Latin Amerika’da sandıkların kurulduğu tek ülke olan Brezilya’da Türkiye'den seçmenler ikinci tur için Sao Paulo Başkonsolosluğu ve Brezilya Büyükelçiliği’nde oylarını kullandı. Oy kullanmak için Şili, Arjantin, Uruguay, Kolombiya ve Bolivya’da yaşayan yurttaşların Brezilya’ya gittiği belirtiliyor.
Son yıllarda Türkiyeli göçmen sayısının artmasının ardından sandık kurmak için gerekli olan en az beş yüz seçmen koşulunun sağlandığı Güney Amerika ülkesinde cumhurbaşkanı seçimi için ikinci tur oylar kullanıldı.
İlk turda Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzde 24,71, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ise yüzde 70,93 oy aldığı Brezilya’da seçimlere katılım oranı yüzde 30,63’le genel ortalamanın oldukça altında kalmıştı.
https://twitter.com/TurkEmbBrazil/status/1660312249846620160?s=20
VOA Türkçe’nin konuştuğu ve Rio de Janeiro’da yaşayan Köksal Zeyrek, başka bir eyalette yaşamasına rağmen sandığa gideceğini ancak ülkenin yüzölçümünün büyük olmasından dolayı uzun mesafeler ve yüksek ulaşım maliyetlerinin ilk turda özellikle dar gelirli yurttaşları zorladığını, ikinci tur oylamalarında da benzer bir durumun söz konusu olabileceğini söylüyor.
“Sandık açmak için 500 seçmen koşulu anlamsız”
Brezilya’nın, Latin Amerika’da oy kullanılabilecek tek ülke olmasından dolayı seçimlere Şili, Arjantin, Uruguay, Kolombiya ve Bolivya gibi çevre ülkelerde yaşayan Türklerin de katılımı sağlandı.
Altı yıldır Bolivya’da yaşayan Cem Sarvan, Brezilya’ya ikinci tur oylamaları için giden seçmenlerden biri. Sarvan, yurt dışında sandık açmak için gerekli 500 seçmen koşulunun, yurttaşların oy verme hakkını kullanmasının önünde bir engel teşkil ettiğine; Latin Amerika’da yaşayan çok sayıda seçmenin uzun mesafe, zaman ya da maddi nedenlerden dolayı, istemelerine rağmen oy kullanamadığına dikkat çekiyor.
Bahsedilen tüm bu zorluklara rağmen kendisini sandık başına gitmeye motive eden başlıklar arasında son yirmi yılda demokrasi, eşitlik ve insan hakları ihlallerinde yaşanan artışı gösteren Sarvan “Bolivya’da erkek egemenliğini yok etmek için bakanlık kurulurken, Türkiye’de sorgusuz sualsiz İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılıyor. Kadın hakları, insan hakları, demokrasi ve bağımsız yargının olmadığı ülkelerde yolsuzluk, yandaşçılık ve haksızlıklar artıyor. Bunlara ekonomik durum ve deprem sürecinde yaşananlar da eklendiğinde, ben özgürlük, demokrasi ve insanca bir yaşam talebini güçlendirmek için buradayım” diye konuştu.
