Erişilebilirlik

BM’den İsrail’in Soruşturulması Kararı


Gazze'de yıkılmış bir caminin yanında namaz kılan Filistinliler
Gazze'de yıkılmış bir caminin yanında namaz kılan Filistinliler

47 üyeli BM İnsan Hakları Konseyi, Gazze'de İsrail'in insan haklarını ihlal ettiği yönündeki iddiaların soruşturulması için acilen bağımsız bir uluslararası soruşturma komisyonu kurulmasını içeren karar tasarısını oy çokluğuyla kabul etti.

Karara İsrail ve ABD tepki gösterirken, Hamas'tan ''memnuniyetle karşılıyoruz'' mesajı geldi.

Konseyin özel oturumunda, Filistin topraklarındaki insan haklarının durumuyla ilgili sunulan karar tasarısı görüşüldü. İsrail aleyhindeki karar tasarısı, dokuza karşı 24 oyla kabul edildi; 14 ülke çekimser kaldı. İngiltere, Almanya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Bulgaristan, Kamerun, Malawi, Marshall Adaları ve Uruguay tasarı aleyhinde oy kullanan ülkeler oldu.

Kabul edilen tasarıyla, Gazze'de 11 gün süren çatışmalar boyunca Doğu Kudüs dahil Filistin topraklarında ve İsrail'deki insan hakları ihlallerini soruşturmak üzere acilen uluslararası bağımsız soruşturma komisyonu kurulması kararlaştırıldı.

BM’nin Gazze soruşturması kararına ABD ve İsrail tepkili, Hamas memnun

BM İnsan Hakları Konseyi’nin İsrail ile Hamas arasında Gazze’de yaşanan çatışmalarda suç işlenip-işlenilmediğinin uluslararası çapta soruşturulması kararına İsrail ve ABD tepki gösterdi. Hamas ise karardan memnuniyet duyduğunu bildirdi.

ABD’nin Cenevre’deki Birleşmiş Milletler temsilciliğinden yapılan açıklamada, karardan duyulan üzüntü dile getirilerek, “Bugün atılan adım şu ana kadar kaydedilen ilerlemeyi tehlike altına atıyor” ifadesi kullanıldı.

İsrail Dışişleri Bakanlığı da kararı reddetti. Bakanlıktan yapılan açıklamada, İsrail hükümetinin soruşturmada BM İnsan Hakları Konseyi ile işbirliği yapmayacağı belirtildi.

Gazze’yi kontrol eden ve ABD’nin terör örgütleri listesinde bulunan Hamas ise kararı memnuniyetle karşıladığını kaydetti. Hamas açıklamasında, eylemlerini ‘’meşru direniş’’ olarak tanımladı ve İsrail’i ‘’cezalandırmak için derhal adımlar’’ atılması çağrısında bulundu.

Bachelet: ''İsrail'in bazı saldırıları savaş suçu sayılabilir''

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin özel oturumunda konuşan BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Filistin topraklarındaki İsrail işgalinin sonlandırılması için kapsamlı bir barış sürecine ihtiyaç olduğunu söyledi.

Pakistan ve Filistin’in yaptığı başvuru üzerine toplanan BM İnsan Hakları Konseyi oturumunda konuşan Bachelet, İsrail’in Filistinliler’e yönelik bazı saldırılarının savaş suçu sayılabileceğini öne sürdü.

“Temel sorunlar çözülmezse yeni çatışmaların çıkması an meselesi”

İnsan Hakları Yüksek Komiseri Bachelet, 21 Mayıs’ta sağlanan ateşkesi memnuniyetle karşıladığını ancak yaşanan son çatışmaların temel nedenleri göz önüne alınmadığını ve sorunların kapsamlı olarak çözülmemesi durumunda taraflar arasında yeni bir çatışma çıkmasının an meselesi olduğunu vurguladı.

Bachelet, İsrail hava saldırılarının özellikle nüfusun yoğun olduğu bölgelere düzenlendiğini belirterek, “Bu saldırılar çok sayıda sivilin ölümüne ve yaralanmasına neden oldu. İsrail’in hava saldırılarında sivil altyapı geniş çapta tahrip oldu. Bu saldırılar soruşturmalı. Bu saldırıların orantısız hiçbir şekilde ayrım yapılmadan siviller ve sivil hedeflere yönelik olarak gerçekleştiği tespit edilirse bu durum savaş suçları kapsamına girebilir” diye konuştu.

