Almanya ile Rusya arasındaki diplomatik gerilim tırmanıyor. AB Dış İlişkiler Yüksek Komiseri Josep Borrell’in, Moskova’da temaslarda bulunduğu sırada Rusya’nın Almanya, Polonya ve İsveç’ten üç diplomatı sınır dışı etmesinden sonra, bugün de Almanya Berlin’deki Rus Büyükelçiliği’nde görevli bir diplomatı "istenmeyen kişi" olarak ilan ederek, sınırdışı etme kararı aldı. İsveç ve Polonya’nın da ülkelerinde görevli iki Rus diplomatı sınırdışı ettikleri haber alındı.
Almanya Federal Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, kararın Moskova’nın Batılı diplomatları sınırdışı etmesine doğrudan bir tepki olduğu vurgulandı. "Rusya’nın kararının hiç bir haklı yanı yok" diyen sözcü, sınırdışı edilen Alman diplomatın Moskova’daki büyükelçilik görevi kapsamında "hukuki sınırlar içinde bölgedeki gelişmeleri izlediği" ve sınırdışı edilmeyi gerektiren bir davranışta bulunmadığını ekledi.
Berlin tarafından sınırdışı edilen Rus diplomatın görevi ve sınırdışı edilmesinin gerekçesi konusunda açıklama yapılmazken, Rusya, Moskova’da Alman Büyükelçiliği’nde görevli diplomatın 23 Ocak’ta "izinsiz protestolara" katıldığının tespit edildiğini duyurarak, bunun "diplomatik statü ile bağdaşmayan ve kabul edilemez" bir tutum olduğunu açıklamıştı.
Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas, dün Twitter üzerinden yaptığı bir açıklamada, Rusya’nın tavrını eleştirerek, "Batılı diplomatların sınırdışı edilmesinin hiç bir gerekçesi yok ve bu olay Rusya’nın Avrupa’ya olan ilişkisini daha da kötüleştirecek. Atılan adımı geri almazlarsa, yaptıkları karşılıksız kalmayacak" sözleriyle uyarmıştı.
Borrell’in ziyaretine tepkiler sürüyor
Bu arada AB Dış İlişkiler Yüksek Komiseri Josep Borrell’e Moskova ziyareti ile bağlantılı eleştiriler de sürüyor. Borrell, Moskova’daki bir mahkeme tarafından 3,5 yıl hapse mahkum edilen Rus muhalif Aleksey Navalny‘nin cezaevine gönderilmesinden sonra, Cuma günkü ziyaretinde, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile biraraya gelmiş ve Navaly’nin serbest bırakılmasını istemişti. Brüksel ve Berlin’de yapılan yorumlarda, Batılı diplomatların sınırdışı kararının Borrell’in Lavrov ile düzenlediği basın toplantısı sırasında duyurulmasına dikkat çekilerek, Borrell’in buna tepki vermemesi eleştirildi.
Borrell karşıtı kampanya
Avrupa Parlamentosu’nun Estonyalı milletvekili, Estonya eski Genelkurmay Başkanı Riho Terras, Borrell’in istifa etmesini talep eden bir kampanya başlattı. Borrell adına bir açıklama yapan bir sözcü, eleştirileri geri çevirerek, "basın toplantılarının kavga etme yeri" olmadığını, Borrell’in Lavrov ile "kapalı kapılar ardında ve gerilimli bir atmosferde" geçen görüşmesinde Navalny konusunda Avrupa’nın tavrını çok açık bir şekilde dile getirdiğini söyledi. Sözcü, "Borrell, Moskova’ya gittiğine pişman değil. Diplomasinin bir kuralı, zor partnerlerle de görüşebilmek" değerlendirmesini yaptı. Borrell, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada AB-Rusya ilişkilerini "dip noktada" olarak tanımlamış, Lavrov ise AB’nin Rusya’nın içişlerine karıştığını öne sürmüştü. Borrell dün sosyal medya üzerinden yaptığı bir açıklamada, Batılı
diplomatların sınır dışı edilmesini, Lavrov ile yaptığı toplantıdan sonra öğrendiğini ve hemen kararın iptal edilmesi çağrısı yaptığını bildirdi.
“Gerilim daha da tırmanacak”
Öte yandan Alman medyasında çıkan yorumlarda, Rusya ile AB, özellikle de Almanya arasındaki gerilimin önümüzdeki haftalarda daha da artacağı tahmini yapılıyor. 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı kısmen işgali ile başlayan gerilim, Rus muhalif siyasetçi Aleksey Navalny'nin zehirlenmesi, gözaltına alınması ve son olarak 3,5 yıl hapis cezasına çarptırılmasından sonra yeni bir boyut kazandı. Moskova, Berlin ve Brüksel’den peş peşe gelen açıklamalar ve son gelişmelerden sonra, ikili ilişkilerin gelecek ay yapılacak AB zirvesinde de gündemi belirleyeceği ve Rusya’ya karşı yaptırımların sertleştirebileceği tahmin ediliyor.
Rusya'ya yönelik yaptırımlar kapsamında Kuzey Akım 2 boru hattı projesinin durdurulması ise şu an için beklenmiyor. Fransa ve Polonya, Rus gazını Baltık Denizi'nin altından Almanya'ya taşıyacak olan Rusya-Almanya ortak projesinin durdurulması çağrısı yapmış, Başbakan Merkel’in sözcüsü Steffen Seibert, "Almanya’nın tavrında bir değişiklik söz konusu değil. Hükümet olarak, inşaatı neredeyse sonuna gelen hattı önemli bir ekonomik bir bir proje olarak görüyoruz ve bu açıdan herhangi girişimde bulunmayı planlamıyoruz" diye konuşmuştu.