Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, Filistin’in tam üyeliğini olumlu olarak yeniden değerlendirmesi için Güvenlik Konseyi’ne tavsiye çağrısını ve mevcut gözlemci statüsünde yeni haklar ve ayrıcalıklar tanınmasını içeren karar tasarısını kabul etti.
Tasarıyla ilgili yapılan oylamada 143 “evet”, 9 “hayır” ve 25 “çekimser” oy kullanıldı. Birleşik Arap Emirlikleri’nin, Arap Grubu adına sunduğu karar tasarısına çok sayıda ülke de imzacı oldu.
BM Genel Kurulu’nda kabul edilen tasarıda, Filistin’in BM Şartı'nın 4. maddesine uygun olduğu, bu nedenle BM üyeliğine kabul edilmesi gerektiğinin tespit edildiği vurgulanıyor.
Tasarıda Filistin’e, üye devletler arasında alfabetik sıraya göre oturmak, diğer gündem maddeleriyle ilgili konuşmacı olmak, teklif ya da değişiklik önergesi sunmak, BM himayesinde düzenlenen uluslararası konferans ve toplantılara tam katılım, Filistin delegasyonunun BM Genel Kurul ile Genel Kurul Ana Komiteleri’nde görevli olarak seçilme hakları tanınıyor.
Mansur: “Columbia Üniversitesi kampüsünde de dalgalanan Filistin bayrağı özgürlüklerin sembolü oldu”
Oylama öncesinde BM Genel Kurulu’na hitap eden Filistin Temsilcisi Riyad Mansur, Gazze'de devam eden savaşın halk üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekti.
Mansur, İsrail’in aylardır devam ettirdiği operasyonlarda 35 binden fazla Filistinli’nin hayatını kaybettiğini, 80 bin kişinin yaralandığını, iki milyondan fazla kişinin yerinden edildiğini kaydetti.
Riyad Mansur, yaşanan tüm yıkımlara rağmen Filistin bayrağının Filistin'de, dünyada ve New York’taki Columbia Üniversitesi’nde “yükseklerde ve gururla dalgalanarak özgürlüğe inanan herkes için bir sembol haline geldiğini” söyledi.
Mansur, “Bir ulusun kendi topraklarında özgürlük içinde yaşama hakkının yanında yer almak, barıştan yana olmaktır. Biz coğrafyanın ve tarihin dışına itmeye yönelik girişimlerle karşılaştık ve karşılaşmaya da devam ediyoruz. Filistin’in, özgür uluslar topluluğu arasında hak ettiği yeri alacağı gün gelecektir. İşgal, ölüm ve yıkımlar bizim kaderimiz değil ama özgürlük bizim yegâne kaderimizdir’’ dedi.
Erdan: “Bugün tarihe rezil bir gün olarak geçecek”
Oylama öncesi genel kurula hitap eden İsrail’in BM Daimi Temsilcisi Gilad Erdan ise, karar tasarısının kabulünün “bir terör devletini saflarına kabul etmek” olduğunu, tasarı kabul edilirse bugünün tarihe “rezil bir gün” olarak geçeceğini ifade etti.
Erdan, BM’nin Hitler’in faşizminin ardından kurulduğunu, şimdiyse bunun tam tersi bir hareket tarzı içinde olduğunu savunarak, “Şimdi BM’yi Naziliğe açıyorsunuz. Bugün daha önce yaptıklarınızın tam tersini yapmak üzeresiniz. Günümüzün Hitleri'nin, 1940'ların Hitleri'nin önderlik edeceği bir Filistin terör devletinin kurulması için yol alıyorsunuz. Hastalıklı ve sapkın bir ironiyle kötülüğü önlemek için kurulan bu yapı bugün artık saflarına bir terör devletini kabul ediyor. Churchill bugün hayatta olsaydı ne derdi? Roosevelt ne düşünürdü? Mezarlarında ters dönüyorlardır” dedi.
ABD: “Kullandığımız ‘hayır’ oyu Filistin’e karşı olmamız anlamına gelmez”
ABD'nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Robert A. Wood da, ülkesinin tasarıya karşı olumsuz oy kullandığını ancak bunun Filistin’e karşı olmak demek anlamına gelmediğini kaydetti.
Wood, ABD’nin iki devletli bir çözümü her zaman desteklediğini ancak tek taraflı hareketlerle asıl odaktaki hedefin gerçekleşmeyeceğini belirterek, “Bu karar tasarısı bir istisna olmadığından dolayı ABD ‘hayır’ oyu kullandı. Oyumuz Filistin devletine karşı olduğumuz anlamına gelmiyor” dedi.
Büyükelçi Wood, iki devletli çözüm hedefinin taraflar arasında doğrudan müzakereleri içeren bir süreçten geçmesi gerektiğini belirterek, “İsrail'in güvenliğini ve demokratik bir Yahudi devleti olarak geleceğini garanti altına alacak, aynı zamanda Filistinliler’in barış içinde ve kendi devletlerinde onurlu bir şekilde yaşamalarını garanti edecek başka bir yol yok” dedi.
Forum