Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Ukrayna’nın iki ayrılıkçı bölgesini tanıma kararı alan Rusya’nın kararı tartışıldı. BM Genel Kurulu’na hitap eden Genel Sekreter Antonio Guterres, Rusya’nın aldığı “sözde bağımsızlığı tanıma” kararının dünya barışı ve güvenliği için son yıllardaki en büyük tehdit olduğunu söyledi. Genel Sekreter Guterres, yaşanan kriz nedeniyle tırmanan gerilimin, acilen düşürülmesi çağrısında bulundu.
Bölgede yaşanan krizin, dünyanın tamamını olumsuz etkileyeceğini vurgulayan Guterres, Ukrayna'daki krizin büyümesi halinde dünyanın, uzun yıllardır görmediği boyutta, şiddetli bir kıtlıkla karşılaşabileceğine işaret etti.
Guterres, Rusya'nın kararının, BM üye devletlerinin arasındaki dostluğa ve iş birliği bildirgesine uymadığını belirterek “BM Ukrayna'nın uluslararası kabul görmüş sınırları içinde egemenliğinin, siyasi bağımsızlığının ve toprak bütünlüğünün tamamen arkasındadır” dedi. Genel Sekreter Guterres, Rusya’nın tanıma kararının BM tüzüğüne aykırı olduğunu, Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliğinin, açıkça ihlali anlamına geldiğini kaydetti.
“Ateşkese uyulsun, sorun diyalogla çözülsün”
Ukrayna’da yaşanan krizin dünyaya yayılabileceğine dikkat çeken Guterres, bu çok tehlikeli durumu, uçurumun ötesine taşıyacak eylem ve açıklamalardan kaçınılması gerektiğini kaydetti. Guterres, Ukraynalıları ve bölgedeki insanları, savaş belasından kurtarmak için ateşkes ilan edilip sorunun, diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesi çağrısında bulundu.
Genel Sekreter Guterres, 193 üyeli Genel Kurul’a BM Tüzüğünün 33. maddesini hatırlattı ve bu maddeye göre anlaşmazlıkların, barış içerisinde yollarla çözülmesi için tüm alterntiflerin kullanılması gerektiğini kaydetti.
Guterres, Ukrayna’da yaşanan krizle birlikte ateşkes ihlallerinin giderek arttığını, son gelişmelerin ciddi bir endişe nedeni olduğunu belirterek “Rusya’nın Donetsk ve Luhansk bölgelerinin sözde bağımsızlığını tanıma kararı Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin ihlalidir. BM Tüzüğüne de aykırıdır” ifadesini kullandı.
Guterres, Minsk anlaşmalarını da kırılgan olan bölgede, yoğun bakımdaki bir kişiye yaşam için destek veren bir cihaz olarak tanımladı.
“Barışı sağlamak için asla pes etmeyeceğiz”
Guterres, çatışma sırasında kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere her zaman önce en çok sivillerin acı çektiğini belirterek "Tüm tarafları, doğu Ukrayna'nın hükümet tarafından kontrol edilmeyen bölgeleri de dahil olmak üzere insani yardım kuruluşlarının güvenli ve engelsiz erişimine izin vermeye davet ediyorum. Tüm tarafları uluslararası insani hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyorum. Bu krizi daha fazla kan dökülmeden çözmeye yönelik tüm çabaları destekleme konusundaki sözümü yineliyorum. Barışçıl bir çözüm arayışında asla pes etmeyeceğiz” dedi.
Shahid: “Çözüm askeri değil siyasi olmalı”
BM Genel Kurul Başkanı Abdulla Shahid, BM'nin varlığının kalıcı barışı sağlamak için askeri operasyonlarla değil, siyasi çözümlerle sağlanabileceği belirterek bu konudaki kararlılıklarını sürdüreceklerini söyledi. Shadid ”Barış ve çözüm için tek çare diyalog” dedi. Shahid, üye devletlere, “anlaşmazlıkları çözmek için sahip olunan araçların kullanması, diplomasiye, iyi niyetli yaklaşımlara, arabuluculuğa öncelik verme ve barışa hak ettiği tüm şansı verme” çağrısında bulundu.
