Cuma günü Paris’te düzenlenen terör saldırısını üstlenen IŞİD, aralarında bir konser salonu ve restoranlar da olan ve etnik olarak karışık mahallelerdeki hedefleri uzun süre incelediklerini açıkladı
Pazar günü ölen komşularını anmak için, kentin 10’uncu bölgesindeki Charonne sokağında bulunan iki restoranın önünde toplanan kalabalığa katılan 27 yaşındaki müzisyen Olga, yaşananlara bir anlam veremiyor.
Sırtında kemanını taşıyan iki çocuk annesi, “Bu neden oldu, neden bu insanlar öldürüldü anlamıyorum” diyor ve üzgün bir biçimde “Kemanımı taşıyorum çünkü müziğin bizi koruyacağına inanıyorum” diyor.
Pek çok Parisli, Olga gibi yalnızca üzüntü değil aynı zamanda şaşkınlık yaşıyor. Saldırganlar arasında Fransız, Belçikalı ve iki Suriyeli var.
Parisliler’e kentlerinde düzenlenen terör saldırısı anlamsız gelse de uzmanlar örgütün karmaşık bir mantık içinde hareket ettiğini düşünüyor ve Batılı devletlerin ve kızgın halkların aşırı tepki vermesinin teröristlere yardımcı olacağını söylüyor.
Terörizm üzerine yazan antropolog Scott Atran, IŞİD’in dergisi Dabık’ta, Ocak ayında çıkan 10 sayfalık bir makaleye dikkat çekiyor. Gri Bölge isimli makalede, yüksek rütbeli bir IŞİD lideri olduğu düşünülebilen yazar, Müslümanlar’ın iyilik ve kötülük, Halifelik ve kafirlik arasında bir alacakaranlıkta yaşadığını belirtiyor. Yazar, Bin Ladin’in “Ya bizlesiniz ya da Batılı Haçlılar’la” sözüne yer veriyor.
Atran, IŞİD’in amacının bu makaleden belli olduğunu ve IŞİD stratejisi açısından Cuma günkü saldırının son derece mantıklı olduğunu belirtiyor. Örgüt, Avrupa’da Müslüman ve Müslüman olmayanlar arasındaki bölünmeleri arttırmak istiyor. Bu mantık çerçevesinde, terör daha sert ve gaddar hale geldikçe Müslüman olmayanların aşırı tepki vermesi ve buna karşılık da Müslümanlar’ın cihatçı örgütlere katılması bekleniyor.
Uzman, Avrupa’da Müslümanlar’a karşı tepkinin artmasının, Batı’nın Ortadoğu’daki askeri operasyonlarını genişletmesinin IŞİD’in işine geleceğini söylüyor ve örgütün kilit stratejisinin kaosu bulmak, yaratmak ve yönetmek olduğunu belirtiyor.
Atran, saldırılar ne kadar korkunç olursa, Batılı hükümetlerin de tepkilerinin o derece sert olacağını ve sağ, milliyetçi partilerin daha fazla eylem çağrısı yapacağını söylüyor.
Avrupa yalnızca terörün değil, aynı zamanda büyük bir göç dalgasının da etkisi altında. Doğu Afrika’nın Afrika Boynuzu olarak bilinen bölgesinden ve Ortadoğu’daki savaşlardan kaçan mülteciler karşısında Avrupalılar gün geçtikçe daha zor duruma düşüyor. Göç karşıtı sağcı, milliyetçi partiler bu durumu kullanıyor.
Polis güçleri milliyetçilerin ya da kızgın vatandaşların şiddet olaylarına girişmesi olasılığı konusunda endişeli.
Paris saldırısının hemen ardından Roma’da polis, başkentteki varlığını arttırdı ve Kolezyum ve İspanyol Merdivenleri gibi turistik noktaları korumaya aldı. Polis aynı zamanda Paris’teki olayın halk arasında yaratacağı tepkiden çekinerek mülteci merkezlerindeki güvenliği de arttırdı.
Fransa’da aşırı sağdan kızgın tepkiler geliyor. Fransa’nın kuzey kenti Lille’de yapılan bir barış gösterisi, Marine Le Pen destekçileri tarafından tacize uğradı. Le Pen, yaptığı konuşmada Fransızlar’ın artık güvende olmadığını söyledi ve camilerin kapatılması çağrısında bulundu. Ellerinde meşalelerle yürüten göstericilerin elinde “İslamcıları atın” yazan pankartlar vardı. İslam karşıtı tezahüratlarda bulunan kalabalığa polis müdahale etti.
Avrupa Birliği taraftarı bir araştırma kurumu olan Avrupa Reform Merkezi Direktörü Charles Grant, göç karşıtı ve aşırı sağcı politikacılarla IŞİD’in ortak çıkarları olduğunu söylüyor. Grant, cihatçı militanların Le Pen gibi siyasetçileri kışkırtmak istediğini söylüyor.
IŞİD’in Le Pen’e desteğin artmasını, camilere saldırılar gerçekleşmesini ve Batı’da bir savaş ortamı oluşmasını istediğini söyleyen uzman, örgütün böylece daha fazla Müslüman’ın silahlanacağını düşündüğünü ifade ediyor. Grant, Avrupa’nın, 11 Eylül sonrası Amerika’nın düştüğü hataya düşmemesi gerektiğini, kıtanın kızgınlığa hakim olup inanca ve dinlere karşı olan hoşgörü değerlerine sarılması gerektiğini söylüyor.
Ancak Avrupalılar önümüzdeki haftalarda sinirlerine hakim olmakta zorlanabilir.
İngiltere Başbakanı David Cameron, BBC’ye yaptığı açıklamada, İngiliz istihbaratının son 6 ayda 7 saldırıyı engellediğini belirtti. Cameron, planlanan saldırıların Paris’e oranla daha ufak çaplı olduğunu, ancak bu tür saldırılara karşı hazırlandıklarını söyledi.
Endişe diğer ülkelere de yayılıyor. Fransa’daki saldırıdan önce İtalya, kıdemli bir cihatçının mülteci gemisiyle ülkeye giriş yaptıktan sonra Tunus’a iade edildiğini fark edilmesiyle ülke içinde güvenlik düzeyini arttırmıştı.
Atran, IŞİD’in gün geçtikçe daha kolay hedefler seçmesi nedeniyle güvenlik güçlerinin her yerde koruma sağlayamayacağını söylüyor. Bu nedenle polis şüphe altındaki İslamcılar’ın evlerine baskınlar yapıyor. Atran, teröristlerin hedefinde ciddi bir biçimde güvenlik sağlanamayacak yumuşak hedefler olduğunu belirtiyor.
