Erişilebilirlik

G20'nin Avrupalı Liderleri ABD'nin Ekonomi Politikalarına Karşı


2008 global ekonomik krizinin ardından kurulan ve dünyanın en büyük ekonomilerinin liderlerinden oluşan G20 zirvesinde dikkat çeken en önemli noktalardan biri Avrupa Birliği'nin ABD Başkanı Trump'ın ekonomi politikalarına karşı aldığı tavır oldu.

Bu seneki toplantıya ev sahipliği yapan Almanya 2017 yılında G20 başkanlığını başarılı bir şekilde yerine getirdi. Görevini tamamlamadan önce Merkel’in bu toplantıda 2008 krizinden sonra grubun çizdiği ticari yürürlüklerin yeniden yapılandırılması ve Japonya ve Avrupa Birliği arasında yeni bir ticari anlaşma çizilmesi için çalıştı. Avrupa kadar ABD'nin finans merkezi Wall Street’i de yakından ilgilendiren bu anlaşma perşembe günü yapılan ikili görüşmeler ile tamamlandı. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Başkan Trump’un kapatmaya çalıştığı ticari anlaşmalara karşılık gibi görünen bu hareket ile ilgili olarak tarafların açık ticareti desteklediklerini ve ticari bariyerlerin kalkması sayesinde, Avrupa Birliği’nin Japonya’ya olan ithalatını üç katına çıkartacağını belirten bir açıklama yaptı.

Dünyanın gözü Cuma günü ABD Başkanı Trump ve Rusya Devlet Başkanı Putin’in görüşmesinde olsa da, aslında zirvenin belki de en gergin kısmı ABD’nin çelik ithalatını kısıtlayacağına dair verdiği sinyaller yüzünden gerçekleşti.

Başkan Trump’un zirve öncesi Ticaret Bakanı Wilbur Ross’un araştırmaları sonucunda ülke ekonomisini, özellikle de çelik sektörünü etkilediği için, ABD’ye yapılan çelik ithalatını kısıtlamak istediğini belirtmişti. Zirvenin ikinci gününde yapılan basın toplantısında konuşan Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ise bu konuyla ilgili olarak çok sert cevaplar verdi. Juncker, "Eğer Başkan Trump bu sözlerini yerine getirirse buna karşılık vermeye hazırız, silahları elimize almamzı gerekirse bunu yapacağız" dedi. Eğer ABD çelik ithalatına kısıtlama getirirse bu durumdan en kötü etkilenecek ülkeler öncelikle Kanada, Brezilya, Güney Kore, Meksika ve Türkiye olacak.

Angela Merkel’in toplantı öncesinde yaptığı konuşmada altını çizdiği diğer bir nokta ise vergi konusundaydı. Merkel, bazı ülkelerin düşük vergi oranlarının ülkeler arasında haksız rekabet yaratmasını eleştirdi ve bunun için de grubun yeni bir karara varmasını istedi. Merkel ayrıca grubun global platformda para yıkama ve yolsuzluk konularını da tartışmasını ve özellikle Panama Belgeleri'nin ortaya dökülmesinin ardından açıkça para yıkayan ülkelerden bunu durdurmalarını istiyor.

Zirve’nin ele aldığı konulardan bir diğeri ise Birleşmiş Milletler'in önerdiği 2030 sürdürülebilir gelişme planınının nasıl uygulanabileceği. Dünyanın en güçlü ekonomilerinin en büyük korkusu dünyada fakirliğin artması ve buna bağlı olan göçün artması. BM’nin 2030 planının temelinde özellikle büyük ekonomilerin sürdürülebilir gelişme planlarını gelişmekte olan ülkeler ile paylaşmaları ve yatırımı bu şekilde büyütmeleri var.

Finans merkezi Wall Street'in kulisleri grubun liderliği konusunda ikiye bölünmüş durumdaydı. Bir grup bu görevin ABD’den en yakın aday olan Çin’e verilmesi konusunda endişelerini açıkça belirtirken, diğer bir grup ise bu yeni durumu destekliyor görünüyor. G20’nin Birleşmiş Milletler veya Dünya Ekonomik Forumu gibi bir kuruluş olmaması ve üyelerinin tamamen kriz sonrası verilen acil kararlar doğrultusunda seçilmiş olması da liderlik el değiştirirken önemli bir rol oynuyor.

XS
SM
MD
LG