Gazze’ye denizden insani yardım götürmek için oluşturulan Özgürlük Filosu Koalisyonu henüz Akdeniz’e açılamadı.
Filoda yer alan gemilerden Anadolu, İskenderun açıklarında bekleyişini sürdürürken filoda yer alacak gönüllüleri taşıyacak Akdeniz gemisi ise Tuzla’dan kalkış için izin bekliyor.
Her ikisi de Gine-Bissau Cumhuriyeti bandırası taşıyan gemiler, bu ülkenin denizcilik otoritesinin yaptığı denetimler sonrası bayraklarını filodan çekmesi üzerine yola çıkamadı.
Aralarında Türkiye ile birlikte ABD, Kanada, Norveç gibi 12 ülkeden 12 farklı sivil toplum kuruluşunun yer aldığı koalisyonun Gazze için oluşturduğu filoda, 45 ülkeden yaklaşık 250 sivil toplum kuruluşu temsilcisi yer almak için başvurularını tamamlamıştı.
Koalisyonun bileşenleri 27 Nisan’da Sultanahmet Meydanı’nda biraraya gelerek, maruz kaldığı engellemeleri dünya medyasıyla paylaştı.
Ertesi gün de, 2010’da Mavi Marmara gemisini Gazze’ye gönderen Türk sivil toplum kuruluşu İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH) organizasyonunda Üsküdar’da bir yürüyüş gerçekleştirildi.
Denetim talebi
Koalisyon, Gine Bissau Uluslararası Gemi Sicili (GBISR) denetmenlerinin Anadolu ve Akdeniz gemileri için geçen hafta “alışılmışın dışında” bir denetim talebinde bulunduğunu açıklamıştı.
Koalisyonun açıklamasına göre, GBISR denetmenleri 25 Nisan’da denetime başlamış ve henüz denetim bitmeden GBISR 26 Nisan’da Gine Bissau bayrağını gemilerden çektiğini bildirmişti.
27 Nisan’daki basın açıklamasında koalisyon, “Ne yazık ki, Gine Bissau, Gazze'deki Filistinlileri kasıtlı olarak açlığa, yasadışı ablukaya ve soykırıma mahkum eden İsrail'in suçlarına ortak olarak kendisini suçlu kılmıştır” ifadesini kullanmıştı.
VOA Türkçe, GBISR’a konu hakkında bir bilgi talebinde bulundu ancak henüz yanıt alamadı. GBISR’ın internet sitesinde yer alan bilgilere göre, kuruluş Yunanistan’ın liman kenti Pire’de bulunuyor.
Gine Bissau Cumhurbaşkanı’ndan İsrail baskısı iddiasına yalanlama
Gine Bissau Cumhurbaşkanı Umaro Sissoco Embalo Pazartesi günü, ülkesinin Uluslararası Özgürlük Filosu Koalisyonu’nun Gazze’ye yardım taşımayı hedefleyen filosundan bayrağını İsrail’in baskısıyla çektiği iddialarını yalanladı.
Portekiz haber ajansı Lusa’nın sorusunu yanıtlayan Gine Bissau Cumhurbaşkanı Embalo, “Ben İsrail Başbakanı ile irtibatta değilim. Benim muhatabım, yıllar önce tanıştığım arkadaşım İsrail Cumhurbaşkanı. Benim iletişimde olduğum kişi o ve konuşmalarımız, Gazze’deki savaş hakkında” ifadesini kullandı.
Embalo, İsrail Cumhurbaşkanı için, "Daha dün onunla konuştum, sıkça iletişimdeyiz. Birçok başkanla durum bu" diye ekledi.
İsrail Cumhurbaşkanı ile "gemilerin bayrağı" hakkında hiçbir zaman konuşmadığını belirten Embalo, bunun "Cumhurbaşkanı'nın ilgilenmediği bir konu" olduğunu vurguladı.
Ülkenin başkenti Bissau’da bir etkinlikte konuşan Embalo, Türkiye’de bulunan filonun bayraklarıyla ilgili yaşanan sorun hakkında bir bilgisinin olmadığını söyledi.
Embalo, Gine Bissau bayrağının gemilerden İsrail’in baskısı ile çekildiği iddialarına yanıt olarak, “Bu iddialar gerçek değil, yalan haber” dedi.
