ISTANBUL —
Anayasa Mahkemesi sosyal paylaşım sitesi Twitter’s gelen yasağı kaldırırken, hükümetin hakim ve savcılar üzerinde daha fazla güç sahibi olmasını sağlayan HSYK düzenlemelerini de iptal etti.
Başbakan Erdoğan ise bu kararların adaletle ilgisi olmadığını düşünüyor. Erdoğan, herkesin yetki sınırlarını tanıması gerektiğini söyledi ve siyaset yapmak isteyenlerin “cübbesini çıkarması” gerektiğini belirtti.
Ana muhalefetteki CHP ise Başbakan’ın bu açıklamalarını kınadı. CHP Milletvekili ve eski Avrupa İnsan Hakları yargıcı Rıza Türmen başbakanın karşısında denge kuran son kurumun da tehdit altında olduğunu söylüyor.
Türmen, Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını beğenmediğini belirtmesinin Türkiye’de bir demokraside vazgeçilemez olan kuvvetler ayrılığına duyulan saygının düzeyini ortaya koyduğunu belirtti.
Ancak Global Source Partners’dan Atilla Yeşilada, AKP’nin yerel seçimlerde yüzde 45 oy almasının Erdoğan’ın ülkeyi tek başına yönetmeye hakkı olduğu düşüncesine gelmesine neden olduğunu söylüyor. Yeşilada’ya göre bu nedenle Anayasa Mahkemesi’nin sevmediği kararları alması Erdoğan’da ‘demokrasiye müdahale edildiği’ düşüncesini uyandırıyor.
Erdoğan bir komployla karşı karşıya olduğunu söylüyor. Yolsuzluk soruşturmalarının başlamasından bu yana binlerce polis ve yüzlerce hakimin görev yerleri değiştirildi. Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş Ağustos’taki cumhurbaşkanlığı seçiminin AKP’nin Anayasa Mahkemesi ile ilgili şüphelerini arttırdığını söylüyor.
Aydıntaşbaş AKP’li çevrelerde Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın Erdoğan’a karşı aday olabileceği söylentilerinin dolaştığını ve paranoyanın AKP’yi sarstığını söylüyor. Aydıntaşbaş, saygı gören bir hakim olan Kılıç’ın kimseye böyle bir girişimde bulunacağını belirtmediğini de ekliyor.
Carnegie Europe’dan uzman Sinan Ülgen, Erdoğan ve Anayasa Mahkemesi arasındaki tartışmaların demokrasiyi güçlendirebileceğini söylüyor.
Ülgen karşıt tarafların anlaşması durumunda ülkede demokratik standartların yükseleceğini belirtiyor. Uzmana göre risk Anayasa Mahkemesi üyelerinin de cumhurbaşkanı tarafından atanmasında yatıyor. Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması durumunda kendi otoritesine karşı çıkmayacak insanları mahkemeye ataması muhtemel.
Bazı siyasi uzmanlar Anayasa Mahkemesi ile yaşanan çatışmaların Ağustos seçimlerinin önemini arttırmasını bekliyor.
Hükümetin destekçileri için sandıkta yaşanacak bir zafer demokratik iradenin yansıması olacak. Karşıtları için ise bu, Erdoğan’ın iktidarı karşısında duran son dengenin de ortadan kalkması anlamına gelebilir.
Başbakan Erdoğan ise bu kararların adaletle ilgisi olmadığını düşünüyor. Erdoğan, herkesin yetki sınırlarını tanıması gerektiğini söyledi ve siyaset yapmak isteyenlerin “cübbesini çıkarması” gerektiğini belirtti.
Ana muhalefetteki CHP ise Başbakan’ın bu açıklamalarını kınadı. CHP Milletvekili ve eski Avrupa İnsan Hakları yargıcı Rıza Türmen başbakanın karşısında denge kuran son kurumun da tehdit altında olduğunu söylüyor.
Türmen, Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını beğenmediğini belirtmesinin Türkiye’de bir demokraside vazgeçilemez olan kuvvetler ayrılığına duyulan saygının düzeyini ortaya koyduğunu belirtti.
Ancak Global Source Partners’dan Atilla Yeşilada, AKP’nin yerel seçimlerde yüzde 45 oy almasının Erdoğan’ın ülkeyi tek başına yönetmeye hakkı olduğu düşüncesine gelmesine neden olduğunu söylüyor. Yeşilada’ya göre bu nedenle Anayasa Mahkemesi’nin sevmediği kararları alması Erdoğan’da ‘demokrasiye müdahale edildiği’ düşüncesini uyandırıyor.
Erdoğan bir komployla karşı karşıya olduğunu söylüyor. Yolsuzluk soruşturmalarının başlamasından bu yana binlerce polis ve yüzlerce hakimin görev yerleri değiştirildi. Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş Ağustos’taki cumhurbaşkanlığı seçiminin AKP’nin Anayasa Mahkemesi ile ilgili şüphelerini arttırdığını söylüyor.
Aydıntaşbaş AKP’li çevrelerde Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın Erdoğan’a karşı aday olabileceği söylentilerinin dolaştığını ve paranoyanın AKP’yi sarstığını söylüyor. Aydıntaşbaş, saygı gören bir hakim olan Kılıç’ın kimseye böyle bir girişimde bulunacağını belirtmediğini de ekliyor.
Carnegie Europe’dan uzman Sinan Ülgen, Erdoğan ve Anayasa Mahkemesi arasındaki tartışmaların demokrasiyi güçlendirebileceğini söylüyor.
Ülgen karşıt tarafların anlaşması durumunda ülkede demokratik standartların yükseleceğini belirtiyor. Uzmana göre risk Anayasa Mahkemesi üyelerinin de cumhurbaşkanı tarafından atanmasında yatıyor. Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması durumunda kendi otoritesine karşı çıkmayacak insanları mahkemeye ataması muhtemel.
Bazı siyasi uzmanlar Anayasa Mahkemesi ile yaşanan çatışmaların Ağustos seçimlerinin önemini arttırmasını bekliyor.
Hükümetin destekçileri için sandıkta yaşanacak bir zafer demokratik iradenin yansıması olacak. Karşıtları için ise bu, Erdoğan’ın iktidarı karşısında duran son dengenin de ortadan kalkması anlamına gelebilir.
