Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Konseyi’nin üye ülke Türkiye aleyhine Osman Kavala’nın serbest bırakılmaması nedeniyle ihlal prosedürü uygulamaya başlatmasına tepki olarak, “Biz, kendi mahkemelerimize saygı duyulmasını bekliyoruz. Duymayanlara da kusura bakmasınlar bizim saygımız olmayacaktır” dedi.
Erdoğan, Ukrayna ziyareti öncesinde Ankara’da, Esenboğa Havalimanı’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin dünkü toplantısında, Türkiye’nin üye olarak Konsey sözleşmesini ihlal ettiği kararıyla birlikte Silivri Cezaevi’nde tutuklu Osman Kavala’nın halen serbest bırakılmamasıyla ilgili dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) havale etme kararı almasını tepkiyle karşıladı.
Avrupa Birliği'nden, Türkiye'nin kararı reddetmesine tepki geldi. AB Komisyonu Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Sözcüsü Peter Stano, "Türkiye’deki resmi makamların ilgili AİHM kararını yerine getirmeyi reddetmiş olmaları talihsizliktir" ifadelerini kullandı ve Türkiye'nin bu adımının, AB adayı bir ülke olarak "yükümlülüklerine ters" düştüğüne vurgu yaptı.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve hukuki mevzuatı uyarınca uluslararası sözleşmeler üst yasal metin kabul edilirken ve AİHM kararlarına uyulması gerekliliği söz konusu olmasına rağmen Erdoğan, “Türkiye’nin başta ilk derece mahkemeleri olmak üzere bizim mahkemelerimizi tanımayanları biz tanımayız. Bunu çok net söylüyorum. Mahkemelerimizin de bu konuda vermiş olduğu bir karar var. Bu konuda AİHM ne demiş, Avrupa Konseyi bu konuda ne demiş, bu da bizi çok ilgilendirmiyor. Biz, kendi mahkemelerimize saygı duyulmasını bekliyoruz. Duymayanlara da kusura bakmasınlar bizim saygımız olmayacaktır” yorumunu yaptı.
Yunanistan’a göçmen tepkisi gösterdi
Yunanistan’ın Türkiye sınırını geçmiş kaçak göçmenleri zorla Edirne’ye doğru göndermesine ve bu nedenle göçmenler arasında can kaybı olmasına ilişkin soru üzerine Erdoğan, “12 tane insanı orada dondurarak ölümüne seyirci kalmak, yenilir yutulur bir şey değil. Yunanistan’ın bu alışılmış tavrını ilk defa yaşamıyoruz. Botlarda şişlenerek batırılan, ölüme mahkum edilen nice insanlar oldu. Şişlenmek suretiyle ölüme mahkum edilmesi, Yunanistan’ın tavrının ne olduğunu göstermesi bakımından çok önemli. Yunan medeniyetinin göstergesiymiş gibi bir yapı var. AB, dünya hep sessiz kalmıştır. Bundan önceki adetlerini değiştireceklerine ihtimal vermiyorum. Uydurdukları FRONTEX var. Hiçbir işe yaramaz. 12 insanı donmak suretiyle ölümüne seyirci kaldılar. Yaptığımız çekimleri hangi liderle görüşürsek onların önüne koyacağız. Mücadelemizi dünyanın gözleri önünde sürdüreceğiz. Bizim vazifemizdir, bu” diye konuştu.
“Şu anda Taliban’ın kendi içinde yeknesaklığı yok”
Katar ile imzalanan Kabil Havalimanı’nın güvenliğine ilişkin anlaşma ile ilgili sürecin ne aşamada olduğu sorusuna karşılık Erdoğan, “Şu anda Taliban’ın kendi içinde yeknesaklığı yok. Maalesef nerede, neyi, nasıl ifade edeceklerini; bu konuda ne gibi bir tavır takınacaklarını şu anda belirlemiş değiller. Bu son gelişme de malum, Kabil Havalimanı’na 777 uçağın inmesi ve bu uçağın içinde de maalesef Taliban’ın kabul etmeyeceği şekilde birçok yolcunun bulunması bu süreci olumsuz etkiledi. Biz bu işin olumlu şekilde gelişmesi halinde Katar ile buradaki desteğimizi sürdüreceğiz ve Kabil Havalimanı’nı da bu şekilde ele almak suretiyle bu süreci işletelim istiyoruz. Görüşmelerimiz her iki ülke arasında devam ediyor. Temennim, bunu başarı ile bitiririz, bir sonuca ulaştırırız” bilgisini verdi.
