Erişilebilirlik

IŞİD'in Serbest Bıraktığı Türk Rehineler Ankara'da


Esenboğa Havaalanı'nda rehinelerle birlikte uçaktan çıkan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu
Esenboğa Havaalanı'nda rehinelerle birlikte uçaktan çıkan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu

Türkiye, Musul Başkonsolosluğu’nun ele geçirilmesiyle IŞİD militanları tarafından rehin alınan vatandaşlarını Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) girişimiyle 101 gün sonra geri getirdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, 49 rehineden üçünün Iraklı olması nedeniyle orada kalmayı tercih ettiklerini belirterek, "Bugün bir bayram günüdür. Bütün bir milletimiz için bayram günüdür" dedi.

Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu, 11 Haziran günü İslam Devleti (IŞİD) terör örgütü tarafından ele geçirildiğinde Başkonsolos Öztürk Yılmaz’ın da aralarında bulunduğu personel ve aileleri de rehin alınmıştı. O günden bugüne IŞİD ile MİT arasında pazarlıklar yürütülmesine karşın terör örgütü, 49 rehineyi serbest bırakmayı kabul etmemişti.

Başbakan Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı görevinde iken gerçekleşen rehine krizinin 101’nci gününde çözüme kavuşturulduğunu Azerbaycan’da duyurdu ve ardından Şanlıurfa’ya geçti. Bu noktada karşılama töreninde her aşamada bilgilendirildiği belirtilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bulunmaması ve ilk açıklama dahil tüm süreci Başbakan Davutoğlu’na bırakması da göze çarptı. Davutoğlu, beraberindeki kabine üyeleriyle birlikte Şanlıurfa’da MİT ekibince sınırdan girişleri sağlanan 46 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ile buluştu ve onları Başbakanlık uçağıyla Ankara’ya getirdi.

Peki süreç nasıl sona erdi?

IŞİD, bu 101 gün içerisinde 49 rehineyi Musul’da ancak sürekli farklı adreslerde tuttu ve en az 9 kez yerlerini değiştirdiği öğrenildi. IŞİD, 49 rehineyi ilk önce Suriye'nin Haseki kentine ve sonra Rakka’ya götürdü. Bu arada tüm yer değişiklikleri ise, Türkiye tarafından insansız hava araçları (İHA’lar) aracılığıyla sürekli gözetim altında tutuldu.

MİT, IŞİD üzerinde etkili olan Arap aşiretleri ile iletişime geçti ve bu amaçla Şanlıurfa'nın Akçakale ve Harran ilçelerindeki Arap kökenli vatandaşlar aracılığıyla bağlantılar kurdu. Bu süreçte MİT’in girişimleri zaman zaman olumsuz sonuçlandı. En sonunda IŞİD’in serbest bırakma kararı üzerine kaç kişi oldukları açıklanmayan MİT ekibi, Akçakale’den Suriye tarafına geçti. MİT ekibi, Rakka’da rehinelerle bir süre görüştü ve Türkiye'ye gideceklerini ifade ederek, olası çatışma durumunda neler yapmaları gerektiğini anlattı. Sonrasında MİT ekibi ve beraberindeki rehineler, Telabyad sınır kapısından geçti ve tampon bölgede MİT Bölge Başkanı ve Şanlıurfa Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı ile buluştu. Saat 05.00 sıralarında gerçekleşen bu buluşma ardından zırhlı araçlar eşliğinde Şanlıurfa’ya gelindi.

Türkiye’ye giriş yapıldığında Başbakan Davutoğlu, Azerbaycan’da mutlu haberi kamuoyuna açıkladı. Davutoğlu, Şanlıurfa’ya geçerken bu sırada 101 gündür rehin tutulan vatandaşlar sağlık kontrolünden geçirildi ve kendilerine sağlanan yeni kıyafetleri giymeleri gibi hazırlıklar yapıldı.

