Sakık: 'PKK Türkiye'nin Bir Gerçeğidir'

Sakık: 'PKK Türkiye'nin Bir Gerçeğidir'

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) tarafından desteklenen bağımsız Muş milletvekili adayı Sırrı Sakık Kürtlerin siyasi önceliklerini anlattı

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) tarafından desteklenen bağımsız Muş milletvekili adayı Sırrı Sakık, Kürt meselesinin Türkiye’nin en ciddi sorunu olduğunu ve PKK’nn kabul edilmesi gereken bir realite olduğunu söyledi. Sakık, Kürtlerin siyasi önceliklerini anlattı.

'Türkiye'nin En Temel Meselesi Kürt Sorunu'

24’ncü dönem bağımsız Muş milletvekili adayı Sırrı Sakık, Türkiye’nin en temel sorunun Kürt sorunu olduğunu söyledi: “Türkiye’nin en büyük sorunu Kürt sorunudur. Kürt sorunu çözülmedikçe Türkiye’nin özgürleşmesi, gelişmesi mümkün değil. Türkiye yıllardır bütün akarlarını ret ve inkar politikalarına ayırıyor. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana çok ağır bedeller ödüyor Türkiye halkı. Bu ülkede yaşayabilmenin bedelini Kürtler canıyla malıyla ödüyor. Bakın bu yolların hepsi denendi: asimilasyon, silah, tutuklama, ölüm. Kürtler hepsiyle karşılaştı. Ama sorun çözülmedi. Onun için Türkiye'nin en temel meselesi Kürt sorunudur. Kürt sorunu çözülmedikçe, Kürt sorunu Anayasa ve yasalar düzeyinde güvence altına alınmadığı müddetçe, Kürtler yönetimde söz ve karar sahibi olmadığı müddetçe bu ülkenin Kürt sorunu bu yakıcı haliyle devam edecek.”

Demokratik Özerklik

Barış ve Demokrasi Partisi’nin Kürt sorununa çözüm modeli öneren belgesinde Türkiye’nin “merkeziyetçi ulus devlet sistemi” eleştiriliyor ve “demokratik özerklik” çağrısında bulunuluyor. Çözüm için BDP, “ülke bütünlüğü içinde halkın yerelde söz ve karar sahibi olmasını sağlayacak ve tüm farklılıkların kendini özgürce ifade edebileceği düzeyde özerklik kazanması temeline dayanan bir modeli” savunuyor.

15 Haziran...

Bağımsız Muş milletvekili Sırrı Sakık, kucaklayıcı yeni bir Anayasa hazırlanması gerektiğini belirtti. Sakık, “sorumlu davranılmaması” durumunda “15 Haziran’da PKK’nın tek taraflı ilan ettiği eylemsizlik kararının eyleme dönüşebileceğini” söyledi: “Öyle bir sözleşme yapmalıyız ki, bu coğrafyada yaşayan herkes – Türk, Kürt, adı ne olursa, diğer etnik gruplar – herkes kendisini bu anayasada görmelidir. Biz bunu amaçlıyoruz. Dileğimiz odur ki diğer siyasi partiler de bizim gibi sorumlu davranırlar çünkü önümüzdeki 15 Haziran’da PKK’nın tek taraflı ilan ettiği eylemsizlik kararının eyleme dönüşme ihtimalinin çok yüksek olduğunu biliyoruz. Onun için feryat ediyoruz. Bu feryatlarımızı zaman zaman tehdit olarak algılıyorlar.”

