Kuzey Irak’taki Kürt Bölgesel Yönetimi (IKYB), 25 Eylül’de yapılacağı açıklanan bağımsızlık referandumuna hazırlanıyor.
Referanduma sayılı günler kala IKBY içindeki basın yayın organlarında “oy kullanmaya çağrı” temalı yayınlar yapılırken sokaklarda da afişler, bayraklar ve referanduma dair materyaller yerini almaya başladı.
Seçmen kayıtları başta olmak üzere referandum hazırlıklarını yapması için Yüksek Seçim ve Referandum Komisyonu oluşturuldu.
Komisyonun merkezi Erbil’deki basın kuruluşu olan Rudaw’a yaptığı açıklamalara göre;
- Resmi olarak 5 Eylül’de başlayan propaganda süreci 22 Eylül’de sona erecek.
- Oylama pusulaları Kürtçe, Arapça, Süryanice ve Türkçe olmak üzere 4 dilde hazırlandı.
- Referandumda oy kullanacaklar “Kürdistan Bölgesel yönetimi ve tartışılan bölgeleri de içine alan bağımsız Kürdistan Devleti’nin kurulmasını istiyor musunuz?” sorusuna ‘evet’ veya ‘hayır’ diyecek.
- Referandumda bütün Irak vatandaşları oy kullanma hakkına sahip ancak sandıklar IKBY içinde olduğu için Bağdat’ta yaşayan birinin referanduma katılabilmesi için sandığın olduğu bölgeye gitmesi gerekiyor.
- 7 bini IKBY içindeki bölgelerde, 5 bini tartışmalı bölgelerde olmak üzere yaklaşık 12 bin noktada oylama yapılacak.
- Irak dışında yaşayan seçmenler elektronik sistem üzerinden oy verebilecek. Irak içinde, mesela Bağdat’ta yaşayanlar elektronik oylamaya katılamayacak.
- Seçmen kayıtları hala devam ediyor ve yaklaşık 5 milyon kişinin oy kullanması bekleniyor.
- Selahaddin ve Diyala’ya bağlı bazı bölgelerin yanı sıra statüsü tartışmalı olan Musul ve Kerkük’te de referandum sandığı kurulacak.
Zamanlama tartışmaları
Referanduma 20 günden az kala hazırlıklar yoğun bir şekilde sürüyor, ancak IKBY içindeki siyasi çevrelerde tansiyon yüksek. “Referandum yapılmamalı, Irak’ın bir parçası olarak kalmalıyız” diyen yok, ancak referandumun zamanlaması konusundaki fikir ayrılıkları sürüyor.
IKBY Parlamentosu’nun büyük ortaklarından Goran (Değişim Hareketi) “referandumun ertelenmesi” gerektiğini savunuyor. Goran’ın yanı sıra Kürdistan İslami Toplum Partisi de (Komel) “referandum yapılmadan önce bazı sorunların çözülmesi gerektiğini” öne sürüyor.
IKBY parlamentosunda sandalyesi olan Irak Türkmen Cephesi (ITC), “Irak içinde savaş halinin devam ettiği ve referandumun Irak Anayasası’na aykırı olduğu” görüşünde.
IKBY içindeki siyasi partiler arasındaki sorunlar referandum sürecinden çok öncesine dayanıyor. 2015 yılında “IKBY başkanını parlamento mu seçsin referandumla mı seçilsin” tartışmalarıyla iyice belirginleşen sorunlar parlamentonun kapatılmasına sebep olacak büyüdü.
Referandum süreciyle birlikte siyasi taraflar arasında uzlaşma sağlanması için görüşmeler yoğunlaştırıldı ancak henüz nihai anlaşma sağlanmış değil.
KDP referandumun kesinlikle yapılması gerektiğini savunuyor, KYB’nin bir kısmı ertelenmesi gerektiği görüşünde ancak KYB’den parti adına “ertelenmeli” şeklinde bir açıklama yapılmadı.
Referandumun ertelenmesi gerektiğini savunanlar arasında Goran (Değişim Hareketi) ve Komel (İslami Birlik Partisi) öne çıkıyor. Bu iki harekete dahil olmayan ancak “ertelenmeli” diyenler de var. Bu kesim;
- Referandum yapılması kararının parlamentoda oylanmadığını ve bu durumun kararın meşruiyetine gölge düşürdüğünü savunuyor.