Bachelet, Hamas ve diğer Filistinli silahlı grupların İsrail'e ağır füze saldırılarının da “uluslararası insani hukukun açık bir ihlali" olduğunu söyledi.

BM İnsan Hakları Komiseri Bachelet, İsrail ve Filistin arasında yaşanan son çatışmalarda tansiyonu yükseltenin İsrail'in Doğu Kudüs'te Filistinliler’e sert bir şekilde müdahalesinin olduğunu belirterek, “Yükselen tansiyonla birlikte çatışmalar İsrail ve Filistin’in birçok bölgesine yayıldı” dedi.

“Uluslararası Ceza Mahkemesi soruşturmalı”

Özel Raportör Michael Lynk, konseye hitaben yaptığı konuşmada çatışmaların Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından soruşturulması çağrısında bulunarak Gazze’yi, ”dünyanın en büyük açık hava hapishanesi" olarak değerlendirdi. Özel Raportör Lynk, bölgede iki milyondan fazla insanın işgal ve kapsamlı bir şekilde hava, deniz ve kara ablukası altında olduğunu kaydetti.

“Filistin-İsrail sorunu yalnızca müzakerelerin yeniden başlamasıyla çözülebilir”

Bu arada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Ortadoğu’da yaşanan sorunları ele aldı. Güvenlik Konseyi’nde, Irak’taki son durum ve İsrail–Filistin arasında ateşkes sonrasında bölgedeki gelişmeler tartışıldı.

Daha önce sanal oturumlarda yapılan toplantılar bu kez BM’nin New York’taki merkezinde yer alan Güvenlik Konseyi salonunda ilk kez yüz yüze yapıldı.

Kudüs'ten telekonferans aracılığıyla toplantıya katılan BM Ortadoğu Barış Süreci Özel Temsilcisi Tor Wennesland, Güvenlik Konseyi üyelerini bölgedeki son durumla ilgili bilgilendirdi. Wennesland, İsrailliler ile Filistinliler arasındaki yıllardır süren anlamsız şiddet döngüsünün yalnızca siyasi bir çözümle sona erebileceğini söyledi.

“250’den fazla Filistinli 13 İsrailli yaşamını yitirdi”

BM Özel Temsilcisi Wennesland, Gazze'de İsrail güvenlik güçleri ile Filistinli silahlı gruplar arasında yaşanan ve 11 gün devam eden çatışmaların son yıllarda yaşanan en yoğun çatışmalar olduğunu belirterek, ''Hamas militanları İsrail’e 4 binden fazla roket fırlattı. Bunların önemli bir bölümü İsrail hava savunma sistemi tarafından durduruldu. İsrail ise Filistinli silahlı militanların bulunduğunu hedeflere 1500'den fazla saldırı düzenledi. Aralarında 66 çocuğun olduğu 250’den fazla Filistinli yaşamını yitirdi. İsrail'de ise aralarında ikisi çocuk dokuz sivil, üç turist ve bir askerin bulunduğu 13 kişi hayatını kaybetti” dedi.

“Barışın sağlanması için tünelin ucunda bir ışığın görülmemesi umutları kırdı”

Özel Temsilci Wennesland, Gazze’de insani yardım ihtiyacının had safhada olduğunu, yeterince yardımın yapılması için daha fazla maddi kaynağa ihtiyaç duyulduğunu belirterek, “Son çatışmalar bölgede barışın sağlanması konusunda umutları da kırdı. Yaşanan çatışmaların nelere mal olduğu bir kez daha görüldü” diye konuştu.

Tor Wennesland
Tor Wennesland

Wennesland, Kudüs’ün de her iki tarafın ortak başkenti olduğunu vurguladı. Sorunun çözümü için tarafların yeniden müzakere masasına dönmesi gerektiğini belirten Wennesland, ''Onlarca yıldır süren çatışmalardan sonra sürdürülebilir barışın hala sağlanamaması, siyasi bir çözümün bulunmaması, tünelin ucunda bir ışığın görünmemesi tarafların umudunu yok etti. BM kararları, uluslararası hukuk, karşılıklı anlaşmaların ışığında iki devletli çözümün sağlanması ancak tarafların masaya oturup müzakerelere yeniden başlamasıyla sağlanabilir. Taraflar anlamsız tartışmalara bu kısır döngünün içinde çıkmak için artık son vermelidir” diye konuştu.

XS
SM
MD
LG