Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanları, Euro Bölgesi’ndeki ekonomik krizle mücadele konusunu masaya yatırmak üzere Brüksel’de yaptıkları zirve, gayriresmi nitelikte olması nedeniyle somut kararların alınacağı türden bir toplantı olmayacak. Bununla birlikte bağlayıcı nitelikte kararların alınacağı 28-29 Haziran’daki zirve için hazırlık niteliği taşıyan toplantıda, krizle mücadelenin yöntemleri konusunda Avrupa Birliği ülkeleri arasında giderek artan görüş ayrılıkları ele alınacak.
Gelinen aşamada Euro Bölgesi içinde iki ana kamp mevcut. Bunlardan ilkini başını Almanya’nın çektiği kemer sıkma politikasının katı şekilde sürdürülmesini savunan ülkelerden oluşan grup oluşturuyor. İkinci grup ise büyümenin ekonomi politikalarının odağına yerleşmesi gerektiğini savunanlardan oluşuyor. Bu grubun başını da Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande çekiyor.
Daha önce tabu sayılan birçok konunun detaylı ve açık şekilde tartışılacağı toplantıda ele alınacak konular arasında en dikkat çekenini, Eurobond olarak adlandırılan ortak tahviller oluşturuyor. Euro Bölgesi'ndeki krizin başlangıcından bu yana ara sıra ısıtılıp sonra yeniden rafa kaldırılan Eurobond projesi Hollande’ın seçilmesinden bu yana öne çıkmış durumda. İtalya ve Avrupa Birliği Komisyonu da bu tahvillerin krizle mücadelede önemli bir silah olacağı konusunda Fransa’yla aynı fikri paylaşıyor. Ortak tahvillerin devreye sokulması konusunda dengeler bundan birkaç ay öncesine göre oldukça değişmiş olsa da Almanya bu konuya yönelik itirazını koruyor.
Berlin'den dün bu konuda olumsuz mesajlar gelse de bugünkü toplantı öncesinde Brüksel’de kendi aralarında bir toplantı yapan sosyalist eğilimli liderler, bu konuda ısrarcı olacaklarının sinyalini net şekilde verdiler.
Eurobond yaklaşımı borçlanmaların bölük pörçük değil tek elden yapılmasını sağlayacak bir niteliğe sahip. Bu tahviller Euro Bölgesi'nin garantisi altında çıkacağı için zorda olan ya da zora düşme potansiyeli taşıyan ülkeler açısından güvenli bir liman yaratılmasına olanak verecek. Berlin ise Eurobond uygulamasının AB içinde yasal temeli bulunmadığı görüşünü savunuyor. Almanya'nın itirazının ardında yatan gerçek nedeni ise "düşük maliyetle borçlanma ayrıcalığını korumak istemesi" oluşturuyor.
Katılacağı ilk Avrupa Birliği zirvesi olacağından Hollande’ın performansı merakla beklenirken toplantıda ortak tahvillerin yanı sıra mali işlemlere yönelik vergi uygulanması, bankaların nasıl yeniden yapılandırılacağı, büyümenin bundan sonraki dönemde ön plana çıkarılıp çıkarılmayacağı gibi konular ele alınacak.
Yunanistan’la ilgili olarak yaşanan ve 17 Haziran’da yapılacak seçimlerden sonra yükselme riski bulunan sıkıntı da liderlerin gündem maddeleri arasında yer alıyor. Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkma olasılığı giderek yüksek sesle tartışılıyor olsa da Avrupa Birliği liderlerinin, bu ülkenin Euro Bölgesi’nde kalmasından yana olunduğu mesajını bir kez daha teyit etmeleri ve Yunanistan için en iyi opsiyonun daha önce üzerinde anlaşılan kurallara uymak olduğu yönünde bir mesaj vermeleri öngörülüyor.
