Türkiye'nin doğalgaz ithalatının yüzde 40'ını yapan Gazprom’un bankası, 21 Kasım’da ABD yaptırımlarının hedefi oldu. Gazprombank'ın Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaş için askeri ekipman satın almasına aracılık ettiğini savunan Washington, Rus hükümetinin de bankayı askerlerine ödeme yapmak için kullandığını bildirdi.
ABD Maliye Bakanlığı'nın Gazprombank ve altı yabancı iştirakine yaptırım uygulamasına tepki gösteren Ankara harekete geçti.
Önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Sizin kendi milli çıkarınızı savunmak için yaptığınız işlemden dolayı ben sana savunma yaptırımı uygulayacağım diyor. Biz gaz ithalatımızın yüzde 40’ını Gazprom’dan yapıyoruz, adamın umurunda değil. Bu örneği şunun için veriyorum; Türkiye bir başka ülkenin uydusu olabilecek bir ülke değil" dedi.
Ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Geçmişte İran'a yaptırım vardı ama doğalgazda muafiyet vardı biliyorsunuz. Biz de Rus doğalgazı için ABD’den böyle bir muafiyet istiyoruz” ifadelerini kullandı.
ABD muafiyet talebini doğrulamadı; görüşmelerin olup olmadığı veya içeriği ile ilgili basına yansıyan bir gelişme yaşanmadı.
Son olarak Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, Rus doğalgazını satın alan ülkelerin ve kuruluşların ödeme yaptığı Gazprombank’ta dövizlerini rubleye çevirme seçeneğini iptal etti. Bankanın ödemeleri yalnızca ruble olarak alacağını açıklaması, ödeme işlemlerini daha da karmaşıklaştıracak.
Tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin Rusya’ya doğalgaz konusundaki bağımlılığını yeniden gündeme getirdi. VOA Türkçe, yaptırımların etkilerini uzmanlarla konuştu.
ABD’nin yaptırımlarının etkisi ne olur?
Enerji Bakanı Bayraktar geçen haftaki açıklamalarında bu etkiyi, “Para ödeyemeyiz, ödeyemezsek gaz alamayız. Bizim arz güvenliği açısından gaza ihtiyacımız var” şeklinde açıklamış ve ABD Türkiye’ye muafiyet tanımazsa hedefin Rusya değil Türkiye olduğunu söyleyerek sorunun ciddiyetini ortaya koymuştu.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) son raporuna göre Türkiye'nin doğalgaz ithalatı Eylül’de geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,60 artarak yaklaşık 3 milyar 377 milyon 510 bin metreküp oldu. Eylül’de en fazla doğalgaz ithalatı, 1 milyar 446 milyon 470 bin metreküple Rusya'dan yapıldı. Rusya’dan ithalat, toplam doğalgaz ithalatının yüzde 43’ünü oluşturdu.
Türkiye’nin Rusya’dan doğalgaz ithalatının genelde yüzde 40 civarında olduğuna dikkat çeken düşünce kuruluşu Washington Enstitüsü’nden Rusya uzmanı Anna Borshchevskaya’ya göre, kısa vadede Türkiye alternatif doğalgaz kaynakları bulmakta zorlanacak.
Bu nedenle alternatif rotalar yerine alternatif ödeme sistemlerinin masada olduğu belirtiliyor. Adlarının açıklanmasını istemeyen Türk yetkililer yabancı basına yaptıkları açıklamalarda, Türk ve Rus dışişleri, ticaret ve maliye bakanlıklarının yanısıra merkez bankalarından temsilcilerinin görüştüğünü söylemişti. Diğer finans kuruluşları ya da üçüncü taraflar aracılığıyla, gaz ödemelerine bazı çözümler bulunabileceği kaydedilmişti.
Ancak düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi’nden Kimberly Donovan da ABD’nin Gazprombank'a yaptırım uygulamak için kullanılan 14024 sayılı başkanlık kararnamesinin, ikincil yaptırım anlamına geldiğine dikkat çekiyor.
ABD’nin ikincil yaptırımları, birincil yaptırımlara tabi olan ülkelerle ticaret yapan yabancı şirketlere veya bireylere karşı da ekonomik tedbirlerin uygulanması anlamına geliyor. Yani, esasen ABD’de yerleşik olmayan veya bu ülkenin vatandaşı olmayan üçüncü taraflar, ABD’nin yaptırım uyguladığı hedeflerle iş yaptıkları için cezalarla karşı karşıya kalabiliyorlar.
Türkiye Boru Hatları A.Ş (BOTAŞ) 30 Aralık 2022’de Gazprom ile doğalgaz sevkiyatı ile ilgili 4 yıllık anlaşma imzalamıştı. Gazprom’dan yapılan açıklaya göre anlaşma TürkAkım doğalgaz boru hattı üzerinden dört yıl boyunca yıllık 5,75 milyar metreküpe kadar gaz arzını kapsayacaktı.