Davutoğlu'ndan Fidan'a jest

Başbakan Davutoğlu, Şanlıurfa’da buluştuğu 46 rehine ile birlikte Ankara’ya kabine üyeleri ile eşi Sare Davutoğlu’nun eşliğinde geldi. Bu noktada dikkat çekici olan uçak kapısı, Esenboğa Havalimanı’nda açıldığında MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın uçağa davet edilmesi oldu. Sonrasında Davutoğlu, Fidan ile birlikte kapıya geldi ve yanına kurtarılan rehinelerden Başkonsolos Öztürk Yılmaz’ın el sallamasını istedi ve böylece o sırada canlı yayın yapmakta olan TV kanalları aracılığıyla da ‘tüm Türkiye’ye rehineler sağ salim getirildi’ mesajı verildi.

Uçaktan inen 46 rehine aileleriyle kucaklaşırken duygu dolu dakikalar yaşandı. Kendisi de sevincini açıkça ilan eden isimlerden birisi olan Davutoğlu ise özellikle rehineler arasındaki çocukları uzun sure sevdi ve onlarla ilgilendi.

‘Rüyalarımıza girdiler’

Kucaklaşmalar devam ettiği sırada vatandaşlara seslenen Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bugün Musul'daki 49 kardeşimiz, 3'ü yerel sözleşmeli memur, orada kaldılar. Buraya gelen 46 kardeşimiz de 75 milyonun her bir ferdinin gönlündeydi. Onlara vatan topraklarına hoş geldiniz diyorum. Bugün bir bayram günüdür. Sadece Musul'dan gelen değerli kardeşlerimiz ve onların aileleri için değil. Hakkari'den Edirne'ye Artvin'den Muğla'ya bütün bir milletimiz için bayram günüdür. 3 ayı aşkın bir zamandır gece ve gündüz onları hayal ettik. Rüyalarımıza girdiler" dedi.

Türkiye’deki ailelere sürekli provokasyona karşı duyarlılık çağrısı yaptıklarını da söyleyen Davutoğlu, sözleri 49 rehine kriziyle ilgili muhalefeti de eleştirerek, şöyle sürdürdü:

"Ben her şeyden önce değerli Başkonsolosumuza ve bütün ekibine teşekkür ediyorum. Öztürk kardeşim, aynı zamanda aynı zamanda diplomasi anlamında meslektaşım ve ekibi, vakur ve metin bir şekilde beklediler. Baş eğmediler. Dimdik durdular. Neyi temsil ettiklerinin bilinci ile hep devletlerine ve her an arkalarında olan milletine güvendiler. Bugün o onurla sabırla bekleyişin hasretle buluşmayla noktalandığı gün. Hepsini sizler adına bağrıma basıyorum. Ümitlerini hiç yitirmedikleri için onların ailelerine, eşlerine, çocuklarına, babalarına teşekkür ediyorum. O aileler ki bu kadar zor bir zamanda hiçbir karamsarlığa kapılmadılar. Bu zaman zarfında ailelerimizi provoke etmek için çok çalışan oldu. Yüreğimize taş bastık. Dediler ki 'Bunlar seçim malzemesi olarak kullanılacak.' Dediler ki 'Bunlar Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve sonrasındaki süreçler için değerlendirilecek.' 'Aslında gizli bir işbirliği var' dediler. Yüreğimize taş bastık. Ama şu manzara dünyaya ve o provokatörlere gösterdi ki bu devleti idare eden Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri kendi vatandaşının bir tek saç telini bile dünyaya ve aleme değişmez. Onların bir tek saç teline zarar gelmesindense bütün makamları terk ederiz. Bütün mevkilerden fedakarlık ederiz. Canımızdan dahi fedakarlık ederiz ki tek bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının kılı bile incinmesin. Bu aileler acı ile evlatlarını beklerken onlar bu ailelerin acıları üzerinden siyasi operasyon yapmaya kalktılar. O provokasyon yapanlara sesleniyorum. Muhalefet yapmak adına her gün bu kardeşlerimizin canını tehlikeye atmak pahasına bizleri bazı açıklamalar yapmaya zorlamaya çalışanları da biliyorum. Onlara sesleniyorum. Gelin bari bugün bu sevinci paylaşın. Artık spekülasyonları bırakın. Bir kere de bu millet ne hissediyorsa onu hissedin. Bu milletle üzülün bu milletle ağlayın. Ben Öztürk Bey'i alnından öperek Musul'a gönderen Dışişleri Bakanı olarak şimdi gururla Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak bir kez daha alnından öpüyorum. Bu milletin evlatları fedakarlık yapmak gerekirse kimseye sormazlar. Canlarını ortaya koyarlar."

