Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yandaşlarına yaptığı bir konuşmada, İsrail’in Gazze’ye operasyonunun Hitler’in İkinci Dünya Savaşı’nda işlediği suçları aştığını söyledi.
Bu açıklamalar Avrupa ve Amerika tarafından kınansa da Başbakan Erdoğan’ın muhafazakar Müslüman tabanı arasında büyük heyecan yaratıyor.
Türkiye’nin müttefikleri geçen yıl düzenlenen ve sert bir biçimde bastırılan Gezi olaylarından bu yana Erdoğan’ın bu tür çıkışlarını artan bir endişeyle izliyor.
Brüksel’deki Carnegie Enstitüsü’nden Sinan Ülgen, Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Erdoğan’ın değişik bir siyasete yönelebileceğini söylüyor. Ülgen, bundan sonra Erdoğan’ın, özellikle geçen yıl Gezi olaylarında büyük zarar gören uluslararası imajını onarmaya çalışacağını düşünüyor. Uzman, Erdoğan’ın geçen sene kaybettiği güveni uluslararası arenada kazanmak için bir fırsata sahip olduğunu belirtiyor.
Irak ve Suriye’de yaşanan şiddetli çatışmalar ve IŞİD’in hızlı ilerleyişi, Erdoğan’a Batı ile gerilen ilişkileri tamir etmek için bir fırsat sunabilir.
Türkiye hem Irak, hem de Suriye ile sınır komşusu olan bir ülke olarak Batı tarafından cihatçıları kontrol altında tutabilecek kilit ülke olarak görülüyor. Batılı istihbarat kurumları, Batı’dan gelen cihatçıların ülkelerine dönmelerinden kaygılı.
Ancak Kadir Has Üniversitesi’nden uluslararası ilişkiler uzmanı Soli Özel, Ankara’nın IŞİD gibi örgütler konusunda kimin tarafında olduğunun açık olmadığını belirtiyor. IŞİD’in yaratılışında Türkiye’nin desteği konusunda yeterince kanıt olduğunu söyleyen uzman, Türkiye’nin Esat’la savaşmaya hazır her gruba destek verdiğine ve IŞİD milislerinin de Türkiye’ye ne kadar kolayca girdiklerini anlattıklarına dikkat çekiyor. Özel bu durumun artık değişmeye başladığını, bunun da Türkiye’nin siyaset değiştirdiği anlamına geldiğini söylüyor. Soli Özel’e göre bunun nedeni de Türkiye’nin Batı’ya ve Batı’yla diyaloğa gereksinim duyması.
Uzmanlar Türkiye ve Batılı istihbarat kurumlarının IŞİD konusundaki işbirliğinin iyiye gittiğini belirtiyor. Bunun bir nedeninin de Türkiye’nin cihatçılara yaptığı yardımın sonuçlarından kaygı duyması olabileceğini söylüyorlar.
Erdoğan’ın siyaset değiştirmesinin bir nedeni de Musul’da rehin alınan 49 Türk diplomat.
Ancak Özel Ankara’nın IŞİD’e karşı tam anlamıyla tavır almasının zor olduğunu söylüyor. Uzman IŞID’in 49 Türk’ü rehin tuttuğunu ve bu kişilerin durumunun bilinmediğini belirtiyor. Ayrıca IŞİD milislerinin yüzde 10’u Türkiye vatandaşı. Bu da Türkiye’de örgüte ciddi bir sempati duyulduğunu gösteriyor. Örgütün hücrelerinin ülkenin neresinde olabileceği ve hangi büyük şehirde bir şiddet eylemine girişebileceği açık değil.
Geçen ay Türkiye’de medya onlarca IŞİD üyesi ve destekçisinin İstanbul dışındaki mitingini ekranlara taşıdı. Böyle bir miting yeni Cumhurbaşkanı Erdoğan’a IŞİD’e karşı harekete geçilmesi durumunda ne olabileceği ve tutsakların kaderi hakkında güçlü bir mesaj verdi. Ancak IŞİD’e karşı alınacak tavır Batılı müttefiklerle ilişkilerin tamiri anlamına da gelebilir.