İsrail ile de barışma sinyalini yineledi
Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Türkiye ziyareti ile ilgili soru üzerine ise, “Mart ayının ortalarında bu ziyaret gerçekleşecek. Bu ziyaret ile beraber, ikili ilişkilerimizi geleceğe yönelik daha farklı bir zemine oturtmanın gayreti içinde olacağız. Bizim bu yaklaşımımız İsrail tarafında da mevcuttur. Belki de Sayın Herzog’un gelmesinden önce onların özel temsilcilerinin bize geldiği gibi biz de özel temsilcimizi göndererek arkadaşlarımız bir ön çalışma yapacaklar” dedi.
Ukrayna krizinde barış mesajı verdi
Ukrayna ziyaretiyle ilgili “Bugün aynı zamanda Ukrayna ile tesis ettiğimiz diplomatik ilişkilerin 30. yıl dönümüdür. Bizim için ayrı bir anlam ve önem taşımaktadır” diyen Erdoğan, “Ukrayna’nın karşı karşıya kaldığı meydan okumaları, bölgede yaşanan gerilimi yakından takip ediyoruz. Stratejik ortağımız ve komşumuz Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini desteklediğimizi, her platformda dile getiriyoruz. Biz de bir Karadeniz ülkesi olarak bölgede barışı hakim kılmak ve tüm tarafları itidalli olmaya ve diyaloga davet ediyoruz. İhtilafın barışçı yöntemlerle ve uluslararası hukuk temelinde çözülmesi gerektiği aşikardır. Bölgemizde barış ve güven ortamının tesisi amacıyla üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu bir kez daha vurguluyorum” açıklaması yaptı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye’ye ziyareti ile ilgili soruya Erdoğan, “Çin ziyaretinden sonra, sayın Putin, Türkiye ziyaretini gerçekleştireceğinin bizlere bilgisini vermişti. Bu iki ziyareti yapmadan onlarla bu görüşmeleri gerçekleştirmeden, hangi taşı nereye koyacağımızı düşünmek doğru olmaz” diyerek taraflarla görüştükten sonra Ukrayna kriziyle ilgili açıklama yapacağını işaret etti.
AB'den Türkiye'nin kararı reddetmesine tepki: "Türkiye'nin yükümlülüklerine ters"
AB Komisyonu Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Sözcüsü Peter Stano'nun ofisinden bugün Türkiye'nin AİHM kararını reddetmesiyle ilgili açıklama yayınlandı. Stano'nun imzasıyla yayınlanan mesajda, Türkiye'ye karşı başlatılan ihlal prosedürünün "nadiren kullanılan bir araç" olduğu hatırlatıldı ve bu adımın, "hakkında bir mahkumiyet kararı olmaksızın yıllardır cezaevinde tutulan" Kavala'nın davasıyla ilgili "ciddi endişeleri açıkça ortaya koyduğu" ifade edildi.
Sözcü Stano mesajında, "Türkiye’deki resmi makamların ilgili AİHM kararını yerine getirmeyi reddetmiş olmaları talihsizliktir" ifadelerini kullandı. "Bu yaklaşım endişe verici bir örnek teşkil etmekte ve AB’nin, Türk yargısının uluslararası standartlara ve Avrupa standartlarına uyumuna ilişkin endişelerini daha fazla arttırmaktadır" diyen Stano, AB'nin Kavala'nın davasını "yakından takip etmeye devam" edeceğine vurgu yaptı.