- Erbil’in Türkiye’yle yaptığı petrol anlaşmasının ardından Bağdat hükümetinin IKBY’nin bütçesini kesmesi, aynı dönemde petrol fiyatlarındaki hızlı düşüş, mülteci akını ve IŞİD’le mücadelenin yarattığı savaş bütçesi nedenleriyle ekonomik durum hızla kötüleşti. Referandumun ertelenmesini isteyenler “birçok projenin durduğu ve memur maaşlarının düzenli ödenemediği bir ortamda referanduma gidilemeyeceğini, önce ekonominin düzeltilmesi gerektiğini” öne sürüyorlar.
- Bağımsızlık referandumunun Bağdat’la müzakere edilmesi gerektiğini ve Bağdat’ın sonucu tanımaması halinde gerçekleşme ihtimali olan olumsuz senaryoların sonuçlarının ağır olabileceğini iddia ediyorlar.
“Referandum ertelenmeli” diyen kesimin rahatsızlıklarından biri de IKBY Başkanı Mesud Barzani’nin görev süresinin uzatılmasıydı. Ancak geçtiğimiz günlerde Barzani, bağımsızlık referandumunun ardından, Kasım ayında yapılacak olan başkanlık seçimlerinde “Kendisinin veya ailesinden bir kişinin aday olmayacağını” açıkladı.
Goran ve Komel liderleri geçtiğimiz günlerde ortak bir açıklama yayınlayarak “referandumun ertelenmesi gerektiği” yönündeki görüşlerini tekrarlayıp gerekçelerini bir kez daha sıraladı. Açıklamada, “Kürdistan Bölgesi’nde memur maaşlarının ödenmesi konusundaki sıkıntıların giderilmesi, halkın yaşam şartlarının iyileştirilmesi, parlamentonun yeniden açılması ve referandumun uygun bir zamana ertelenmesi gerektiği” ifadeleri yer aldı.
Erbil’de parlamentonun Ağustos ayı içinde açılacağı ve referandum kararının parlamentoya sunulup oylanacağı söyleniyordu. “Parlamentonun açılması gerektiği” bütün siyasi kesimlerce dile getirilse de, iç siyasi uzlaşma sağlanamaması nedeniyle parlamento henüz açılmadı ve ne zaman açılacağı da belli değil.
Kürdistan Stratejik Çalışmalar Merkezi’nden Ferid Asserd, “bağımsızlık referandumuna nesnel yaklaşılması gerektiğini” savunuyor. Yaklaşımını VOA’ya değerlendiren Asserd, “Bu referandumun Kürt halkının haklarından biri olduğunu ve bunu kendi kaderini tayin etmek için kullanabileceğini düşünüyoruz. Ben nesnel düşünülmesinden yanayım. Örneğin bölgesel yönetim altındaki yerlerde bir maddi sıkıntı yaşanıyor. Hükümet 3 sene önce çalışanların maaşlarını daha rahat ödeyebiliyordu ve halkına daha rahat hizmet götürebiliyordu. Şu ansa maddi durum eskisi gibi değil, bölgesel gelişme durmuş durumda ve halka hizmet götürülemiyor. Hükümet şu an için gerek memurlara gerekse de bazı petrol şirketlerine oldukça borçlu. Belki de şimdiye kadar açıklanmamış başka yerlere de borcu var. Dolayısıyla şu an bölge insanı arasında referandumun zamanlaması konusunda tereddütler var ve artıyor” dedi.
Asserd, “referandumdan sonra ne olacak?” sorusunun sorulması gerektiğini vurgulayarak, “Referandumu yapmak en kolay şeylerden biridir ama referandumdan sonra ne olacağı önemli. Eğer referandum gerçekleşirse ve çoğunluk Irak’tan ayrılma şeklinde bir görüş beyan ederse, hükümet bu talebe cevap vermek zorundadır. Bu da krizi daha da derinleştirir. Bunun yanı sıra özellikle statüsü tartışmalı bölgelerde silahlı çatışmaların yaşanmasından endişe edilmektedir. Bu endişelerin de ciddiye alınması gerektiğini düşünüyorum. Ve durum bu şekilde gergin devam ederse bu bölgelerde savaş çıkabileceğini düşünüyorum” diye konuştu.
IŞİD sonrası yeni dizayn
Referandumun ilan edilen tarihte yapılması gerektiğini savunan kesime göre;
- Bağımsız bir yapı olmak, bölgesel yönetim olmaktan çok daha fazla güç ve nüfuz sağlar. Mevcut ekonomik kriz daha kolay çözülür.