Kuleba: “Putin Ukrayna'ya karşı saldırganlığını sürdürürse kimse bu krize dayanamaz”
BM Genel Kurulu’na ülkesinde yaşanan krizle ilgili hitap eden Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba, barış, sağduyu ve diplomasi umudunun Ukrayna halkında hakim olmasına rağmen, gelinen son noktada umuttan çok daha fazlasına ihtiyaç duyduklarını söyledi. 40 milyonu aşkın Ukraynalının barış ve refah içinde yaşamak istediklerini belirten Kuleba ”Onların adına konuşmak gerekirse Rusya’nın saldırganlığına, tehditlerine son verilmesi için daha hızlı, somut, kararlı eylemlere ihtiyacımız var. Rusların ateşi, bombardımanı altında korkuyla değil, sindirmeyle değil ortak çabalara ihtiyacımız var. Ülkemizde yaşananlar, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük Avrupa güvenlik krizi. Bu krizi tek taraflı olarak Rusya yaratıyor. Rusya Devlet Başkanı Vladmir Putin, Ukrayna'nın var olma hakkını açıkça reddediyor. Avrupa üzerinde yükselen yeni saldırgan ve intikamcı bir diktatörlüğün korkunç gerçeğini hepimizin kabul etmesi gerekiyor. Şu anda Rus tanklarının girdiği Doğu Ukrayna'da, sınırlarımızda biriken çok fazla sayıda Rus askerleri herkesi endişelendirmeli. Her ulusu uyarıyorum. Putin Ukrayna'ya karşı saldırganlığını sürdürürse kimse bu krize dayanamaz” dedi.
“Alevlenen yangını söndürmek için herkes elinden geleni yapmalı”
Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba, Rusya'nın propaganda makinesinin tüm hızıyla devam ettiğini, ülkesine karşı daha fazla saldırmak amacıyla bu propaganda makinesini kullanarak bahaneler yarattığını belirtti. Kuleba “Rusya, Karadeniz ve Azak Denizi’ne 46 askeri gemi gönderdi. Ukrayna limanlarının ablukası anlamına gelen deniz tatbikatları düzenleme bahanesiyle denizin büyük bir bölümünü kapattı. Rusya, güçlerini Ukrayna'nın egemen topraklarından çekmeli ve uluslararası güvenlik durumunu istikrarsızlaştırmaya son vermelidir. Dünya ülkeleri ve uluslararası toplumun, Avrupa'nın ortasında alevlenmek üzere olan yangını söndürmek için elinden geleni yapmasını bekliyoruz" dedi.
Rusya: “Batı ülkeleri Ukrayna’yı kışkırtıyor”
Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vasily Nebenzya, konuşmasında geçici olarak işgal edilmiş topraklar tanımının yanlış olduğunu, bu toprakların aslında Ukrayna'nın insancıl olmayan siyaset sonucu kaybedilen topraklarla ilgili olduğunu söyledi.
Nebenzya, batı ülkelerinin Kiev’i kışkırtmaya, cesaretlendirmeye, silahlandırmayı sürdürdüğünü kaydetti. Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Nebenzya, BM Genel Sekreteri Guterres'in toplantıda yaptığı konuşmayı eleştirdi, Genel Sekreter’in açıklamalarının Ukrayna’da olup bitenlerle ilgili BM Tüzüğü’ne uymayan söylemler olduğunu iddia etti. Nebenzya, Genel Sekreter’in Minsk Anlaşmaları konusunda ve Güvenlik Konseyi’nin 2202 sayılı kararının uygulanması yönünde hiçbir zaman sesini yükseltmediğini öne sürdü.