ABD’li barış aktivisti Ann Wright: “İsrail'in ve ABD'nin Gazze halkına yaptıkları karşısında dehşete düşmüş durumdayım”
ABD’li barış aktivisti Ann Wright, Özgürlük Filosu Koalisyonu’nun sözcülerinden biri.
ABD ordusundan albay rütbesindeyken ayrılan ve bir süre de ABD Dışişleri Bakanlığı’nda görev yapan Wright, Irak’ın işgali sürecinde memuriyetten istifa ederek 2010 yılında da Özgürlük Filosu Koalisyonu’nda yer almıştı.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Wright, “İsrail'in ve ABD'nin Gazze halkına yaptıkları karşısında dehşete düşmüş durumdayım” dedi. ABD’li barış aktivisti, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısını görmezden gelmediğini söylese de bir günlük bir saldırıya aylar süren bir misilleme ile karşılık verilmesinin uluslararası hukukla bağdaşmadığını savunuyor.
Kongre üyelerinin geçen hafta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a gönderdiği mektubu hatırlatan Wright, “Amerika Birleşik Devletleri, filonun gitmesine izin vermemesi için Türkiye'ye ve diğer ülkelere sürekli baskı yapıyor. Eğer bir bayrak [izin] alırsak, Türkiye'nin gitmemize izin vereceğini umuyoruz” ifadesini kullandı.
ABD Temsilciler Meclisi’nden Chris Pappas, Nicole Malliotakis, Dina Titus, Brad Schneider ve Grace Meng kötüleşen Türkiye ve İsrail ilişkilerinin yanısıra filo hakkında Blinken’a bir mektup göndermişti.
26 Nisan tarihli mektubun imzacısı 20 Kongre üyesi, Gazze’ye yardım götürmek için güvenlik sınırlarını ihlal etmeyi planlayan filodan endişe duyduklarını belirtmişti.
Mektupta, “Kısmen Türk hükümetiyle yakın bağları olan ve daha önce Hamas için para toplayan İnsani Yardım Vakfı'nın (İHH) liderliğindeki filo, yerleşik yardım kanallarını pas geçmeyi ve İsrail'in kargolarını incelemesine izin vermeyi reddediyor. Bu durum, amaçları hakkında şüphe uyandırıyor” denilmiş ve Blinken’a filonun hareketini engellemek ya da ertelemek için Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk hükümetiyle irtibata geçme çağrısında bulunulmuştu.
İsrail, Özgürlük Filosu Koalisyonu’nun bileşenlerinden İHH’yı terör örgütü olarak görüyor.
İHH’nın aralarında bulunduğu Gazze Özgürlük Filosu, Mayıs 2010’da İsrailli askerlerle karşı karşıya gelmişti. Abluka altındaki Gazze yönündeki filoyu Aşdod limanına çekmek isteyen İsrailli askerler, olumsuz yanıt alınca Mavi Marmara feribotuna helikopterlerle operasyon düzenlemişti. Operasyonda dokuz Türk vatandaşı ölmüş, 10 İsrail askeri yaralanmıştı.
Mavi Marmara olayı ile İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkiler en gergin dönemlerinden birine girmiş, 2016’da İsrail, ölenlerin ailelerine 20 milyon dolar tazminat ödemeyi kabul etmişti.
Wright, filonun yola çıkması için Erdoğan’a güveniyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu baskılara direneceğini kanaatini paylaşan Ann Wright, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın [filoya] destek vereceğini umuyoruz. Gazze'deki soykırımın durdurulması konusunda inanılmaz destekleyici açıklamalar yaptı. Dolayısıyla, evet, ‘bunlar siviller, Gazze'ye giden silahsız siviller’ diyeceğini tahmin ediyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da hükümet yetkilileri, filo hakkında henüz bir açıklamada bulunmadı.
ABD’li aktivist, “Keşke 7 Ekim'deki saldırı gerçekleşmemiş olsaydı. Umarım rehineler evlerine dönebilir. Ancak soykırıma varan cinayet seviyesi tamamen inanılmaz. Bunu gerçekleştiren insanlar bunun için yargılanmalı” diye ekledi.
