Erişilebilirlik

Avrupalı beş savunma bakanı Paris’te görüştü: Ukrayna’ya güvenlik garantileri için dört senaryo masada


Avrupa’nın beş büyük askeri gücü Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya ve Polonya savunma bakanları Kiev'e yönelik güvenlik garantilerini ele almak için Çarşamba günü Paris'te toplandı.
Avrupa’nın beş büyük askeri gücü Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya ve Polonya savunma bakanları Kiev'e yönelik güvenlik garantilerini ele almak için Çarşamba günü Paris'te toplandı.

Avrupa’nın beş büyük askeri gücünün savunma bakanları, Paris’de bir araya gelerek Ukrayna’ya olası bir barış anlaşması sonrası sağlanacak güvenlik garantilerini görüştü. Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya ve Polonya savunma bakanları, ihtiyaç duyacağı güvenlik garantilerinin kapsam ve sınırlarını değerlendirdi. Toplantıda dört farklı senaryo ele alındı.

Avrupa Birliği’nin dört büyük ülkesi Almanya, Fransa, İtalya ve Polonya’nın savunma bakanları, İngiltere Savunma Bakanı’nın da katıldığı “E5 formatında” bir toplantı için Paris’te buluştu.

Bir gün önce, Salı günü, Fransa, AB ve NATO üyesi 30’dan fazla ülkenin genelkurmay başkanını Paris’te bir araya getirerek, İngiltere ile ortaklaşa hazırladıkları “Ukrayna’ya asker gönderme planının” detaylarını paylaşmıştı. Beş ülke savunma bakanı, 30 genelkurmay başkanının görüşleri ışığında ortaya çıkan senaryoları değerlendirdi.

Masadaki dört senaryo

Avrupalı liderler, savunma bakanları ve genelkurmay başkanlarının birkaç haftadır yürüttüğü tartışmalar sonrasında hiçbir Avrupa başkenti, Ukrayna cephe hattına yakın bölgelere asker gönderme planı yapmıyor. Farklı senaryolar arasındaki görüş ayrılıkları da sürüyor. Farklı ülkeler tarafından desteklenen birkaç seçenek masada:

Birincisi, “hafif askeri varlık” ile güvenlik garantisi sağlamak. Böylece Rusya'nın doğrudan hedef almayacağı düşük profilli bir konuşlanma öneriliyor.

İkincisi “daha büyük bir askeri varlık” ile barışı korumak. Bu senaryoyu savunan ülkeler, hafif bir gücün Rusya’yı caydırmaya yeterli olmayacağını, “caydırıcılık amacıyla daha büyük ölçekli bir kuvvet bulundurulması” gerektiğini dile getiriyor. Bu formülü savunan ülkeler, asker sayısının da yüksek tutulmasını istiyor.

Üçüncü seçenek, “Barış gücünün Birleşmiş Milletler çatısı altında kurulması” senaryosu: Bu yolu savunan ülkeler hem müdahalenin küresel gücü ve meşruiyeti açısından, hem de “Rusya’nın Batılı güçlerin Ukrayna'ya doğrudan müdahalesine karşı çıkmasını engellemek” amacıyla BM şemsiyesi altında bir barış gücü planı istiyor.

Dördüncü seçenek ise, “ABD’nin desteklediği” bir senaryoyu kapsıyor: İtalya ve Polonya gibi ülkeler ne olursa olsun, Ukrayna’ya asker gönderilmesi durumunda bu formül içinde ABD’nin de olmasını istiyor. ABD’nin Ukrayna’daki maden kaynaklarının işletilmesi için sivil uzmanlarını göndermesi ve böylece bu bölgelerin korunması için ABD’nin bu uluslararası güce destek vermesinin sağlanması” da tartışılan bir başka seçenek.

Çoğunluk Ukrayna’da herhangi bir operasyonu ABD desteği olmadan desteklemiyor

Çok sayıda Avrupa ülkesi, Ukrayna'da herhangi bir operasyonu ancak ABD'nin desteğini almaları durumunda kabul etmek istiyor. Ancak bunun nasıl olacağı konusunda da görüş ayrılıkları var. Bazı ülkeler, Amerikan istihbaratı ve lojistik desteği olmadan hiçbir operasyonun mümkün olmayacağını savunuyor ve ABD’siz bir barış gücünü reddediyor. Bir grup ülke ise özellikle bir kriz anında ABD’nin ne ölçüde müdahale edeceğini sorguluyor ve ABD’den “kriz anında koalisyona katılma” sözü almaya çalışıyor.

NATO’nun herhangi bir konuşlanmaya doğrudan dahil olması ise ihtimal dışı. Bunun nedeni, Rusya için bu adımın “bir savaş sebebi” olarak tanımlanması. Ancak NATO ittifakı, Ukrayna’ya yardımların ulaştırılmasında yine kilit rol oynamaya devam edecek. Özellikle Rusya’ya sınır ya da yakın ülkeler başta olmak üzere çoğu Avrupa ülkesi hala en büyük güvenlik şemsiyesinin “ABD’yi de içine alan bir NATO ittifakı” olduğunu savunuyor.

