. Bunun ilk örneği, Hz. Muhammed döneminde Etiyopya’da yaşayan Müslümanlardır.”

Rauf, asıl mücadelenin İslam ile Batı arasında değil, her dinden ılımlılar ile azınlıktaki radikaller arasında verilmesi gerektiğini de belirtti.