“Özgürlük filosu, izin veren ve vermeyen devletler için bir turnusol olacak”
Koalisyonun bileşenlerinden biri de Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği. 2010’da yola çıkan Mavi Marmara gemisine İsrail askerlerinin baskınında hayatını kaybeden Cengiz Songür’ün oğlu Beheşti İsmail Songür, derneğin başkanlığını üstleniyor.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Beheşti İsmail Songür, her ne kadar filonun yola çıkmamasını İsrail’in siyasi baskılarına bağlasa da en kısa zamanda gemilerin Akdeniz’e açılacağından emin.
Songür, “Limandan çıkışımız siyasi olarak engellendi. Bayrağımız alınmak istendi. Engelleme koyuldu” iddiasında bulundu.
Songür, “Ama bu filonun içerisinde 12 ülke ve 12 kurum ve bunlara bağlı olarak da 45 ülke şu an için ve 245 sivil toplum kuruluşu bulunuyor. Tamamen bir sivil inisiyatiften oluşan Özgürlük Filosu Koalisyonu olarak İsrail ne yaparsa yapsın, Akdeniz'e doğru yola çıkacağız. Farklı ülkelerin bayraklarını alacağız. Türkiye'ye de başvuracağız. Türkiye'nin de bayrağını almaya çalışacağız. Bu anlamda şu mesajımız açık. Yani bu bütün devletlerin bir turnusol kâğıdı olacak. Göreceğiz kim bu konuda cesur davranıp özgürlük filosuna bayrak verecek” dedi.
Özgürlük Filosu Koalisyonu’nda çok sayıda kadın gönüllü de bulunuyor. Bu aktivistlerden Şeyma Yıldırım hiçbir engelleme çabasının kendilerini vazgeçiremeyeceğini söyledi.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Şeyma Yıldırım, “Filoya katılan insanların çoğu yabancı ve Müslüman değil. Yine de filoya inanmaya devam ediyorlar. ‘Ne olursa olsun, biz buradan gitmeyeceğiz, vazgeçmeyeceğiz’ diyorlar. ‘Bizim bu geminin hareket edeceğine inancımız var’ diyorlar. Onların bile inançları kırılmazken benim nasıl inancım kırılabilir” derken bir başka gönüllü Tuba Erman ise, “Zor olacağını zaten biliyorduk. Bu zorluk bizi hiçbir zaman vazgeçirmeyecek. Bugün bir bayrak meselesi yüzünden sorun çıktı, yarın belki başka bir sebeple bu geminin yola çıkmasını engelleyecekler. Ancak şunu bilmiyorlar, biz bu yoldan asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
ABD ve Batılı ülkeler soykırım iddialarını reddediyor
Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, İsrail'in Gazze'de Filistinliler’e karşı "soykırım" yaptığını gösteren eşiği aştığına inanmak için haklı gerekçeler olduğunu bildirse de ABD, İsrail’in Filistin’de soykırım uyguladığını reddediyor.
Uluslararası Adalet Divanı'nın İsrail'in sivil ölümleri azaltmak için daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğine dair verdiği kararın ardından ABD yönetimi, soykırım suçlamalarının asılsız olduğunu dile getirmişti.
Ancak son dönemde Washington yönetiminin kıtlıkla karşı karşıya olan Gazze Şeridi’ne yardım sevkiyatı ve ateşkes için İsrail üzerindeki baskısını arttırdığı görülüyor.
Çağrılara karşın İngiltere, Fransa, Almanya gibi Batılı ülkeler de İsrail’in soykırım suçu işlediğini kabul etmeyerek ABD gibi bu ülkeye silah satışına devam ediyor.
Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail sınırını aşarak yaptığı saldırılarda İsrail rakamlarına göre 1200 kişi ölmüş, 200’den fazla kişi de rehin alınmıştı. Rehinelerin bazıları, Gazze’de geçici ateşkes karşılığında farklı gruplar halinde serbest bırakılmıştı.
İsrail’in 7 Ekim’in hemen ardından Gazze Şeridi’ne başlattığı saldırılardaysa Hamas’ın idaresindeki Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre şimdiye kadar çoğu çocuk ve kadın 34 binin üzerinde kişi öldü. Savaş yüzünden bölgedeki 2,3 milyonluk nüfusun neredeyse tamamının yerinden edildiği belirtiliyor.
VOA Portekizce Yayın Bölümü bu habere katkıda bulundu.
Forum