Bir uluslararası terör araştırmaları şirketi, son 8 ayda 40’tan fazla cihatçının mülteciler arasına karışarak Avrupa’ya giriş yapmaya çalıştığını bildirdi. Bahar aylarında mülteci akımının artmasıyla, teröristleri ve Suriye’den dönen Avrupa vatandaşı cihatçıları belirlemenin daha da zorlaşmasından endişe duyuluyor.
Uluslararası Kurtarma Komitesi’ne göre Ocak ayının ilk üç haftasında, çoğunluğu Ortadoğulu mülteci ve Afrikalı ekonomik göçmen olan 36 bin kişi Avrupa’ya giriş yaptı.
Avrupa’ya gizli olarak girmeye çalışan cihatçıların belgelenmesi, istihbarat kurumlarının endişesini arttırıyor. Belçika geçen hafta, kardeşi Suriye’de savaşan, radikalleşmiş bir kişinin Doel kentindeki bir nükleer santralde denetçi olarak göreve başlamaya hazırlanırken ilişkilerinin ortaya çıkarıldığını duyurdu.
Merkezi Amerika’da olan Terörizm Araştırma ve Analiz Konsorsiyumu (TRAC), son aylarda 41 IŞİD üyesi ve iki el Nusra militanının, sahte pasaportla ya da mülteci görünümünde Avrupa’ya girişi yapmaya çalıştığını bildirdi.
Geçen Eylül’e kadar bu yöntemlerle kıtaya girerken fark edilen cihatçı sayısı yalnızca altıydı. Bu dönemde bile Avrupalı istihbarat yetkilileri ufak sayıların rehavet yaratmaması konusunda uyarıda bulunuyor ve bu sayıların artacağını söylüyordu.
Yetkililer haklı çıkmışa benziyor.
En endişe verici örneklerden birisi Ekim ayında Tunuslu bomba uzmanı, deneyimli cihatçı Ben Nasır Mehdi’nin, Libya’dan 200 mülteciyi taşıyan bir gemiyle İtalya’ya giriş yapmaya çalışırken yakalanmasıyla yaşandı. Gemiden kurtarılan mültecilerin Lampedusa adasına getirilmesiyle Mehdi’nin kimliği belirlendi ve cihatçı Tunus’a geri yollandı.
2015’in Aralık ayında da birkaç IŞİD militanı tutuklandı. Bunlardan biri Yunan sahil güvenliğinin insan kaçakçılığı nedeniyle tutukladığı bir kişiydi. Bu kişinin telefonunda IŞİD sembolleri, bayrakları ve Suriye’de ağır silahlara ait şüpheli resimler bulundu.
10 Aralık’ta Finlandiya, 23 yaşında Iraklı ikiz kardeşleri tutukladı. Bu kardeşler Haziran 2014’te 1700 silahsız Irak askerinin Tikrit’te katledilmesinde rol oynamıştı. İki kardeş, IŞİD’in bu katliamı öven bir videosundaki görüntülerden tanındı.
TRAC ayrıca 16 Aralık’ta sahte Suriye pasaportu kullanan ve kendilerini mülteci olarak tanıtan iki Fransız’a da dikkat çekti. Yunanistan üzerinde Balkanlar’dan geçen bu kişiler Ekim ayında Avusturya’ya girmiş. Bu iki kişinin 13 Kasım’da Paris’te 130 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıyı düzenleyen terör hücresiyle beraber seyahat ettiği düşünülüyor.
16 Aralık’ta ayrıca 31 yaşında Suriyeli Leet Abdülhamit, Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin Unna-Massen kentindeki bir mülteci kampında tutuklandı. Die Welt, IŞİD üyesi olduğundan şüphelenilen kişinin, birkaç aile üyesiyle beraber kampa geldiği ve farklı bir isimle kayıt olduğunu bildirdi.
Avrupalı istihbarat yetkilileri yalnızca birkaç IŞİD üyesinin fark edilmeden Avrupa’ya giriş yapmasının bile endişe verici olduğunu söylüyor. Ancak onları en çok endişelendiren, Avrupa’da doğan ve savaşlarda deneyim kazanarak çok iyi tanıdıkları Avrupa’ya dönen cihatçılar. İstihbarat yetkilileri 5 bin Avrupalı’nın Suriye’deki cihatçılara katıldığını tahmin ediyor.
Bazı uzmanlar bu rakamın 2 katı fazla olabileceğini düşünüyor.
Binlerce mültecinin arasına karışan İslamcı militanlar operasyonlarını Avrupa’ya yayabilir. Uzmanlar, cihatçıların mülteci krizinden her halükarda karlı çıktığını söylüyor. Yakalandıklarında Avrupa’da terör korkusu artıyor ve mültecilere karşı olan hisler alevleniyor. Bu da Avrupa’nın mutsuz Müslümanlar nüfusları arasında terörün yayılmasına neden oluyor.
Paris saldırganlarından Belçika vatandaşı Abdülhamit Ebayud, geçen sene Suriye’den ülkesine defalarca rahatlıkla seyahat ettiğinden övünerek bahsetmişti. Terörist, hakkında arama kararı olmasına rağmen sınır memurlarının kendisini tanıyamadığını söylemişti. Paris saldırganlarından ikisinin Avrupa’ya sahte pasaport kullanarak geri döndüğü düşünülüyor.
IŞİD, Avrupa’daki bulvar gazetelerinin halkı korkutmasını ve mülteciler aleyhine döndürmesini fırsat olarak görüyor. Cihatçı kaçakçılardan birisi geçen yıl Amerikalı bir haber sitesiyle görüşmesinde IŞİD’in Avrupa’ya 4 bin savaşçı gönderdiğini söyledi. İstihbarat görevlileri rakamın bu kadar yüksek olmadığını düşünüyor.
Avrupa’da yumuşak hedeflere yönelen cihatçıların çok büyük sayılara ya da daha karmaşık terör saldırılarında olduğu gibi geniş lojistik desteğe gereksinimi yok. Sıradan yerleri hedef alan terör saldırılarına karşı Batılı hükümetler, halka güvenlik sağlayabileceklerini ve belli sembolik değeri olmayan hedefleri de koruyabileceklerini göstermek zorunda.
Bir İngiliz istihbarat yetkilisi, birkaç cihatçının Paris ve Brüksel’de 130 kişinin ölümüne ve iki kentte hayatın durmasına neden olabildiğini hatırlatıyor. Yetkili IRA’nin “Siz her defasında şanslı olmalısınız, bir yalnızca bir kez şanslı olsak yeter” sözünü hatırlatıyor. Aynı durum IŞİD için de geçerli.