Halkbank davası Salı günü New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesinde yapılacak ara duruşmayla devam edecek.
Hakim Geoffrey Berman, Halkbank avukatlarının talebi üzerine ara duruşmayı daha önce iki kez ertelemişti. Yarın video konferans aracılığıyla yapılacak ara duruşmaya Halkbank ilk kez avukatları aracılığıyla fiilen katılmış olacak.
Başkan Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, yazdığı kitapta, mevcut yönetimin Halkbank davası ve Türkiye ile ilgili bazı konularda adalete siyasi baskılar yaptığını öne sürmüştü.
Rıza Sarraf ve Hakan Atilla soruşturmalarını başlatan eski Başsavcı Preet Bharara’nın yerine ABD Başkanı Trump tarafından New York Güney Bölgesi Başsavcılığına atanan Geoffrey S. Berman, yine Başkan Trump tarafından görevinden alınmıştı.
Tüm bu gelişmeler, gözleri, Salı günü yapılacak Halkbank davasının ara duruşmasına çevirdi. Davayı yakından takip eden New York Barosu avukatı Cahit Akbulut, son gelişmeler sonrasında Halkbank davasının nasıl seyredeceği konusundaki görüşlerini VOA Türkçe’ye aktardı.
“Başsavcı Berman Trump’ın beklentilerini karşılamadı”
Avukat Akbulut, görevinden alınan başsavcının Trump’ın beklentilerini karşılamadığı belirterek, “Başsavcının değişmesiyle New York’taki Halkbank davasında beklentiler değişti. Başkan Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un yazmış olduğu son kitapta Halkbank ve Türkiye ile ilgili bilgiler vardı. Bunları incelediğinizde Türkiye’deki yönetimin Amerika’daki Trump yönetiminden talepleri olduğunu görüyoruz. Trump’ın, Türkiye’nin Halkbank davasıyla ilgili taleplerine, New York’taki savcının Obama yönetimi tarafından atandığı, bunun değişmesi halinde yardımcı olacağını söylediği öne sürülmüştü. Bilindiği gibi New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara, sekiz sene görevde kaldı. Trump seçildikten bir süre sonra tercihini Cumhuriyetçi olan yakın dostu ve kişisel avukatı Rudolph Giuliani ile aynı şirkette çalışan Berman’dan yana kullanarak Bharara’nın yerine onu atadı. Trump’ın yaptığı bu atamayla beklentisi, başsavcının kendi kişisel istekleri doğrultusunda hareket etmesiydi. Fakat başsavcılığa atanan Berman, Trump’ın beklentileri dışında hareket etti” dedi.
“Başsavcının görevden alınmasının Halkbank davasıyla ilgisi yok”
Avukat Akbulut, başsavcının görevden alınmasının öne sürüldüğü gibi Halkbank davasıyla ilgisi olmadığını belirterek, “Başsavcı Berman, Trump’ın şahsi avukatı olan Michael Cohen’e karşı bir dava açtı. Trump’ın kişisel avukatını kampanya döneminde yaptığı bazı usulsüzlüklerden yargıladı ve hapse attı. Başsavcı Berman’ın ikinci hamlesi de Trump’ın yakın dostu ve kişisel avukatı Giuliani’ye, seçim sonrası Türkiye ve Ukrayna ile yaptığı hamlelere yönelik oldu. Ayrıca bununla yetinmeyip Giuliani’nin iki yardımcısı hakkında da soruşturma başlattı. Başsavcı Berman, tüm bunlarla yetinmeyip Trump’ın Ukrayna ile yaptığı girişimleri de soruşturmaya başladı. Başsavcı, beklentilerinin aksine Trump’ın aleyhine çalışmaya başladı. Tüm bunların ardından John Bolton’un kitabında bazı iddiaları dile getirmesiyle eşzamanlı olarak başsavcıyı görevinden aldı. Şimdi herkes Trump’ın bu hamleyi Halkbank için yaptığını düşünüyor, ancak benim görüşüm bu yönde değil. Başkan Trump bu hamleyi kendini korumak için yaptı. Kendi ve çevresine yönelik açılabilecek olası davalardan endişe etti. Yaklaşan seçimlerde aleyhine kullanacak davaların açılmasını önledi” ifadelerini kullandı.
