Erişilebilirlik

ABD’de Kahve Kültürünün Merkezi Neresi?


ABD’de Kahve Kültürünün Merkezi Neresi?
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:03:17 0:00

Amerika’da kahve kültürü denince akıllara genelde, Starbucks’ın merkezinin bulunduğu Seattle kenti gelir. Ancak kimilerine göre ülkenin kahve kültürünün asıl merkezi New York.

Birçok büyük kentte olduğu gibi, New York’ta da gün kahveyle başlıyor.

New York’un sokak satıcıları, hava koşulları ne olursa olsun dışarda. Ve New Yorklular da onlardan 2 dolara kahvaltı alabilmekten çok memnun.

Sabahları uğranan bir diğer favori mekanlardan biri de, İngilizce’de ‘delicatessen’ kelimesinin kısa hali olan ‘deli’ denilen hazır yemek dükkanları. Deliler’de atıştırmalık soğuk yiyeceklerin yanı sıra meze ve sıcak yemek türleri de bulunuyor. Kahveyse hepsinin olmazsa olmazı.

Sylvester Stallone ve Howard Stern gibi ünlüler de mekana uğrayanlardan.

Kahvenin New York’taki tarihi 1600’lü yıllara dayanıyor. O dönemde kenti kuran Hollandalılar buraya Yeni Amsterdam adını vermişti.

Vassilaros&Sons Coffee şirketinden John Moore’a göre New York geçmişte gerçekten Kuzey Amerika kahve kültürünün başkentiydi.

1800’lü yıllarda buradaki dükkanlarda birkaç sente sıcak kahve satılmaya başladı. Yerel haber ve dedikodu da kahvenin yanında bedava geliyordu.

Karton bardakların piyasaya sürülmesiyle birlikte sabahları dışarıya kahve servisi devreye girdi.

Alexandra Vassilaros, Vassilaros & Sons Coffee Company adlı işletmenin sahibi. Vassilaros aile şirketi üç nesildir New Yorklular’a sabahları en çok ihtiyaç duydukları şeyi sunuyor. Vassilaros, yüzyıldır her gün harika lezzetle taze yapılmış kahve sunduklarını vurguluyor.

1960’lı yıllardan bu yana New York’taki kahve dükkanlarının çoğu Yunanistan’dan gelen göçmenler tarafından işletiliyor. Yani, burada en çok bilinen kahve bardağı sembollerinden birinin antik Yunan çömleği amfora şeklinde olması bir tesadüf değil.

Bu sembol bir zamanlar, taksilerin sarı olması gibi oldukça yaygın bir şeydi.

Ancak daha sonra Starbucks geldi.

John Moore, “Starbucks kahvenin kavrulması konusunda diğer birçok işletmeden daha iyi bir iş çıkardı. Daha fazla kavrulmuş, koyu kahve sundular ve bu bir farklılık yarattı. Müşterileri de zamanla bunu benimsedi” diyor.

Kahvelerini daha sakin bir şekilde, acele etmeden yudumlamak isteyen New Yorklular’ın tercihlerinden biri ise Caffe Reggio. Bu kahve dükkanında duvarlar İtalyan Carravaggio tarzı tablolarla, banklar da Medici Hanedanı sembolleriyle donatılmış. Ve New York’un en eski kahve makineleri de burada.

Caffe Reggio’nun sahibi Fabrizio Cavallacci 50 yıldır burada. İşletmenin yönetimini devralmadan önce Cavallacci’nin anne ve babası da buradaymış.

New York’un bohem kitlesinin ilgisini hep çeken Caffe Reggio’da hala geleneksel İtalyan tariflerine göre kahve yapılıyor.

Şair Harris Heiman da bunun tadını çıkarıyor. Heiman, “Burada oturup kahve yudumlamak ve Bob Dylan ya da Kerouac ile ya da daha önce buraya gelen büyük şair ve yazarlardan biriyle birlikte olduğumu hayal etmek çok keyifli” diyor.

Kısaca New York’ta gerek klasik mekanlarda gerek kalabalık ve hızlı işleyen “deli” restoranlarında kahve hala kültürün en vazgeçilmez parçalarından biri.

XS
SM
MD
LG