Bu sözleşme 2025’in sonunda sona erecek. Ancak geçen Haziran ayında da Enerji Bakanı Bayraktar, Gazprom ve BOTAŞ’ın ortak bir şirket kuracağını açıklamış; ancak daha fazla ayrıntı vermemişti.
ABD’nin yaptırımlarının ardından BOTAŞ-Gazprom hattında ne gelişmeler yaşanacağı belirsiz.
Öte yandan Rus devlet haber ajansı Tass, Gazprombank tarafından verilen UnionPay kartlarının Türkiye'deki ATM'lerde ve işyerlerinde otomatik olarak çalışmayı durdurduğunu bildirdi.
İran örneğindeki gibi bir muafiyet mümkün mü?
Mayıs 2018’de, dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın, ülkesinin nükleer anlaşmadan çekildiğini açıklamasının ardından, ABD Maliye Bakanlığı İran’a karşı yaptırımlar açıklamış, yaptırımların ikinci kademesi devreye girmeden önce Türkiye dahil birçok ülkeye İran’dan petrol ithal etme konusunda muafiyet tanındığını duyurmuştu.
Bu muafiyetlerin süresinin dolmasının ardından Türkiye, 2019 Mayıs’ında İran’dan petrol ithalatını durdurmuştu. ABD, yaptırım muafiyetlerini 2022’de yeniden yürürlüğe sokmuş ancak Türkiye’nin İran’dan petrol ithalatında bir canlanma olmamıştı.
EPDK verilerine 2023’te İran, Türkiye’nin doğalgaz ithalatında da Rusya, Azerbaycan ve Cezayir’in ardından yüzde 10 civarında bir payla dördüncü sıradaydı. Yani Rusya’nın “aslan payı”nın epey gerisindeydi.
İnsani ticaret olarak bilinen gıda, ilaç, tıbbi cihaz ve hijyen ürünleri konusunda da ABD esneklik sağlamıştı.
Ancak eski Başkan Barack Obama döneminde ABD’nin Avrasya Enerji Özel Temsilcisi olan Richard Morningstar, muafiyet açısından İran yaptırımları ile Rusya yaptırımları arasındaki farka dikkat çekiyor.
VOA Türkçe’ye konuşan ABD’nin eski Azerbaycan ve AB büyükelçisi Morningstar, “Türkiye'nin neden muafiyet istediğini anlayabiliyorum. Öte yandan, ABD ve Batı açısından yaptırımlarla ilgili olarak çok şey söz konusu. Gelecekte savaşı sona erdirmek için bir tür müzakerenin yapılabileceği bir zamanda, Rusya'ya makul bir çözüme ulaşması için mümkün olduğunca baskı yapmak amacıyla yaptırımları güçlendirmenin önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Rusya’nın Türkiye’deki enerji üstünlüğüne de dikkat çeken Büyükelçi Morningstar, “Çok yüksek miktarlarda doğalgazdan bahsediyoruz. Bence bu, durumu İran’dan farklı kılıyor” dedi.
“İran'la kıyaslanabilecek muafiyetler tarım ve gıda gibi konularla, başka bir deyişle daha insani kaygılarla ilgili olmalı. Oysa enerji daha çok ekonomik bir kontrol aracı” diyen Anna Borshchevskaya da, “Bence sorun şu ki, özellikle enerji sözkonusu olduğunda, Rusya sadece Türkiye ile değil tüm ülkelerle olan ilişkilerinde yıllardır enerjiyi silah olarak kullanıyor. Özellikle Gazprom, Rusya için sadece bir başka devlet aracı. Bunun insani bir meseleden ziyade stratejik bir öncelik olduğu gerçeği ışığında muafiyet aramanın daha zor olabileceğini düşünüyorum” diye konuştu.
Türkiye, Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltabilir mi?
“Türkiye herhangi bir alternatif geliştirmezse, uzun vadede enerji bağımlılığı potansiyel olarak çok derin ekonomik sorunlara işaret edebilir” diyen Borshchevskaya’ya göre bunu azaltmak mümkün.
ABD yaptırımlarının sadece Rusya'dan uzaklaşmanın aciliyetini vurguladığını savunan Borshchevskaya alternatif tedarikçiler ve yerel kaynakların önemine dikkat çekti.
“Enerji kaynaklarını çeşitlendirmek için Cezayir ve Katar gibi ülkelerden LNG ithalatını arttırmak bir yol olabilir. Karadeniz’de yeni keşfedilen doğalgaz rezervleri var. Akdeniz'de Türkiye'nin üretim açısından hızlanma potansiyeli var. Yenilenebilir enerji kaynaklarına daha fazla yönelmek ve depolama kapasitesini arttırılması da arz güvenliğini güçlendirebilir” dedi.
Avrupa Birliği’nin başka yerlerden gaz alma konusunda başarılı olduğuna dikkat çeken Büyükelçi Morningstar da, “Türkiye'nin ABD'den, Ortadoğu'dan, Katar'dan, Birleşik Arap Emirlikleri'nden, belki başka yerlerden de pek çok potansiyel kaynağı var” yorumunu yaptı.
Forum