Hizbullah lideri Nasrallah’ın öldürülmesi bölgede nasıl etki yaratacak?

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah İsrail'in Cuma düzenlediği hava saldırısında öldürüldü

İsrail’in bir hava saldırısıyla Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta öldürmesiyle Filistin halkını da hedef alan savaş tablosunda değişim olmayacağı ve İran’ın savaşa girmekten kaçındığı görüşü ağırlık kazanıyor.

Gazze’de askeri ve siyasi otorite konumundaki Hamas’ın lideri İsmail Haniye’nin İran’ın başkenti Tahran’da 31 Temmuz’da öldürülmesinin ardından İsrail’in hedefindeki Hizbullah örgütlenmesinin komuta kademesindeki kayıplar da artmaya başladı. Nasrallah’tan önce Hizbullah’ın kurucularından örgüt yapılanmasında “iki numara” olarak yorumlanan Fuad Şükür, 30 Temmuz’da Beyrut’ta öldürülmüştü. Beyrut’taki saldırılar zincirinde 20 Eylül’de Hizbullah’ın Cihat Konseyi üyesi İbrahim Akil ve askeri eğitimlerinden sorumlu Ahmed Mahmud Vehbi de öldürülmüştü.

Beyrut’ta son günlerdeki askeri saldırılarda çağrı cihazı, telsiz gibi iletişim araçları patlatılmış, bu patlamalarda siviller de hayatını kaybetmişti. Saldırılardan İsrail sorumlu tutuldu. İsrail, Hizbullah yapılanmasına çökertmeyi amaçlıyor. Ancak İsrail’in Gazze’nin yanı sıra Lübnan’a saldırılarıyla yürüttüğü iki cepheli savaş atmosferinde Ortadoğu bölgesinde yakın zamanda barışın sağlanamayacağı belirtiliyor.

Geçmişte Türkiye’nin İran Büyükelçiliği görevini yürütmüş olan emekli Büyükelçi Bozkurt Aran, Tahran yönetiminin İsmail Haniye’nin öldürülmesine sert karşılık veremediğini, İran’ın şimdi de İsrail’e savaş açma hamlesinde bulunmayacağı görüşünü paylaştı.

Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Levant Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan ise İsrail’in Lübnan halkında Hizbullah’a tepki duyulmasını amaçladığını ancak bunu başaramadığını, İran’ın ise topyekun savaştan kaçındığını söyledi.

İlgili Haberler Hizbullah lideri Nasrallah’ın öldürülmesi Ortadoğu’da geniş yankı buldu


“İsrail, ABD’den aldığı açık çekle saldırılarını sürdürüyor, ateşkes zor görünüyor”

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırmaları Vakfı (TEPAV) bünyesinde görev alan emekli Büyükelçi Bozkurt Aran, VOA Türkçe’ye değerlendirmesinde, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürmesiyle İsrail’in bu Şii örgütlenmesinde ciddi zafiyet görüntüsü yarattığını söyledi.

Nasrallah’ın yanı sıra son dönemde Hizbullah komuta kademesindeki isimleri ve Hamas lideri İsmail Haniye’yi de İsrail’in öldürdüğünü kaydeden Aran, “Liderler çekim gücü, yönetim tarzı anlamında etki yaratıyor. Hizbullah içinde kuşkusuz yeni düzen ve liderlik arayışı olacaktır. Bu durum Hizbullah örgütünde zafiyet görüntüsünü pekiştiriyor” dedi.

Hizbullah ve Hamas’ın örgütlenmesinde ciddi kayıplar olsa da bunun bölgedeki savaşı sonlandırmayacağını da söyleyen Aran, İsrail’in askeri açıdan artık iki cephede yürüttüğü saldırı stratejisinden vazgeçmediği sürece sivil halk açısından da barış ortamı ve huzur olmayacağı görüşünde.

Aran, “Filistin’de, Gazze’ye yönelik sivilleri de hedef alan süreçte ateşkes sağlanması ise tümüyle İsrail’in iradesine bağlı. Lübnan’ı hedef aldığı saldırılarını ne zaman sonlandıracağı da yine İsrail’in kararına bağlı. Ne yazık ki ABD’den açık çek almış olduğu için Gazze’de ateşkes ancak İsrail nasıl tatmin olacaksa o şekilde tatmin olduğunda sona erecek görünüyor. Yakın zamanda barış atmosferinden söz edemeyeceğiz” diye konuştu.