Milli İstihbarat Teşkilatı mensuplarını anımsatan Davutoğlu, isimsiz kahramanlara tüm millet adına özellikle teşekkür ettiğini söyledi.

Davutoğlu, konuşmasında uluslararası topluma da seslenerek, Suriyeliler, Filistinliler ve Iraklılar için dayanışma çağrısında da bulundu.

IŞİD’e karşı tutum değişecek mi?

Türkiye’de muhalefetten de peş peşe rehine krizi çözüldüğü için olumlu açıklamalar gelirken; MHP Lideri Devlet Bahçeli gibi siyasetçiler de IŞİD ile yürütülen pazarlıktaki unsurlar hakkında TBMM’ye bilgi verilmesini talep etti.

Şimdi artık Türkiye’nin, insan katliamları gerçekleştiren IŞİD’e karşı mücadelede nasıl bir rol üstleneceği gündemde. Bu noktada IŞİD’e karşı mevcut uluslararası koalisyonda Türkiye’nin 49 rehine gölgesinde vadettiği insani yardım çerçevesinde de mi hareket edeceği yoksa daha aktif bir rol alıp almayacağı merak konusu.

Erdoğan ve Gül de MİT’i kutladı

Cumhurbaşkanı Erdoğan yazılı mesaj yayımladı ve mesajında şunları dile getirdi:

"Uzun süredir özgürlüklerinden mahrum kalan Başkonsolos Öztürk Yılmaz ve ailesine, çalışma arkadaşlarına, Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm aziz vatandaşlarına geçmiş olsun" dileklerini ileten Erdoğan, "Milletimizin gözü aydın diyorum. Önceden planlanmış, tüm detayları hesap edilmiş, tam bir gizlilik içinde bugün gece boyu devam ederek, sabaha karşı başarıyla tamamlanan bu operasyondan dolayı, Sayın Başbakan ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyorum. Milli İstihbarat Teşkilatımız, alıkonulma hadisesinin başlamasından bugüne kadar meseleyi çok hassas şekilde sabırla, özveriyle takip etmiş; nihayetinde başarılı bir kurtarma operasyonu yapmıştır. Operasyonun son derece başarılı biçimde yürütülmüş, vatandaşlarımızın Türkiye'ye intikal ettirilmiş olması, Büyük Türkiye'nin ulaştığı seviyeleri göstermesi bakımından da son derece önemlidir ve değerlidir."

11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kendi döneminde başlayan rehine krizinde çözüme ulaşılmasından duyduğu memnuniyeti belirten yazılı bir açıklama yaptı ve MİT’i de kutladı.

Başkonsolos Yılmaz: 'Kafa kesme görüntüleri izlettirildi'

IŞİD'in 101 gün rehin tuttuğu isimlerden Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz, akşam saatlerinde Başbakanlık’ın bilgisi dahilinde Türkiye’deki TV kanallarında canlı yayınları da katıldı. Yılmaz, NTV’deki açıklamalarında, rehine tutulduğu süreçte ölümle yüzleştiği anlar olduğunu belirtirken "Bazen televizyon izleme şansımız oldu kafa kesme görüntülerini izletirildi. Moralimizi bozmak için görüntüleri bizlere de izlettiler. Amaçları morallerimizi bozmaktı. 65 gün aynı yemeği yedik.Öğle akşam aynı yemeği yedik. Sürekli aynı şeydi. Gıda beslenmemiz yetersizdi. Bütün arkadaşlarım kilo verdi. Ben de toplam 14 kilo verdim’’ dedi.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

XS
SM
MD
LG