CROWNSVILLE, MARYLAND —
Amerika’da engelliler, çeşitli rehabilitasyon ve terapi imkanlarına sahip. Maryland eyaletindeki bir çiftlikte ise birçok engellinin hayatı, atların kullanıldığı terapi yöntemiyle değişiyor.
Bugün, Selina için haftanın en güzel günü.
Selina’nın annesi Myrtle Brijbası: ”Henüz evden çıkmadan bile heyecan başlıyor. Bugün Cumartesi, yani ata binme günü.”
Burası, Maryland eyaletinde atlarla terapi uygulayan bir merkez. Atlar ve terapistler, Selina gibi özel ihtiyaçları olan engellilere yardım ediyor.
Selina: ”Buraya gelmemin birçok nedeni var. Ama ana neden, terapi görmek. Güç-kuvvet kazanmak, dengemi geliştirmek.”
Will Garlow: ”Lilly konuşma becerisini yitirdi. 5 yaşındayken kelime haznesi 500 civarındaydı, bugünse sadece birkaç kelime kullanabiliyor.”
Gail Sutherland: ”Olumlu değişiklikleri görmek beni çok heyecanlandırıyor. Bu program olmasaydı önümüze böyle fırsatlar çıkmayacaktı.”
Atların terapide kullanılması, ata binmeyi öğrenmekten çok daha fazlası anlamına geliyor.
Terapist Michelle Seanger: ”Atın üç boyutlu hareketlerini kullanarak hastamızın sinir ve kas yollarını uyarıyoruz. Atın hareketleri, hastamızın sinir sistemine bir tür geri bildirimde bulunuyor.”
Yürüme güçlüğü çeken hastalar için at sırtında hissedilen hareket, yürümeye benziyor. Hastaların karın ve sırt kasları uyarılıyor.
Terapist Debra Taylor: ”Sadece ince motor hareketleri üzerinde çalışmakla kalmıyor, aynı zamanda bunları hareket eden atın üzerinde, pek de rahat olmayan bir pozisyonda yapıyorsunuz.”
Rahat olmayan pozisyonda durmak, hastaların nadiren kullandıkları kasları harekete geçirmelerini sağlıyor. Sonuçlar umut verici.
Terapi merkezinin yöneticisi Ken McCreedy: ”Burada mucizelere tanık oluyor, hastaların hayatındaki küçük mucizelere imza atıyoruz. Ata binen hastalarımızın elde ettikleri başarıyı yüzlerindeki sevinçten okuyorsunuz. Aynı zamanda çok iyi vakit geçiriyorlar.”
İşin sırrı, iyi vakit geçirirken terapi görmekte yatıyor.
Kelly Rodgers: ”Hastalarımızın çoğu, başka sporlar yapmıyor. Futbol, basketbol gibi takım sporları yapmaları mümkün değil.”
Atlar hem terapi uyguluyor, hem de hastaları cesaretlendiriyor.
Seline Brijbasi: ”At sırtındayken her anlamda özgür olduğumu hissediyorum. Hareketleri hissetme özgürlüğünü yaşıyorum, o anın tadını çıkarıyorum, herşeyi akışına bırakıyorum.”
Bu üç hastanın birbirinden çok farklı ihtiyaçları var. Ata binmek tüm dertlerine çözüm getiremiyor, belki. Ama Cumartesi günleri birkaç saat de olsa at sırtında geçirmek, onlara keyif vermeye yetiyor.
Bugün, Selina için haftanın en güzel günü.
Selina’nın annesi Myrtle Brijbası: ”Henüz evden çıkmadan bile heyecan başlıyor. Bugün Cumartesi, yani ata binme günü.”
Burası, Maryland eyaletinde atlarla terapi uygulayan bir merkez. Atlar ve terapistler, Selina gibi özel ihtiyaçları olan engellilere yardım ediyor.
Selina: ”Buraya gelmemin birçok nedeni var. Ama ana neden, terapi görmek. Güç-kuvvet kazanmak, dengemi geliştirmek.”
Will Garlow: ”Lilly konuşma becerisini yitirdi. 5 yaşındayken kelime haznesi 500 civarındaydı, bugünse sadece birkaç kelime kullanabiliyor.”
Gail Sutherland: ”Olumlu değişiklikleri görmek beni çok heyecanlandırıyor. Bu program olmasaydı önümüze böyle fırsatlar çıkmayacaktı.”
Atların terapide kullanılması, ata binmeyi öğrenmekten çok daha fazlası anlamına geliyor.
Terapist Michelle Seanger: ”Atın üç boyutlu hareketlerini kullanarak hastamızın sinir ve kas yollarını uyarıyoruz. Atın hareketleri, hastamızın sinir sistemine bir tür geri bildirimde bulunuyor.”
Yürüme güçlüğü çeken hastalar için at sırtında hissedilen hareket, yürümeye benziyor. Hastaların karın ve sırt kasları uyarılıyor.
Terapist Debra Taylor: ”Sadece ince motor hareketleri üzerinde çalışmakla kalmıyor, aynı zamanda bunları hareket eden atın üzerinde, pek de rahat olmayan bir pozisyonda yapıyorsunuz.”
Rahat olmayan pozisyonda durmak, hastaların nadiren kullandıkları kasları harekete geçirmelerini sağlıyor. Sonuçlar umut verici.
Terapi merkezinin yöneticisi Ken McCreedy: ”Burada mucizelere tanık oluyor, hastaların hayatındaki küçük mucizelere imza atıyoruz. Ata binen hastalarımızın elde ettikleri başarıyı yüzlerindeki sevinçten okuyorsunuz. Aynı zamanda çok iyi vakit geçiriyorlar.”
İşin sırrı, iyi vakit geçirirken terapi görmekte yatıyor.
Kelly Rodgers: ”Hastalarımızın çoğu, başka sporlar yapmıyor. Futbol, basketbol gibi takım sporları yapmaları mümkün değil.”
Atlar hem terapi uyguluyor, hem de hastaları cesaretlendiriyor.
Seline Brijbasi: ”At sırtındayken her anlamda özgür olduğumu hissediyorum. Hareketleri hissetme özgürlüğünü yaşıyorum, o anın tadını çıkarıyorum, herşeyi akışına bırakıyorum.”
Bu üç hastanın birbirinden çok farklı ihtiyaçları var. Ata binmek tüm dertlerine çözüm getiremiyor, belki. Ama Cumartesi günleri birkaç saat de olsa at sırtında geçirmek, onlara keyif vermeye yetiyor.