Erişilebilirlik

Londra’da ‘Brexit’ Protestosu


İngiltere’nin AB’den ayrılık referandumunun bugün ikinci yıl dönümü. Hükümet pazarlıkları yürütmek için yetkiyi kendinde topladı. Ayrılık istemeyenler ise, ‘son sözü ben söylemeliyim’ diyerek başkent Londra’da sokaklara döküldü.

İngiltere’nin 23 Haziran 2016’daki referandumdan beklenmedik bir şekilde AB’den ayrılık kararı çıkmıştı. 2017 Mart’ında Brüksel’e mektup gitti ve Lizbon Konvansiyonu’nun 50’inci maddesi yürürlüğe girdi. Yani, devletlerin ayrılma prosedürlerini düzenleyen madde İngiltere için işlemeye başladı.

Müzakereler hala sürüyor. Ayrılık, İngiltere gündeminin sürekli bir başlığı oldu. Ancak ayrılmak istemeyenler seslerini duyurmaktan vazgeçmiş değil. Bugünkü yürüyüş ve arkasından gelen toplu protesto gösterisi, halkın, “en azından son kararı biz verelim çağrısını” yansıtıyor. Londra’nın merkezindeki yürüyüş ve gösteriye on binlerce kişi katıldı.

Hükümet, son haftalarda parlamentonun hem üst hem de alt kanadını oy çokluğuyla bu sürece müdahale etmekten alıkoyan zaferler elde etti. Artık müzakereleri Başbakan Theresa May ve bakanlar kurulu tam yetkiyle sürdürecek.

Bugünkü gösteriyi düzenleyen “Halkın Oyu” inisiyatifi, müzakerelerin son aşamasında halkın da söz sahibi olmasını istiyor. Dahası, Soros vakfının Açık İngiltere adlı örgütü, Brexit’in tekrar halk oylamasına sunulmasından yana.

Kabinenin sıkı Brexit savunucularından Dış Ticaret Bakanı Liam Fox BBC’ye yaptığı açıklamada, “Anlaşmaktan yanayız ama AB, beğenmediğimiz tekliflerde ısrar ederse masadan kalkarız” dedi. Dışişleri Bakanı Boris Johnson da yazdığı makalede Başbakan May’e “yumuşak değil, tam kapsamlı bir ayrılma” çağrısında bulundu.

Ayrılmaya itiraz edenlerin kafasını meşgul eden hususların başında ekonomi ve gelecek kaygısı bulunuyor. Airbus ve BMW gibi şirketlerin “sert bir ayrılık halinde çekiliriz” şeklindeki son uyarıları ve böyle bir adım halinde binlerce kişinin işsiz kalma ihtimali, bu endişeleri pekiştiren unsurlardan biri konumunda.

XS
SM
MD
LG