- IŞİD’le mücadele süreci Peşmerge güçlerine ve IKBY’ye uluslararası düzeyde bakışı olumlu yönde değiştirdi. Yeni ittifaklar ve müttefiklik ilişkileri gelişti.
- IŞİD’le mücadelede sona yaklaşılırken “Irak içinde IŞİD sonrası yeni bir iç ve dış siyasi yapının ortaya çıkması” bekleniyor.
- Özellikle statüsü tartışmalı bölgelerin Erbil veya Bağdat’a bağlanması konusu alevlenecek. Bağımsızlık referandumunun hemen sonrasında bu bölgelerde referandumlar yapılarak IKBY’ye bağlanması mümkün.
- Referandum ertelense bile iç ve dış dahil bütün kesimlerin “tam zamanı” şeklinde uzlaşacağı bir zamanlama asla olmayacak. Her şartta referanduma itirazlar mutlaka olacak.
- Bağımsızlık referandumundan hemen sonra bağımsızlık ilan edilmeyecek, birkaç yıla yayılacak bir süreç başlayacak. Zaten kurumsallaşma ve yapının bağımsız bir oluşuma dönüştürülmesi için de en az 2 yıllık bir süreç gerekiyor.
VOA’ya konuşan gazeteci-yazar Arif Kurbani ise, “referandumun zamanlamasının çok uygun olduğu” görüşünde. Kurbani’ye göre, “Goran Hareketi bu sürece dahil olsa da olmasa da siyasi partiler referandum kararını parlamentoya götürecek. Siyasi bir çerçeveye sokacak ve bir sürece başlayacaklar. Parlamentonun açılmasını gerektiren sadece referandum değil, başka sorunlar da var. Parlamentonun yasal süresi zaten bitmek üzere. Siyasi boşluk oluşmaması için sürenin uzatılması gerekiyor. Parlamentonun görev süresi gelecek seçimlere kadar uzatılabilir.”
Dohuk’taki Amerikan Üniversitesi akademisyenlerinden Dr. Bayar Mustafa, parlamentonun açılacağı görüşünde. Dr. Mustafa’ya göre, “IKBY Parlamentosu’nun iki büyük partisi olan KDP ve KYB’nin parlamentoyu yeniden açmak için iki planları var. Plan A; Goran ve Komal’ı sürece dahil etmek. Eğer dahil olmazlarsa Plan B;parlamentoyu Goran olmadan aktive etmek. Müzakereler sürüyor ancak sonunda parlamento Goran ile veya Goran’sız açılacak.”
“Kürdistan’daki muhalefet en zor günlerini yaşıyor” değerlendirmesini yapan Dr. Mustafa, “Goran şu anda zor bir durumda. Bir taraftan Goran’ın üst yönetimi bu fırsatı kullanmak ve KDP’yle sorunlarını görüşmek istiyor ancak Goran’ın tabanı buna karşı. En azından Goran’ın kendi tabanını ikna etmesi için zaman yok. 2 yıldır medyada çok yoğun bir KDP karşıtı propaganda var” diye konuştu.
Goran, kısa süre önce bazı koşullar öne sürerek, bunların yerine getirilmesi halinde referanduma destek vereceklerini açıklamıştı.
Bu şartların uygulanmasının kolay olmadığını belirten Dr. Mustafa, “Goran’ın ilk şartı, sistem değişikliği, yani başkanlık sisteminden parlamenter sisteme dönüş. Bunun için yeterli zaman bile yok. İkinci şartı, memur maaşlarında yapılan kesintilerin sona erdirilmesi. Bu da ekonomik durumla ilgili ki, birkaç haftada veya ayda değişmez. Diğer taraftan bağımsızlık referandumundan hemen sonra yani Kasım ayında parlamentonun görev süresi de bitiyor. Bu da önlerindeki başka sorunlardan biri” dedi.
Dr. Mustafa, KDP ve KYB’nin azınlık milletvekilleriyle birlikte parlamentoyu aktive edecek yeterli milletvekili sayısına sahip olduğuna dikkat çekiyor.“Goran ve KDP arasında ‘son dakika görüşmesi’ yapılabileceğini” düşünen Dr. Mustafa’ya göre, “hala anlaşmaları için fırsat var ve anlaşma sağlanırsa referandum süreci büyük bir güç ve daha fazla meşruiyet kazanır.”