"Vekaleten görev alan başsavcı Halkbank davasında farklı adımlar atmayacaktır"
Vekaleten görevde olan yeni başsavcının Halkbank konusunda farklı bir adım atmayacağını tahmin ettiğini belirten Akbulut, “Şu anda New York Güney Bölgesine bir atama yapılmadı, sadece Berman’dan boşalan makama vekaleten bir süre kalacak bir savcı tayin edildi. Bu savcı da Demokrat Partili. Şu anda başsavcılığa vekaleten bakan yeni bir kişinin Halkbank davası konusunda neler yapacağını bilemiyoruz. Yarın yapılacak ara duruşma Halkbank’ın da fiilen katılacağı ilk duruşma olacak. Başkan Trump’ın Halkbank konusunda Adalet Bakanlığı ve diğer yargı kuruluşlarına yönelik siyasi baskılarının sürdüğünü görüyoruz. Bu siyasi baskıların daha da artacağını düşünüyorum. Yarın yapılacak duruşmada farklı şeyler yaşanacağını düşünmüyorum. Vekaleten göreve getirilen yeni başsavcının da Halkbank konusunda farklı adımlar atabileceğini öngörmüyorum” dedi.
En kritik davalar New York Güney Bölgesi Başsavcılığında açılıyor
Manhattan, Bronx, Dutchess, Orange, Putnam, Rockland, Sullivan ve Westchester bölgelerini kapsayan savcılık, ABD’nin en önemli davalarının soruşturulduğu bölge olarak biliniyor.
Aralarında Rıza Sarraf, Hakan Atilla ve Halkbank davalarının da bulunduğu birçok ulusal ve uluslararası davanın soruşturulduğu bölgede eski Başsavcı Preet Bharara, Donald Trump’ın başkanlığa seçilmesinden sonra görevinden alınmış, yerine Türkiye’nin ABD’de lobicilik faaliyetlerini yürüten Greenberg Traurig firmasının New Jersey eyaleti temsilcisi ve firma ortaklarından Geoffrey S. Berman atanmıştı.
Rıza Sarraf davasında arabulucu rolü üstlendiği iddia edilen eski New York Belediye Başkanı ve Trump’ın kişisel avukatı, Greenberg Traurig firması ortaklarından Rudolph Giuliani ile eski ABD Adalet Bakanı Michael Mukassey, Sarraf davasında arabulucu rol üstlenip Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara’da görüşmüştü.
Halkbank neyle suçlanıyor?
Geçen Ekim ayında Halkbank aleyhine New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi'nde açılan davada şu suçlamalara yer verilmişti:
''ABD‘yi dolandırmak amacıyla komplo kurmak, Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası'nı İran’a para transferleri yaparak ihlal etmek için komplo kurmak, ABD bankalarını dolandırmak, ABD bankacılık ve finans sistemini dolandırmak amacıyla komplo kurmak, kara para aklamak, kara para aklamak amacıyla komplo kurmak.''
Halkbank aleyhinde 15 Ekim 2019 tarihinde açıklanan 45 sayfalık iddianamede, Halkbank yönetiminin Türk hükümetinin üst düzey yetkilileri tarafından desteklendiği ve korunduğu da iddia edilmişti.
Halkbank’ın 2012 ve 2016 yılları arasında İran’ın uluslararası piyasalarda petrol ve doğal gaz satışından elde ettiği geliri harcamasına imkan veren bir tezgahın, paravan şirketler ağını kullanarak uygulanmasına yardımcı olduğu ve bunun da ABD yaptırımlarının ihlalini oluşturduğu iddia edilmişti. İddianamede Halkbank’ın yaptığı transferlerin yaklaşık 20 milyar doları bulduğu öne sürülmüştü.