İran’ın ise Ortadoğu bölgesinde savaşı büyütecek, coğrafyasını genişletecek şekilde adım atmayacağı görüşünü paylaşan Aran, “İsmail Haniye’nin kendi evinde öldürülmesine karşın İran’ın ciddi tepki göstermediğini düşündüğümüzde Nasrallah’ın öldürülmesiyle ilgili de çok ciddi tepki vermesi beklenmeyecektir” dedi.

İlgili Haberler Hizbullah’ı uzun yıllar yöneten Hasan Nasrallah kimdir?


“Hizbullah orantılı yanıt verecektir, İran’la strateji değerlendirilecektir”

ORSAM uzmanı Oytun Orhan ise VOA Türkçe’ye açıklamasında, İsrail’in Gazze’ye saldırılarıyla eş zamanlı olarak özellikle Suriye kökenli İsraillileri kuzeyde, Lübnan sınırında yerleştirmek üzere Hizbullah’ı hedef aldığını kaydetti.

“İsrail aslında sınır bölgesinde güvenliği sağlayabilmek için Hizbullah’ın İsrail’e saldırmasını engellemek istiyor ve bu nedenle caydırıcı olmayı amaçlıyor” diyen Orhan, Nasrallah’ın öldürülmesini Hizbullah’ı caydırma hedefindeki İsrail’in zincirleme saldırılarında son halka olarak yorumladı. Orhan’a göre, İsrail aynı zamanda İran’ın Hizbullah ve dolayısıyla Hamas’a lojistik destek hattını yok etmek istiyor.

İsrail’in Lübnan sınırında Hizbullah, Gazze’de ise Hamas’a karşı mücadele stratejisi yürüttüğünü hatırlatan Orhan, Nasrallah’ın öldürülmesinin yanı sıra Hizbullah’ın üst düzey kurmayları ve saha komutanlarının da suikastlarla öldürüldüğüne işaret ederek şunları söyledi:

“Bunun yanında tabii ki İsrail, çağrı cihazı saldırısı gibi sansasyonel eylemlerle örgütü hem psikolojik anlamda çökertmeye çalışıyor hem hiyerarşik yapısını bozmaya çalışıyor hem de savaşma kapasitesini, militan kapasitesini, özellikle eğitimli komutan seviyesindeki isimleri öldürerek yok etmeye çalışıyor. İsrail, ikinci olarak sadece Lübnan’da değil, özellikle Suriye içerisinde İran üzerinden gelen silah yardımları, lojistik hatlara da zaman zaman saldırılar gerçekleştiriyor. Üçüncü olarak da esasen Hizbullah’ı Lübnan içerisinde baskı altına almayı amaçlıyor. İsrail savaşı Beyrut’a, Bekaa Vadisi’ne yayarak, Lübnan toplumunda Hizbullah’a karşı biraz da tepki üretmeye çabalıyor. Ancak İsrail’in saldırılarının Hizbullah’a karşı caydırıcılık oluşturamadığı anlaşılıyor”

Oytun Orhan, Hizbullah’ın İsrail’e orantılı yanıt vermeye çalıştığını belirterek, Nasrallah’ın öldürülmesinin “son derece sansasyonel ve psikolojik anlamda bir çöküntü yaratabilecek nitelikte” olduğunu vurgulayarak şunları dile getirdi:

“Ancak Hizbullah örgütünde başka komuta kademesindeki isimler şimdi devreye girecektir ve Hizbullah’ın İran’la birlikte koordineli bir şekilde nasıl yanıt vereceği tartışılacaktır. Ben halen iki tarafın da topyekun bir savaş istemediği kanaati içerisindeyim. İsrail burada bu tür sansasyonel eylemlerle Hizbullah’ı caydırmak isteyecek ama benim kanaatim Hizbullah burada yine orantılılık esasına da dikkat ederek bir karşılık verecektir. Çatışma sahası biraz daha genişleyecektir”