İdlib'de rejim unsurlarının saldırısında Tankçı Sözleşmeli Er Mecit Demir hayatını kaybetti. Milli Savunma Bakanlığı yaptığı son dakika açıklamasında "Alçak saldırı sonrası bölgede tespit edilen 21 rejim hedefi derhal ateş destek vasıtalarımızla yoğun şekilde ateş altına alınarak gerekli karşılık verilmiş ve hedefler tahrip edilmiştir" denildi.
Bakanlığın Twitter adresinden yapılan açıklamada, ateşkesi sağlamak üzere İdlib bölgesinde bulunan TSK unsurlarına rejim tarafından yapılan tank atışları sonucunda bir askerin yaralandığı ve hastaneye sevk edildiği sırada hayatını kaybettiği belirtildi.
Açıklamada "Aziz şehidimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır dileriz. Alçak saldırı sonrası bölgede tespit edilen 21 rejim hedefi derhal ateş destek vasıtalarımızla yoğun şekilde ateş altına alınarak gerekli karşılık verilmiş ve hedefler tahrip edilmiştir. Gelişmeler takip edilmekte ve gerekli tedbirler alınmaktadır" denildi.
Son saldırıyla birlikte Suriye Ordusu’nun saldırıların ölen Türk askeri sayısı 16’ya yükseldi. Türk ve Rus diplomatların çatışmaları durdurmak konusunda yaptıkları görüşmeler sonuçsuz kalırken bölgede şiddet artıyor. Ankara ve Moskova Suriye’de farklı tarafları desteklerken çatışmaların durması için de işbirliği yapıyorlar. Bu işbirliği ve ikili ilişkilerin derinleşmesi Türkiye’nin geleneksel batılı müttefiklerini de alarma geçiriyor.
Bağcı: ‘’Rusya Türkiye’den çekinmiyor’’
Ancak İdlib konusunda gelinen nokta, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Hüseyin Hüseyin Bağcı’ya göre bu yakınlaşmayı riske sokuyor. Bağcı, Türkiye’nin yaptığı açıklamaların Rusya’yla ilişkiler açısından tehlikeli olduğunu buna Rusya Lideri Putin’in Sözcüsü Peskov’un ve Dışişleri Bakanı Lavrov’un verdikleri yanıtınsa Rusya’nın Türkiye’den çekinmediğini ve Şam’ı desteklemeyi sürdüreceğini gösterdiğini söylüyor.
Bağcı yine de Moskova’nın Ankara’yla diplomatik olarak irtibatta olduğunu ve Peskov’un her seviyede hatta mümkün olan en üst seviyede birlikte çalışmaya hazır olduklarını söylediğine dikkat çekiyor. Ancak şu aşamada bir Erdoğan-Putin zirvesi hazırlığı görmediğini ifade ediyor.
Erdoğan ve Putin çoğu kişiye göre iyi işleyen bir ilişki geliştirdiler. Bu derinleşen ikili ilişkileri de anlaşılır kılıyor. Ancak iki liderin kimyası her ne kadar tutsa da uzmanlar bunun İdlib konusundaki anlaşmazlıkları aşmada yeterli olmayabileceğini savunuyorlar.
Bağcı’ya göre de Erdoğan ve Putin arasındaki güven konunun sadece bir ayağı diğer taraftaysa siyasi çıkarlar konusundaki farklılıklar ve bu da ciddi bir soru işareti yaratıyor. Bağcı, Putin’in de Erdoğan konusunda dikkatli davrandığını çünkü ilişkilerinin eskisi kadar güçlü olmadığını belirtiyor. Bu arada Amerika da Erdoğan’ın Putin’e karşı tavrını destekliyor.
‘’ABD’nin tavrı şüphe yaratıyor’’
Bu ayın başlarında yaptıkları bir telefon görüşmesinde Amerika Başkanı Donald Trump, Erdoğan’a İdlib konusunda destek verdiğini söyledi. Amerika-Türkiye ilişkileri Ankara’nın Moskova’yla yakınlaşması nedeniyle kötüye gitmişti. Bu sebeple Washington’un şimdi tavrı da şüphe yaratıyor.
Türkiye’nin gitgide Suriye’de savaşın içerisine girdiğini bunun sonunun ne olacağının bilinmediğini söyleyen uluslararası ilişkiler uzmanı Soli Özel de NATO ve Amerika’dan gelen destek açıklamalarına dikkat çekiyor ve Türkiye’nin gitgide daha çok Amerika’ya yaklaştığı tespitinde bulunuyor.
