Amerika üzerinden yüz yıl geçen bir katliamın kurbanlarını anıyor. Oklahoma’nın Tulsa kenti 30 Mayıs 1921 tarihinde siyahları hedef alan büyük bir katliama sahne oldu.
Katliam ABD’nin son yüz yılında tarih sayfalarında çok az yer buldu. Dahası tarihte yaşanan bazı olaylar gibi örtüldü, dikkatlerden uzaklaştırıldı ve unutuldu.
Bir zamanlar ABD’nin en varlıklı siyahlarının yaşadığı, “siyahların Wall Street’i” diye de anılan Greenwood mahallesi kent polisinin de desteğiyle yakıp yıkıldı, yerle bir edildi. 300’e yakın siyah Amerikalı’nın öldüğü, binlercesinin de evlerini terk etmek zorunda bırakıldığı katliamın 100 yıl sonrasında Tulsa Emniyeti ve kentin siyah halkı arasında ilişkiler bir nebze düzelmiş durumda. Şu anda Tulsa emniyet müdürü de bu mahallede yetişen bir siyah.
Ancak ‘siyah emniyet müdürü’ kavramı 1920’li yıllarda akılların almayacağı kadar uzaktı. Üç gün sürecek katliamı tetikleyen, 19 yaşındaki siyah bir gencin, 17 yaşındaki beyaz bir kıza saldırdığı iddialarıydı.
İddialar üzerine Tulsa polisi, beyaz çeteleri örgütlemiş, resmen himayesine alarak silah dağıtmış ve Greenwood mahallesine saldırtmıştı. Olaylar sırasında polis rozetli kişilerin evleri ateşe verdiğine, mahallenin siyahlarına ateş açarak öldürdüğüne tanık olundu. O dönem Associated Press’te yer alan bir haber yüzlerce siyahın arabalara bindirilip yerlerinden edildiğini, alevlerden kaçmaya çalışan siyahların “ateş etmeyin” diye bağırarak koştuğunu yazıyordu.
Katliam yıllarca Amerikalı yetkililerce görmezden gelindi, ancak olaylarla ilgili farkındalık zaman içinde büyüdü. 2013 yılında dönemin Tulsa Emniyet Müdürü Chuck Jordan, baştan kurulan Greenwood mahallesine giderek, kurumunun katliamda üstlendiği rolden dolayı resmen özür diledi. Jordan, “(o dönem) polis memurlarının ve müdürünün yol açtığı eylemler, vurdumduymazlıklar ve ihmal yüzünden ne kadar özür dilesem yetmez… Tulsa emniyetinin 1921’in o trajik günlerinde vatandaşlarını korumamış olmasından dolayı üzgün ve rahatsızım” diye konuştu.
Tulsa Emniyet Müdürü Jordan’ın halefinin siyah Amerikalı Wendell Franklin olması, bir tür ilerleme olarak yorumlansa da çok sayıda siyah Tulsalı, bunun yeterli olmadığı görüşünde.
Associated Press’e konuşan 70 yaşındaki Ina Sharon Mitchell, siyah birinin emniyet müdürlüğüne getirilmiş olmasının toplumun görmek istediği bir şey olduğunu söylemekle birlikte ilerlemenin ne kadar süreceği konusunda iyimser değil.
2018 yılında Tulsa’da yapılan bir Gallup anketi, kentte polise yönelik güven konusunda siyahlarla beyazlar arasında ciddi farka işaret ediyor. Siyahların yüzde 18’i polise güvendiğini söylerken, beyazlarda bu oran yüzde 49. Siyahların yüzde 46’sı polise çok fazla güvenmediğini söylerken bu oran beyazlarda yüzde 16’da kalmış.
Tulsa Equality Indicators adlı sivil toplum hareketinin edindiği verilere göre 2020 yılında Tulsa’da siyahların tutuklanma oranı beyazlardan üç kat fazla. Üstelik siyahların polis şiddetine maruz kalma olasılığı da bu orana yaklaşıyor.
2016 yılında Tulsa’da görev yapan beyaz bir polis memuru Betty Shelby, Terence Crutcher adlı silahsız bir siyahı vurarak öldürdü ve cinayet suçlamasından beraat etti. Emniyet müdürlüğü Shelby’yi başka göreve çekse de Shelby bir süre sonra istifa etti. Crutcher’ın polis tarafından vurulması, 95 yıl öncesinde Greenwood’da olanları bilenlerin yaralarına tuz bastı.
Bu yılki anma olaylarını düzenleyen Terence Crutcher’ın ikiz kardeşi Tiffany de, erkek kardeşi Terence’in öldürülmesinin Tulsa’da yüz yıllık ırksal gerginliği su yüzüne çıkardığı görüşünde. Crutcher’a göre kentte polisle gerginlik hala devam ediyor.
Tiffany Crutcher kardeşi adına kurduğu vakıfla kentteki siyahlar ve polis arasında güven tesis etmeye çalışıyor. Crutcher, yine de Tulsa’da bu konuda yeterli bir ilerleme olmadığını söylüyor ve kentin siyah emniyet müdürü Wendell Franklin’in kendisinin hayal kırıklığına uğrattığını söylüyor, Tulsa emniyet müdürlüğü yapmasının kozmetik bir görünüm olduğunu savunuyor.
Associated Press’in röportaj talebine yanıt vermeyen Franklin, kendi döneminde polisin hakla ilişkilerini güçlendirmek için daha fazla eğitimden geçirileceği vaadinde bulunmuştu. Geçen yıl tüm ABD’yi saran Siyahların Hayatı Önemlidir protestolarının ardından Oklahoma eyalet meclisinde bir komisyon toplantısında konuşan Franklin, Tulsa emniyet teşkilatına yeni eleman almakta zorlandığını çünkü kamuoyunun polis-karşıtı görüşlerinin arttığını söylemişti.
Asıl sorunu sistemin yurttaş denetiminden ve güvenilirlikten yoksun olması olarak gören 31 yaşındaki sivil toplum eylemcisi Greg Robinson Tulsa Emniyeti’nin şeffaflıktan uzak olduğunu belirtiyor. Robinson, “Tüm polis kötü olmadığı gibi bizim toplumumuzda da herkes suçlu değil. Ama üzerimizdeki polis denetimini buna bağlıyoruz” diyor.
Ina Sharon Mitchell, 1950’li ve 60’lı yıllarda Tulsa Emniyeti’nde görev yapan polislerin artmasının biraz umut verdiğini hatırlatıyor. Bununla birlikte şimdiki durum o dönemden bile kötü. İki yıl önce bir araştırmaya göre kentteki siyahların nüfusa oranı yüzde 15’ti, ama Tulsa Emniyeti’nde görev yapan siyahların oranı yüzde 8,4’tü.
O yılları hatırlayan Mitchell, mahallesinde görev yapan polisler için “bana benziyorlardı” diyor ve herkesin birbirini tanıdığını söylüyor.
Tiffany Crutcher organize hareketini Oklahoma sınırları dışına taşıdı. Hatta bazı önerileri, Biden yönetiminin üzerinde çalıştığı ve geçen yıl Minnesota’da polis gözaltında ölen George Floyd’a adanan polis reform tasarısında da yer alıyor. Crutcher bu reformu teşvik etmek amacıyla George Floyd’un yanı sıra yine polis tarafından öldürülen Botham Jean ve Eric Garner’ın aileleriyle bir araya gelmiş. Crutcher çabalarının bir sonuç vereceğinden umutlu.