Bu yılı krizlerle boğuşarak geçiren Euro Bölgesi ekonomi ve maliye bakanları Brüksel’de dün yine bir araya geldi. Bakanların masasında olası yeni krizlere karşı alınacak önlemler vardı.
Yunanistan’la başlayıp İrlanda’yla devam eden ve giderek yayılmasından endişe duyulan krizin Euro Bölgesi ülkelerinde yarattığı tedirginlik sürüyor. Dün Brüksel’de bir araya gelen Euro Bölgesi ekonomi ve maliye bakanları, 750 milyar Euro'luk kurtarma fonunun, bundan sonra krizden etkilenecek üyeleri de koruyacak biçimde genişletilip genişletilmemesini ele aldı.
Euro Bölgesi bakanlarının bu konuda yoğun bir tartışma ve derin bir görüş ayrılığı içinde olduklarını söylemek mümkün. Kurtarma fonundaki kaynağın artırılması fikri, Yunanistan ve İrlanda için kullanılan, Portekiz için de kullanılması muhtemel olan imkanların İspanya ve İtalya gibi büyük ekonomilerin krize girmesi halinde yetersiz kalacağı endişesi nedeniyle ortaya atıldı. Ekonomi denince Avrupa Birliği içinde herkesin dönüp bir baktığı Almanya ise bu fikre kesinlikle karşı olduğunu Başbakan Angela Merkel aracılığıyla ilan etti. Toplantıda, Almanya'nın başını çektiği, “Savurganların bedelini biz ödemeyelim,” kampı ile “Piyasaları sakinleştirmek için elimizi güçlendirmeliyiz,” kampı arasında yoğun tartışma yaşandı.
Mevcut fonun büyütülmesini isteyenlerden biri de Euro Bölgesi’nin, kurtarma operasyonlarında ortak hareket ettiği, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn’dı. Ancak Kahn’ın görüşleri Almanya’nın başını çektiği grubu ikna etmeye yetmedi. Toplantı sonunda bir açıklama yapan Euro Bölgesi Başkanı Jean Claude Juncker, mevcut verilerin kurtarma fonunun kaynaklarında artışa gidilmesinin gerekli olmadığını gösterdiğini söyledi.
Bakanların masasındaki bir başka “önlem önerisi” ise “E-tahvil” adı altında ortak Avrupa devlet tahvili oluşturulmasıydı. Ancak toplantının resmi gündem maddesi olmasa da tartışılan bu öneri de Almanya engeline takıldı. Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, bu konuda siyasi fizibilitenin önemine dikkat çekti. Barroso, bu fikrin yeni olmadığını ve daha euro doğmamışken eski Komisyon başkanlarından Jacques Delors tarafından ortaya atıldığını söyledi. Avrupa Bilriği Komisyonu’nun Ekonomik ve Parasal İşlerden Sorumlu Üyesi Olli Rehn ise önerinin entellektüel açıdan çekici olduğunu ifade etti. Şu ana kadar Avrupa Birliği’nin krizle ilgili olarak attığı adımlara şüpheci yaklaşmayı sürdüren piyasa uzmanları arasında ortak Avrupa tahvili gibi girişimlerin daha iyi koordine edilmiş bir görüntü vereceğini düşünenler olduğu kadar bunun sembolik bir adım olmanın ötesine geçmeyeceğini savunanlar da var.