Bağımsız Muş milletvekili adayı Sırrı Sakık, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, yeni Anayasa’yı belirleyecek olan parlamentoda tüm partilerin temsil edilmeyecek olmasını – yani yüzde 10’luk seçim barajını eleştirdi: “12 Haziran genel seçiminden sonra yeni bir toplumsal sözleşmeyle halkın karşısına çıkılacağı bir yıldır. Onun için herkesin Parlamento’da olması gerekir, tüm siyasi partilerin kendilerini özgürce Parlamento’da ifade edebilmesi gerektiğini söylüyorduk. Yani bu anti-demokratik yasaların ve siyasi partiler yasasını değiştirmek gerekiyordu. Yüzde 10 barajın olmaması gerekiyordu. Ama AKP iktidarı bunu yapmadı. Yani bir taraftan 12 Eylül’den hesap soracağını söyleyenler 12 Eylül generallerinin getirdiği siyasi partiler yasasını, seçim kanununu, yüzde 10’luk barajı değiştirmeden bundan nemalanarak iktidar olmak istiyor. Çünkü geçmişten bu yana AKP’nin bir uzlaşı kültürü yok. Bu seçim kanunuyla, bu yasalarla AKP yeniden iktidar olursa, yeni bir toplumsal sözleşme, yeni bir anayasa – yani Türkiye halkının bir anayasası olmayacak – AKP’nin anayasası olacak. Çünkü uzlaşmıyorlar. Biz sadece meclisteki partileri kastetmiyoruz, parlamento dışındakilerinin de, sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşlarının da bu yeni anayasada söz ve karar sahibi olması gerektiğini söylüyoruz.”

“Demokratik özerklik,” “Kürtlerin söz ve karar sahibi olması,” “farklılıkların tanınması,” gibi prensipleriyle BDP’nin sadece Kürt halkına hitap ettiği eleştirilerini Sırrı Sakık kabul etmiyor: “Burada sadece Kürtler yok. Bizim partimizde sosyalistlerden tutun, farklı inanç gruplarından, Alevilerden, Kürtlerden, Kürtlerin farklı kesimlerinden, Süryanilere… Cumhuriyet tarihinde ilk kez bizim olanaklarımızdan böyle bir birlik oluşturduk. Bu bile bizim sadece Kürtlere hitap etmediğimizin göstergesidir. Bize haksızlık yapılıyor. Rakiplerimiz devletin bütün olanaklarını kullandıkları için böyle bir kirli bilgilendirme var. Bu doğru değil. Biz tüm Türkiye halkına hitap ediyoruz. Ama bunun yanında Kürt halkının büyük çoğunluğunun teveccühünü alıyorsak bundan da büyük mutluluk duyarız.”

'PKK Türkiye'nin Realitesidir'

Bir diğer ciddi eleştiri noktası BDP’nin PKK’ya yaklaşımından kaynaklanıyor. BDP veya Kürt siyasetçiler kendilerini PKK’dan uzaklaştırarak bu çözüm yolunda daha fazla mesafe alamazlar mı? Bağımsız Muş milletvekili adayı Sırrı Sakık, PKK’nın Türkiye’nin, Kürt halkının bir realitesi olduğunu, bunu kabul etmek gerektiğini söylüyor: “Bakın PKK Türkiye’nin realitesidir. Bizim bir gerçeğimizdir. Bakın, hepimizin bir yakını ya PKK’nın saflarındadır, ya cezaevindedir ya da yaşamını yitirmiştir. Böyle bir realitemiz vardır. PKK bu halkın bir gerçeğidir. PKK Kürt halkının bağrından çıkan bir harekettir. Devlet de artık bunu biliyor. Terörist dersin bilmem ne falan, ama Kürt halkı da ‘benim kahramanım’ diyor. Bu Kürt halkı için dağlara giden bu insanları Kürtler nasıl yok sayabilir? Bu realiteyi devletin de kabul etmesi gerekir. Ben eminim ki devlet de artık bu süreçte çünkü bunun ruhuna uygun Sayın Öcalan’la görüşmeler yapıyorlar. Bu da ülkemiz adına, geleceğimiz adına bizi umutlandırıyor.”

24’ncü dönem bağımsız Muş milletvekili adayı Sırrı Sakık BDP destekli bağımsızlar olarak bu seçimde 35 milletvekili çıkarabilmeyi umuyor.