“Güvenlik garantilerini sağlamak üzere 15 müttefikin koalisyona katılması tartışıldı”

E5 formatında üçüncü kez biraraya gelerek Ukrayna’ya asker desteğinin “sınırlarını ve kapsamını” ele alan beş bakan, ortak basın toplantısı düzenledi.

Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu, olası bir barış anlaşması durumunda Ukrayna’nın ihtiyacı olan güvenlik garantilerini sağlamak üzere 15 müttefik ülkenin, oluşturulacak koalisyona katılmayı tartıştığını açıkladı.

Fransız Bakan Lecornu, konunun yalnızca “asker gönderme” ile sınırlı olmadığının altını çizdi. Fransız Bakan, “Bunun ötesinde acilen ele alınması gereken başka konular da var. Karadeniz konusunu gündeme getirdik, Karadeniz'in güvenliğini, nükleer santrallerin güvenliğini ele aldık” dedi.

Fransa Savunma Bakanı, Batılı savunma bakanlarının iki hafta içinde ABD’nin katılmadığı bu formatta yeniden biraraya geleceklerini duyurdu.

Alman Savunma Bakanı Oscar Pistorius da basın toplantısında, “Ordu komutanlarımız bu ateşkes planına uyarlanmış planlar çizecekler, ancak top artık Vladimir Putin'in sahasında. Ateşkes konusunda her zaman bahsettiği hazırlığı göstermek ona kalmış. Rusya ayrıca Karadeniz'e ve cephe hattına yakın yerlere yönelik saldırılarını da durdurmalı” dedi.

Polonya Savunma Bakanı Wladyslaw Kosiniak-Kamysz de, “Dev yeni uyandı. Avrupa yeni uyandı. Bu tarihi bir an ve bununla nasıl başa çıkacağımızı biliyoruz” derken, İtalyan Savunma Bakanı Guido Crosetto da, “Ateşkes zamanında Ukrayna'nın demokratik bir gelecek düşünme ve gelecekte kendini savunma fırsatına sahip olması gerekir. Onların yanında olacağız, onları destekleyeceğiz” mesajını verdi.

İngiliz Bakan Healey Ankara’ya gitti

İngiltere Savunma Bakanı John Healey, basın toplantısında, herkesin barış istediğini belirtti ve savunma bakanları olarak “barışa yönelik çabayı güçlendirmek için” çalıştıklarını dile getirdi. Healey, “Başkan Putin'e diyorum ki, şimdi sıra sizde. Konuşmak istediğinizi söylediniz, kanıtlayın. Ateşkesi kabul edin, müzakerelere başlayın ve savaşı sonlandırın” diye konuştu.

İngiliz Bakan, bu toplantının ardından, görüşmeler hakkında bilgi vermek ve detayları Ankara ile görüşmek üzere Türkiye’ye hareket etti. Healey, Ankara’da Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile biraraya geldi. Toplantıda Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ve İngiltere Genelkurmay Başkanı Oramiral Sir Anthony David Radakin de yer aldı.

Güvenlik garantileri ve asker konuşlandırma

Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu, Avrupalı genelkurmay başkanlarının, kalıcı bir barışı sağlamak amacıyla güvenlik mimarisine dair “olası senaryoları geliştirmeye başladığını” açıkladı. Lecornu, 15 ülkenin an itibarıyla bu süreci desteklemeye devam ettiğini kaydetti.

Avrupa'nın kıta güvenliğine ilişkin acil konuların başında hava savunma sistemleri geliyor. Toplantıda hava sistemlerinin yanı sıra, uzay teknolojileri, mühimmat üretimi, erken uyarı sistemleri ve ortak ekipman tedariki gibi konular da masaya yatırıldı.

Bu girişime Londra ve Paris öncülük ediyor. İngiliz ve Fransız Savunma Bakanları Healy ve Lecornu’nun, Genelkurmay Başkanları General Burkhard ve Amiral Radakin ile özel bir akşam yemeğinde biraraya geldiğini yazan Le Figaro gazetesi, “Avrupa ülkelerinin hala asker sayısı konusunda bir sonuca ulaşamadığı” bilgisini de veriyor.

Le Figaro, “İngiltere ve Fransa ordusunun asker sayısının Ukrayna'da büyük ve sürekli bir askeri varlık gösterecek durumda olmadığını” kaydediyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin de NATO’nun en güçlü ikinci ordusu olarak bu savunma mimarisi içinde önemli rol üstlenmesi tartışılıyor.

Fransa Savunma Lecornu, basın toplantısında “asker sayısı” konusunda yöneltilen soruları rakam vererek yanıtlamaktan kaçındı. Lecornu, “Dile getirilen rakamlar medyatik rakamlar. Ukrayna'nın güvenliğinin ilk garantisi, kendi ordusudur” yanıtını vererek, Ukrayna'nın askeri kapasitesinin arttırılmasının esas hedef olduğunu vurguladı.


Forum

XS
SM
MD
LG