Ban Ki Moon Kıbrıs Görüşmelerinden Umutlu

BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, geçen Kasım ayından bu yana Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas ve Türk Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’yla üçüncü kez bir araya geldi.

BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, geçen Kasım ayından bu yana Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas ve Türk Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’yla üçüncü kez bir araya geldi.

Ban, sorunun çözümünde çok yavaş ilerlendiğini, ancak Kıbrıslı Türk ve Rum tarafların ilerleme amacıyla istikrarlı çalışma sergilediğini ve Ekim ayına kadar bir anlaşmaya varılmasını umduğunu söyledi.

Ban, Türk ve Rum liderlerin adaya döner dönmez kilit konularda görüşmelerini yoğunlaştırma konusunda anlaştıklarını da belirtti.

Taraflar arasındaki en büyük anlaşmazlık mülkiyet haklarının iadesiyle ilgili. İki taraftan da aileler 1974’teki çatışmalarda evlerini terk etmek zorunda kalmıştı.

Ayrıca yetki paylaşımı, ekonomi, toprak, güvenlik, vatandaşlık ve Avrupa Birliği üyeliğinin getirdiği çözülmemiş sorunlar da bulunuyor.

Bazı uzmanlar, Kıbrıs Rum Yönetiminin gelecek yıl Avrupa Birliği’nin altı aylık dönüşümlü başkanlığını devralmasının, tarafları anlaşmaya varmaya teşvik edeceği görüşünd.

Ankara KKTC'nin Tanınması İçin Lobi Yapabilir

Bununla birlikte uzmanlara göre BM’nin bir yıla yakın bir süredir yürüttüğü çabalarda fazla ilerleme sağlanamadı.

Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen, Washington’da Carnegie Enstitüsü’nde konuk araştırma görevlisi. Ülgen Kıbrıs’ı yeniden birleştirme çabalarında zamanın tükenmekte olduğuna işaret ediyor.

Sinan Ülgen’e göre bu uluslararası toplumun Kıbrıs sorununu çözme yönünde son girişimi olacak. 2004’teki girişimin sonuç vermediğini hatırlatan Ülgen, 2011’deki girişimlerin de sonuç vermemesi durumunda, Türkiye’nin son dönemde kazandığı “yumuşak güç” konumuna güvenerek Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda tanınması yönünde lobi yapmaya başlayacağını tahmin ediyor.

BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un son çabaları da yokuşa sürüklenmiş durumda. Bilkent Üniversitesi öğretim görevlilerinden Yoannis Grigoriadis, 2004 yılında Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu’nun dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın sunduğu plana destek verdiğini, ama şimdi o desteği veremeyecek durumda olduğunu söylüyor.

Grigoriadis, “Papandreu o dönem kendini riske atarak Annan planına destek verdi, bir adım da geri atmadı. Ama şimdi Yunanistan’daki iç sorunlar yüzünden fazla inisiyatif kullanamaz,” diye konuşuyor ama Papandreu’nun bundan sonra Kıbrıs görüşmelerine bir engel oluşturmayacağını da söylüyor. Grigoriadis, “Eğer Papandreu şu aşamada çok ateşli bir Kıbrıs kampanyası başlatırsa hem kendi partisinde, hem de ülkesinde bir sürü düşman kazanır,” diyor.

Türkiye ve Kıbrıslı Türkler 2004 yılında Annan Planı’nı destekledi. Ama Rumlar planı referandumda reddetti. Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği üyeliği, Türkiye’nin üyelik konumunu da zorlaştırıyor. Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selim Yenel Türkiye’nin bu konuda hiçbir ödün vermeyeceğinin altını çiziyor.

“Şimdiye kadar hep biz taviz verdik, artık yeter,” diyen Yenel, Rumların her zaman daha fazlasını istediğini ve Avrupa Birliği üyeliğinden yararlandığını söylüyor.

