İSTANBUL —
Irak’ın enerji kaynaklarının kontroluyla ilgili mücadele şiddetlenirken Bağdat Hükümeti, Kuzey Irak’tan Türkiye’ye petrol akışını durdurmak ve satışı engellemek için yabancı bir hukuk firmasıyla anlaştığını açıkladı. Türkiye geçen yıl Kürt Bölgesel Yönetimi’yle geniş kapsamlı enerji anlaşması imzalamış, Aralık ayındaysa yeni petrol boru hattından Ceyhan’a petrol akışı başlamıştı.
Ancak Irak’taki merkezi hükümet, enerji ihracat anlaşmalarını sadece kendisinin imzalayabileceği konusunda ısrarlı. İzmir’deki Yaşar Üniversitesi enerji politikaları uzmanı Emre İşeri’ye göre yasal engeller, anlaşmayı tehdit ediyor: ”Bu büyük bir sorun. Uluslararası hukuk ve yasallıktan bahsediyoruz. Eğer uluslararası hukuka aykırı davranırsanız önünüzde çok fazla seçenek kalmaz.”
Iraklı Kürtlerle yapılan anlaşmayı savunan Türkiye ise anlaşmanın Irak anayasasına uyduğu savunmasında bulunuyor. AK Parti Hükümeti, Bağdat’ı da anlaşmaya katabilmek için çalışmaya devam ediyor.
Brüksel’deki Carnegie Vakfı uzmanı Sinan Ülgen, Bağdat’ın hukuk yoluna başvurmasının, petrol anlaşmasıyla ilgili kaygılarını ortaya koyduğunu söylüyor: ”Bölgesel Kürt Yönetimi ve Bağdat arasındaki denge değişebilir. Bağdat ayrıca Basra gibi, ülkedeki diğer bölgelerin de Kürt bölgesini örnek almasından korkuyor. Bu nedenle Irak’taki merkezi otoriteyi zaman içinde zayıflatacak bir adım atılmasını istemiyor.”
Emre İşeri’ye göre enerji anlaşmasının kaygılandırdığı Bağdat Hükümeti, yalnız değil. İşeri, Bağdat’ın yasal yollara başvurma kararını, uluslararası arenada büyük destek görmesi üzerine aldığını söylüyor: ”Amerika ve İran’ın tavrı, Bağdat hükümetinin tutumuna benziyor. Amerika, bütünlük içinde bir Irak görmek istiyor. Dağılmış bir Irak, İran’ın da işine gelmiyor. Rusya da piyasada alternatif petrol ve doğalgaz kaynaklarının çoğalmasını istemiyor.”
Bölgesel Kürt Yönetimi’yle enerji anlaşması yapmak, Ankara’nın ekonomi alanındaki önceliklerinden biri.
Sinan Ülgen’e göre anlaşma, Türk Hükümeti için enerji kaynaklarını çeşitlendirmek ve ticaret hacmini arttırmak anlamına geliyor: ”Bu anlaşma Türkiye için büyük önem taşıyor, o nedenle hükümet, anlaşmayı uygulamak isteyecek. Türkiye, daha fazla enerji kaynağının peşinde. Ayrıca bölgede faaliyet gösteren Türk firmalarına birçok ayrıcalık tanındığı için bu anlaşma aynı zamanda siyasi kazanç anlamına da geliyor.”
Kuzey Irak’taki Kürt bölgesinin şimdiden Türkiye’nin ikinci en büyük ticaret ortağı haline geldiği tahmin ediliyor. Türkiye ve Bölgesel Kürt Yönetimi arasındaki enerji anlaşmasının kaderiniyse uluslararası hukukçular belirleyecek. Gözlemciler, Türkiye’nin hukuki kararlara uyacağını, uzatmalı yasal süreç sırasındaysa Erbil ve Bağdat’la yeni bir anlaşma yapma yolları arayacağını söylüyor.
Ancak Irak’taki merkezi hükümet, enerji ihracat anlaşmalarını sadece kendisinin imzalayabileceği konusunda ısrarlı. İzmir’deki Yaşar Üniversitesi enerji politikaları uzmanı Emre İşeri’ye göre yasal engeller, anlaşmayı tehdit ediyor: ”Bu büyük bir sorun. Uluslararası hukuk ve yasallıktan bahsediyoruz. Eğer uluslararası hukuka aykırı davranırsanız önünüzde çok fazla seçenek kalmaz.”
Iraklı Kürtlerle yapılan anlaşmayı savunan Türkiye ise anlaşmanın Irak anayasasına uyduğu savunmasında bulunuyor. AK Parti Hükümeti, Bağdat’ı da anlaşmaya katabilmek için çalışmaya devam ediyor.
Brüksel’deki Carnegie Vakfı uzmanı Sinan Ülgen, Bağdat’ın hukuk yoluna başvurmasının, petrol anlaşmasıyla ilgili kaygılarını ortaya koyduğunu söylüyor: ”Bölgesel Kürt Yönetimi ve Bağdat arasındaki denge değişebilir. Bağdat ayrıca Basra gibi, ülkedeki diğer bölgelerin de Kürt bölgesini örnek almasından korkuyor. Bu nedenle Irak’taki merkezi otoriteyi zaman içinde zayıflatacak bir adım atılmasını istemiyor.”
Emre İşeri’ye göre enerji anlaşmasının kaygılandırdığı Bağdat Hükümeti, yalnız değil. İşeri, Bağdat’ın yasal yollara başvurma kararını, uluslararası arenada büyük destek görmesi üzerine aldığını söylüyor: ”Amerika ve İran’ın tavrı, Bağdat hükümetinin tutumuna benziyor. Amerika, bütünlük içinde bir Irak görmek istiyor. Dağılmış bir Irak, İran’ın da işine gelmiyor. Rusya da piyasada alternatif petrol ve doğalgaz kaynaklarının çoğalmasını istemiyor.”
Bölgesel Kürt Yönetimi’yle enerji anlaşması yapmak, Ankara’nın ekonomi alanındaki önceliklerinden biri.
Sinan Ülgen’e göre anlaşma, Türk Hükümeti için enerji kaynaklarını çeşitlendirmek ve ticaret hacmini arttırmak anlamına geliyor: ”Bu anlaşma Türkiye için büyük önem taşıyor, o nedenle hükümet, anlaşmayı uygulamak isteyecek. Türkiye, daha fazla enerji kaynağının peşinde. Ayrıca bölgede faaliyet gösteren Türk firmalarına birçok ayrıcalık tanındığı için bu anlaşma aynı zamanda siyasi kazanç anlamına da geliyor.”
Kuzey Irak’taki Kürt bölgesinin şimdiden Türkiye’nin ikinci en büyük ticaret ortağı haline geldiği tahmin ediliyor. Türkiye ve Bölgesel Kürt Yönetimi arasındaki enerji anlaşmasının kaderiniyse uluslararası hukukçular belirleyecek. Gözlemciler, Türkiye’nin hukuki kararlara uyacağını, uzatmalı yasal süreç sırasındaysa Erbil ve Bağdat’la yeni bir anlaşma yapma yolları arayacağını söylüyor.