Türkiye’nin İdlib’den gelecek hava saldırılarına karşı Amerika’dan Patriot füze savunma sistemi istediği haberleri, Türkiye’nin diplomatik destekten fazlasını aradığını gösteriyor. Bu aynı zamanda Ankara’nın Suriye’de daha sert çatışma riskine hazırlanması olarak da görülebilir.
Evlerinden edilen Suriyeliler’e ne olacak?
Geride kalan birkaç ayda evlerini terk etmek durumunda kalan ve Türkiye sınırına yönelen yaklaşık bir milyon Suriyeli ise umutsuz. Türkiye sınırı bu göçmenlere karşı kapalı tutuluyor.
Suriye’de krizin 9 yıl önce başlamasından bu yana Türkiye yaklaşık 3 milyon Suriyeli mülteciyi ülkesine kabul etti ama artık daha fazlasını almak istemiyor. Türk Ordusu ve Suriyeli muhalif güçler, Suriye’nin kuzeybatısında Suriyeli Kürt güçlerin denetiminden aldıkları toprakları bu göçmenlerin bir kısmını yerleştirmek için kullanıyorlar.
Birleşmiş Milletlerin Bölgesel İnsani Koridor Koordinatörü Yardımcısı Mark Cutts, İngiliz Sky News televizyonuna yaptığı açıklamada, bölgedeki durumun Suriye’deki savaşın bilinen durumundan çok daha kötü olduğunu söyledi. Cutts, mültecilerin kaldığı bölgeye doğru ilerleme ve bombardımanın devam etmesi durumuna ilişkin olarak “Bu savaşta bugüne dek görmediğimiz bir katliam ve soykırım göreceğiz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan ne adım atacak?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye Ordusu’nun 2018 yılındaki Soçi mutabakatı çerçevesinde kurulan 12 Türk gözlem noktasının gerisine çekilmesini istiyor. Ankara, eğer rejim İdlib’i ele geçirirse bunun Türkiye’ye doğru yeni bir göç dalgası başlatmasından korkuyor. Uzmanlar Erdoğan’ın İdlib’le ilgili planlarının gerçekleşmemesi durumunun kendisi adına siyasi bir sorun olacağını ve bunu göze alamayacağını söylüyorlar.
Ancak buna karşın Esad’ın yenilgiye uğraması da Moskova’nın 5 yıldır Suriye’deki çabalarına ve Kremlin’in bölgede artan nüfuzuna zarar verecektir.
Hüseyin Bağcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir askeri operasyona girişebileceğini çünkü yeni bir göç dalgasını önlemeye ihtiyacı olduğunu belirtiyor.
Bytna Syria Direktörü Essad El Achi ise, “Türkiye’nin İdlib’te ne kadar ileri gidebileceğini söylemek zor. Rusya’yla görüşmeler henüz durmadı ama şu ana kadar da düşmanlıkların kalıcı olarak bitirilmesi konusunda sonuçsuz kaldı. Dolayısıyla Türkiye tam bir muamma içerisinde. Türkiye hem güneybatı sınırındaki insani krizin masraflarından kaçınmak hem de Rusya’yla ilişkilerini bozmamak istiyor” diyor.
Trump istekli
Bazı uzmanlar Trump’ın Suriye‘ye ilgi konusunda istekli olduğunu söylüyorlar. Amerikalı yetkililer İdlib’de artan çatışma durumunun Erdoğan’ı Rusya’dan ayırıp batıya doğru çekmek için bir fırsat olarak görüyorlar. Bazı yetkililerse yönetimin bölgedeki duruma karşı dikkatli davrandığını ve Trump’ın Ortadoğu’daki karmaşadan uzak durma konusunda kararlı olduğunu dile getiriyorlar.
Batılı diplomatlar şu aşamada Ankara ve Moskova’nın bir çatışmadan kaçındıklarını söylüyorlar. Ancak iki ülkenin çatışan çıkarları ve sahadaki durumun kontrolden çıkma riski geçici bir anlaşma sağlanmasına da engel oluyor. Ankara’da ve Moskova’da yapılan görüşmelerde de bir uzlaşı saplanamadı. Cuma günü Türk Ordusu’na ait daha fazla sayıda zırhlı araçlar ve obüsler Suriye sınırından içeri giriş yaptı.
Rus yetkililer, Türkiye’nin kaybedecek çok fazla şeyi olduğunu bu sebeple Ankara’nın bunun ötesine geçmeyeceğini düşünüyorlar. Türkiye ve Rusya son olarak 2015 yılında Türkiye’nin bir Rus jetini düşürmesinin ardından karşı karşıya gelmişlerdi. Rusya bunun üzerine Türk ürünlerine yönelik yaptırım kararı uygulamış ve Türk tarım ürünleri almayı durdurmuş ve turizm sektörünü de ciddi anlamda etkilemişti.