Uzmanlar Türkiye’nin politika değişikliğini bir parça da Avrupa Birliği’yle ilişkilerine bağlıyor. Türkiye’nin üyelik müzakereleri donmuş durumda. Bu bir nebze Kıbrıs yüzünden, bir nebze de Fransa ve Almanya’nın Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkmasından kaynaklanıyor.

Sinan Ülgen, bir yandan Avrupa Birliği mali sorunlarla boğuşurken diğer yandan da Türkiye’nin ekonomisinin güçlenmesinin, birlik üyeliğini artık cazip kılmadığını söylüyor. Bu da Ülgen’e göre Ankara’nın konumunu daha da sertleştirerek Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması yönünde politika yürütebileceği anlamına geliyor.

EDAM Başkanı Ülgen, “Bu Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin sonu olur,” diyor. Ancak üyeliğin zaten kamuoyu gözünde değer kaybetmesi ve Türk hükümetinin de hevesini kaybetmesi, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda tanınması yönündeki çabaları güçlendirebilir.

Bununla birlikte uzmanlara göre BM’nin bir yıla yakın bir süredir yürüttüğü çabalarda fazla ilerleme sağlanamadı.

Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen, Washington’da Carnegie Enstitüsü’nde konuk araştırma görevlisi. Ülgen Kıbrıs’ı yeniden birleştirme çabalarında zamanın tükenmekte olduğuna işaret ediyor.

ULGEN

Sinan Ülgen’e göre bu uluslararası toplumun Kıbrıs sorununu çözme yönünde son girişimi olacak. 2004’teki girişimin sonuç vermediğini hatırlatan Ülgen, 2011’deki girişimlerin de sonuç vermemesi durumunda, Türkiye’nin son dönemde kazandığı “yumuşak güç” konumuna güvenerek Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda tanınması yönünde lobi yapmaya başlayacağını tahmin ediyor.

BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un son çabaları da yokuşa sürüklenmiş durumda. Bilkent Üniversitesi öğretim görevlilerinden Yoannis Grigoriadis, 2004 yılında Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu’nun dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın sunduğu plana destek verdiğini, ama şimdi o desteği veremeyecek durumda olduğunu söylüyor.

GRIGORIADIS

Grigoriadis, “Papandreu o dönem kendini riske atarak Annan planına destek verdi, bir adım da geri atmadı. Ama şimdi Yunanistan’daki iç sorunlar yüzünden fazla inisiyatif kullanamaz,” diye konuşuyor ama Papandreu’nun bundan sonra Kıbrıs görüşmelerine bir engel oluşturmayacağını da söylüyor. Grigoriadis, “Eğer Papandreu şu aşamada çok ateşli bir Kıbrıs kampanyası başlatırsa hem kendi partisinde, hem de ülkesinde bir sürü düşman kazanır,” diyor.

Türkiye ve Kıbrıslı Türkler 2004 yılında Annan Planı’nı destekledi. Ama Rumlar planı referandumda reddetti. Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği üyeliği, Türkiye’nin üyelik konumunu da zorlaştırıyor. Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selim Yenel Türkiye’nin bu konuda hiçbir ödün vermeyeceğinin altını çiziyor.

YENEL

“Şimdiye kadar hep biz taviz verdik, artık yeter,” diyen Yenel, Rumların her zaman daha fazlasını istediğini ve Avrupa Birliği üyeliğinden yararlandığını söylüyor.

Uzmanlar Türkiye’nin politika değişikliğini bir parça da Avrupa Birliği’yle ilişkilerine bağlıyor. Türkiye’nin üyelik müzakereleri donmuş durumda. Bu bir nebze Kıbrıs yüzünden, bi

Bununla birlikte uzmanlara göre BM’nin bir yıla yakın bir süredir yürüttüğü çabalarda fazla ilerleme sağlanamadı.

Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen, Washington’da Carnegie Enstitüsü’nde konuk araştırma görevlisi. Ülgen Kıbrıs’ı yeniden birleştirme çabalarında zamanın tükenmekte olduğuna işaret ediyor.

ULGEN

Sinan Ülgen’e göre bu uluslararası toplumun Kıbrıs sorununu çözme yönünde son girişimi olacak. 2004’teki girişimin sonuç vermediğini hatırlatan Ülgen, 2011’deki girişimlerin de sonuç vermemesi durumunda, Türkiye’nin son dönemde kazandığı “yumuşak güç” konumuna güvenerek Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda tanınması yönünde lobi yapmaya başlayacağını tahmin ediyor.

BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un son çabaları da yokuşa sürüklenmiş durumda. Bilkent Üniversitesi öğretim görevlilerinden Yoannis Grigoriadis, 2004 yılında Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu’nun dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın sunduğu plana destek verdiğini, ama şimdi o desteği veremeyecek durumda olduğunu söylüyor.

Grigoriadis, “Papandreu o dönem kendini riske atarak Annan planına destek verdi, bir adım da geri atmadı. Ama şimdi Yunanistan’daki iç sorunlar yüzünden fazla inisiyatif kullanamaz,” diye konuşuyor ama Papandreu’nun bundan sonra Kıbrıs görüşmelerine bir engel oluşturmayacağını da söylüyor. Grigoriadis, “Eğer Papandreu şu aşamada çok ateşli bir Kıbrıs kampanyası başlatırsa hem kendi partisinde, hem de ülkesinde bir sürü düşman kazanır,” diyor.

Türkiye ve Kıbrıslı Türkler 2004 yılında Annan Planı’nı destekledi. Ama Rumlar planı referandumda reddetti. Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği üyeliği, Türkiye’nin üyelik konumunu da zorlaştırıyor. Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selim Yenel Türkiye’nin bu konuda hiçbir ödün vermeyeceğinin altını çiziyor.

“Şimdiye kadar hep biz taviz verdik, artık yeter,” diyen Yenel, Rumların her zaman daha fazlasını istediğini ve Avrupa Birliği üyeliğinden yararlandığını söylüyor.

Uzmanlar Türkiye’nin politika değişikliğini bir parça da Avrupa Birliği’yle ilişkilerine bağlıyor. Türkiye’nin üyelik müzakereleri donmuş durumda. Bu bir nebze Kıbrıs yüzünden, bir nebze de Fransa ve Almanya’nın Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkmasından kaynaklanıyor.

Sinan Ülgen, bir yandan Avrupa Birliği mali sorunlarla boğuşurken diğer yandan da Türkiye’nin ekonomisinin güçlenmesinin, birlik üyeliğini artık cazip kılmadığını söylüyor. Bu da Ülgen’e göre Ankara’nın konumunu daha da sertleştirerek Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması yönünde politika yürütebileceği anlamına geliyor.

EDAM Başkanı Ülgen, “Bu Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin sonu olur,” diyor. Ancak üyeliğin zaten kamuoyu gözünde değer kaybetmesi ve Türk hükümetinin de hevesini kaybetmesi, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda tanınması yönündeki çabaları güçlendirebilir.

r nebze de Fransa ve Almanya’nın Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkmasından kaynaklanıyor.

Sinan Ülgen, bir yandan Avrupa Birliği mali sorunlarla boğuşurken diğer yandan da Türkiye’nin ekonomisinin güçlenmesinin, birlik üyeliğini artık cazip kılmadığını söylüyor. Bu da Ülgen’e göre Ankara’nın konumunu daha da sertleştirerek Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması yönünde politika yürütebileceği anlamına geliyor.

ULGEN2

EDAM Başkanı Ülgen, “Bu Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin sonu olur,” diyor. Ancak üyeliğin zaten kamuoyu gözünde değer kaybetmesi ve Türk hükümetinin de hevesini kaybetmesi, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda tanınması yönündeki çabaları güçlendirebilir.